Çalışan motivasyonu günümüzde çok kritik konulardan bir tanesi. Çalışan motivasyonu, bir çalışanın, sorumlu olduğu işleri içinden gelerek yapması durumu ya da teşvikidir.

Motivasyon, belirli bir amaca ve hedefe ulaşmak için kişinin o işe enerji koymasıdır. Dolayısıyla motivasyonu sağlamak hele de çalışan motivasyonunu sağlamak başarıya ulaşmak, şirketleri büyütmek, kurumları büyütmek anlamında çok önem arz eder.

Motivasyon aslında şirketlerin başarıya ulaşma anahtarıdır. Eğer çalışanlar motive değilse giderek performansları düşecektir ve performansı düşen çalışanlar, hem şirkete bağlılık yönünden zayıflık gösterecektir, hem de iş performansı açısından gerçekten yöneticileri hayal kırıklığına uğratacaktır. Bu hayal kırıklığı uyarı veya ceza sistemi ile belki bir ara aşamaları olarak atlatılabilir ama çok büyük ihtimal çalışan motivasyonun düşüklüğü işten çıkarmaya ve çalışan sirkülasyonuna dönecektir. Çalışan motivasyonunu yüksek tutmak bu noktada  kurumun, şirketin, işletmenin  her türlü organizasyonun aslında birincil önceliklerinden biri olmalıdır. 

Motivasyon kaybı aslında şirketin umduğundan çok daha fazlasını kaybetmesine yol açabilir. Şöyle ki, bir kişi mutluluğunu veya memnuniyetini çevresindeki iki, iki buçuk kişiye aktarıyor, fakat bir kişi memnuniyetsizliğini, sıkıntılarını çevresindeki ortalama sekiz, dokuz kişiye aktarıyor dolayısıyla aslında çalışan motivasyonsuzluğu bulaşıcı. Yayılmaya meyilli bir davranış şekli veya duygu durumudur. Buda şirketlerin büyümesinin aksine, kurumun enerji kaybetmesine, daha fazla küçülmesine, ciro kaybetmesine, çalışan kaybetmesine varacak bir yolculuğun habercisidir.

Çalışanları motive eden şeyler ise, İnsan Kaynakları departmanlarının birinci önem arz eden maddelerinden biri arasında olmalı. Özellikle uzaktan çalışmanın da olduğu günümüzde bu konu ciddi derecede önemli. Başlıca motive eden şeylerin başında takdir konusu geliyor. Aynı zamanda cesaretlendirme. Personele özellikle sosyal bir ortamda yaptığı işin beğenildiğinin beyan edilmesi gerekmektedir. Yani basit aslında. Bir yöneticinin ‘’teşekkür etmesi’’ bile aslında en önemli taktirlerden birisi. Ki bu ücretsiz bir eylem ve bu yöntemle bile çalışanı çok güzel motive edebilirsiniz. Teşekkür ederim, eline sağlık, bravo aynen böyle devam et cümlelerinde gizlidir her şey.

İkincisi ise, ödüllendirme. İlla bu para demek değildir ilk akla gelen şey genelde budur. Ödülün amacı aslında algıdır. Aslında plaket, değerli bir kalem, saat, telefona kadar gidebilecek farklı farklı şeyler düşünülebilir. Deneyim ödüllendirmeleri yapılabilir. Neyi kastediyorum burada, aslında hayat sahip olduğunuz şeylerden değil, yaşadığınız şeylerden ibarettir. Sahip olduğunuz şeyler mutlaka geçicidir, yaşadığınız şeylerin anıları sizde kalır, bundan 30 yıl sonrada onu anlatırsınız. Dolayısıyla ödüllendirme anlamında biraz daha deneyim yaşatma üzerine kurulu programlama tasarlayabilirler. Örneğin, bir otelde kişinin eşi ve çocukları ile bir hafta sonu tatilini geçirmesini sağlama gibi veya bir kurs deneyimi (gitar, tenis vs gibi) yaşatmak gibi. Başka bir ülkede seyahat deneyimi gibi örnekler çoğaltılabilir.

Üçüncüsü ise, çalışanın fikirlerine değer vererek motivasyon sağlanmalı. Ne zamanki yöneticiler beraber çalıştığı, aynı yolda beraber yürüdüğü takım arkadaşlarının yani personellerinin fikirlerini dinler ve değer verirse işte o zaman o çalışanlarda size ve kuruma değer verir. Bir çalışanın her söylediğini mutlaka yapmak değil ancak mutlaka her çalışanın söylemek istediği fikirlerinin söyleyeceği kanalları açık tutmak gerekir. O zeminleri hazırlamak gerekir. Ortak çalışma platformunu sağlamak, fikir toplamak, fikir analist sistemlerini şirket içinde kurmuş olmak, bu fikrin yönetimin başındakilere ulaştığından kişinin emin olması, bu olduğu taktir de o fikir hayata geçmese dahi kişi kendinin motivasyonunun daha da artmış bir şekilde olduğunu hissedecektir.