Ücret, üretimin maliyetine girer. Kira, faiz de maliyete girer. Ancak, emek olmadan üretim yapılamıyor.

Emeğin üretimdeki yerini onun verimi tayin eder. Genel anlamda en son işçinin üretimde meydana getirdiği ilave değer artışı, ortalama işçinin ücretini belirliyor.

Verimin üzerinde ücret artışı olur ise, iş veren bu artışı fiyatlara ilave etmek zorunda. Aksi taktirde zarar eder. Dükkan kapanır.  Dükkanın kapanmasından en çok işçi zarar görür. Bu nedenle, asgari ücretin emeğin üretimde yarattığı verim kadar olması gerekiyor. 

Gönül ister ki, Türk işçisi de Almanya'daki işçiler kadar yüksek ücret alsın. Ancak, verimi düşük olduğu için alamaz. Vermeye kalktığınız zaman, verim farkı doğrudan fiyatlara maliyet enflasyonu olarak yansıyacaktır. Demek ki, asgari ücreti artırmadan önce, emeğin verimini artırmak gerekiyor.

Emeğin verimindeki artış, sermaye birikimindeki artış ile mümkündür. Almanyda ücretlerin bize göre  yüksek olması, Almanyada SERMAYE BİRİKİMİNİN (fabrika ve işyerleri sayısının) bize göre daha çok olmasından kaynaklanıyor. Demek ki; ücreti artırmanın yolu sermayeyi artırmaktan geçiyor.

Ekonometri, ülkelerdeki emek verimliliğinin hesabını yapıyor. Bizdeki ortalama emeğin verimi, aylık bazda 450 dolar olarak hesaplanmıştır. . Asgari ücretin 450 dolar olması halinde, fiyatlar üzerine etkisi nötr oluyor. Zira verim=ücret dengesi kuruluyor.

450 doların üzerinde asgari ücret olduğu zaman, fiyat farkı maliyetlere yansıyacaktır. Nitekim yansıyor.

Hükümet asgari ücreti 800 dolara çıkardı. Sonuç ortada, üreticiler fiyatları anında artırdılar. Artırmak zorundalar. Artan fiyatlar maliyet enflasyonundan geliyordu. Zira verim farkı olan 800-450= 350 dolar maliyetlere giriyordu.

Fiyatlar artınca, fiyatlar arttı ve asgari ücretin dolar değeri düşmeye başladı. Şu anda 700 dolar civarında. Fiyatlar denge bulamadı. Zira, 700-450= 250 dolar maliyetlere giriyor. Bunu karşılamak için üretim birimleri sürekli fiyatları artırmak zorunda kalıyor. 

Nitekim, üretici fiyat endeksi, tüketici fiyat endeksinin önünde gidiyor. Bu gidiş, reel asgari ücretin 450 dolara düşmesine kadar devam edecek. Mevcut  asgari ücret veriminin üzerinde iken, yeni bir artış yapmak, ekonomik açıdan imkansız görünüyor. (Yazarın sosyal medya hesabından alıntıdır)