Deniz ile ortadan ayrılan karşılıklı iki ülke varmış. Denizin doğu tarafında kalan ülke kralı, hiç değişmeden 30 yıl krallık yapmış. Batı taraftaki ülkenin kralı ise 2 yıldan fazla dayanamıyor, yerine yenisi geçiyormuş.

Başa geçen batı ülkesindeki yeni Kral, sırrı öğrenmek üzere, Doğu Kralı'na elçi göndermiş. Doğudaki Kral elçiyi iyi karşılamış. Niyetini sormuş. 

Elçi, "Yüce Kral 30 yıldır iktidarını koruyorsun. Bizim Kral bu işin sırrını öğrenmek istiyor" diye sormuş. Kral gülümsemiş ve fakat cevap vermemiş.

Kral, elçiyi yanına alarak gezmeye çıkarmış. Buğday tarlasına girmişler. Kral, diğerlerinden fazla uzamış başakları koparıp, atıyormuş. Elçi, cevap alamadan ülkesine dönmüş. Heyecanla bekleyen Kralına "sırrı söylemedi" diye cevaplamış.
 
Kral, "birlikte neler yaptınız" diye sorunca, elçilik görevini yapan kişi "Beni tarlasını gezmeye götürdü. Gezerken boyu fazla uzamış başakları koparıp atıyordu" deyince, Kral sırrı anlamış. İlk önce elçi olarak gönderdiği kişinin görevine son vermiş. Yetişenin ve yükselenin kafasını kesmeye başlamış. Hayatının sonuna kadar Kral kalmış.
 
Bizim parti başkanları da aynı metodu kullanıyor. Partilerden kariyerli bireyler yetişmiyor. Yetişenleri de parti başkanları hemen harcıyor. Partiler, ehliyetsiz ve liyakatsız grupların elinde kaldı. Biat mekanizması sayesinde, parti başkanları krallıklarını ölene kadar sürdürüyor. (Yazarın sosyal medya hesabından alınmıştır)