AK Parti eski Ordu Milletvekili ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Fatih Han Ünal, özellikle Türk siyasetinin son dönemlerde çok ihtiyacı olduğu her fırsatta dile getirilen 'siyasi nezaket' konusunda çok önemli açıklamalar yaptı. "BİZ OFSAYTA DÜŞMEDİK" Milletvekilliği görevinden sonra aktif siyaset yerine iş dünyasına dönerek sahadan bir süreliğine uzak kalan Ünal, bunun nedenlerini katıldığı canlı yayında açıkladı. Altaş Tv'de Orhan Gündoğdu'nun sunduğu Seçim 19 programında konuşan Ünal, "Benim bir anlayışım vardır. Görev alanının dışına çıkan bir kişi, futbolda ofsaytı bilirsiniz. Ofsayt düdüğü çaldı mı, gol de atsanız sayılmaz. Hakem kuraldır, ofsayta dikkat eder. Biz de ofsayta düşmemek için arkadaşlarımızın görev alanlarına girmedik" ifadelerini kullandı. "ARAZİDE DOLANMADIM AMA BERABERLİĞİMİZİ BIRAKMADIM" Ünal sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben bunu hassasiyetle bir ara biliyorsunuz il başkanlığını bıraktım, 2009-2011 arasında işlerime döndüm. Gelen arkadaşlarımızı misafir ettim, fikir isteyenlere fikir verdim. Beraberliğimizi bırakmadım, ama arazilerde dolanmadım. O önemli bir şey. Şuna benzer, eğer bir kişi bir başka alana giriyorsa tıpkı bir işadamının komşu işadamının işyerine girip kasasına oturup, çekmecesini, ötesini berisini karıştırmasına benzer. İyi karşılanmaz bu. Dolayısıyla ben de arkadaşlarımızın siyaset alanına girmek istemedim. Ancak davet edildiklerimi istisna tuttum. Ne zaman görüşmek isterlerse onlarla görüştüm. Benim yapım budur. Alan istismarı olmamalı. Görev tanzimi yapılmıştır, herkesin görev alanları tarif edilmiştir. Bütün arkadaşlarımız bu alanların içerisini doldurmakla mükellef. Bu yanlış anlaşılmaya müsait bir şey. Bizim aslında siyaset toplumu olarak, yani siyasetçilerin bütün hepsini kastediyorum, bütün partileri kastediyorum. En büyük zorlukların yaşandığı şey rekabet ortamlarıdır. Rekabet ortamlarında iki kişi rekabet ederken birçok insanın ezildiğini bilemezsiniz. Zaman sonra görürsünüz ki, bir çok insan bundan zarar görmüştür. Bazen bir bölge zarar görmüştür, belde zarar görmüştür. Dolayısıyla bu tür rekabetlere zemin hazırlamak bizim şahsımızda kendime uygun görmüyorum. Kendi dönemimde de zaten müsade etmedim, ama davetlere icabet önemlidir."