Türkiye şu gerçeği hiç bir zaman unutamaz. 1919 yılında, Paris Dörtlüsü diye tanımlanan İngiltere, Fransa, İtalya ve Amerika "Türkler, Anadoluda yok edilmeli, edilemez ise geldikleri yere Orta Asyaya sürülmelidir"  kararını almışlardı. 

Kararı uygulamak üzere Yunan Ordusunu 15 Mayıs 1919 günü İzmire çıkardılar. Batı destekli, işgalci Yunan ordusu 3 yıl 3 ay 24 gün süreyle, Paris Dörtlüsü'nün kararını uygulamaya çalıştı. Başarılı olamadı. Ulu Önder Atatürk sayesinde, işgalci Yunan Ordusu 9 Eylül 1922 günü İzmir'den denize döküldü.

Batı kararından vaz geçti mi? Hayır. Vazgeçmez. Çünkü, Batı geçmişini Roma İmparatorluğu'na dayandırıyor. Türklerin, DOĞU ROMA'yı yıkmasını ve Anadolu'da egemenlik kurmasını, asla kabul edemiyor. 

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra meydana gelen siyasi boşluğu Rusya iyi değerlendirdi. Doğu Avrupa'yı işgal etti. Kapitalist dünya panikledi. Rusya'ya karşı NATO'yu kurdular. Panik havası içerisinde Türkiye'yi de, 1952 yılında NATO'ya aldılar.

30 yıl önce "Türkleri yok etme" kararı alan Batı ile ittifaka girmek, yanlış idi. Yanlışlık yaşanarak öğrenildi. Nitekim 1965 yılında Türkiye ünlü JOHNSON MEKTUBU ile karşılaştı. Amerika "Benim sana verdiğim uçakları, amacı dışında kullanamazsın" diyordu. Bu söylem, Türklerin aklını başına getirmeye yetti.
1974 yılında yapılan KIBRIS BARIŞ HAREKATI sırasında, NATO istihbarat vermedi. KOCATEPE adındaki kendi gemimizi batırdık. NATO'dan ayrı bir istihbarat ihtiyacı ortaya çıktı. ASELSAN'ı kurduk.

1984 yılında,  PKK teröristlerine  karşı tankları kullandık. Ses Almanya'dan geldi. Dönemin Alman Dışişleri Bakanı  "Benim sana verdiğim tankları amacı dışında kullanamazsın" diyordu. Kendi tankımızı üretmekten başka çaremiz kalmamıştı.

Dağdaki teröriste karşı kullanmak üzere insansız hava aracına ihtiyacımız vardı. Amerika'dan kiraladık. Ancak, düşman düşmanlığını yapmaktan geri kalmadı. İstihbaratı önce teröristlere verdiler. İnsansız hava aracı yapmamız gerekiyordu. Başardık. Daha iyisini yaptık. İnsansız hava araçlarına silah koyduk. Silahlı insansız hava aracı ürettik. 35 farklı ülkeye satıyoruz.

Uçakların bakımı için gerekli malzemeyi satmadılar. Türkiye motor dahil her türlü uçak malzemesi üretiyor.

Hava savunması için geliştirilen PATRİOT'ları satmadılar. Türkiye Hisar füzelerini geliştirdi. Türkiye'ye balistik füze vermediler. Türkiye balistik füze üretti. Rize'den ateşlediği balistik füze, 651 km uzaklıktaki SİNOP'ta hedefi 12'den vurdu.

Türkiye ihraç ettiği helikopter motorunu batıdan alıyordu. Batı, satışa ambargo koydu. Türkiye, helikopter motoru üretti, helikopter ihraç ediyor.

Parasını aldıkları halde F35 uçaklarını teslim etmediler. Türkiye KAAN adında askeri uçak üretiyor. Türkiye silah sanayinde batıdan geri kalamaz. Zira, Paris Dörtlüsü'nün kararı rafa kalksa bile, yürürlükten kalkmadı. Batı fırsat kolluyor. Bu fırsatı vermemek için hazırlıklı olmamız gerekiyor. Hazırlık, silah sanayindeki başarıdan geçiyor. Türkiye, batının koyduğu yasakları, milli üretim ile aşıyor. Kötü komşu, mal sahibi yapıyor. (Yazarın sosyal medya hesabından alınmıştır)