MUTLULUK, hepimizin dilinde olan ancak hiçbir zaman tam anlamıyla hiçbirimizin yüzde yüz mutlu olmadığımızı hissettiğimiz duygu!
Mutluluk TDK’ya göre; “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik” olarak tanımlanmakta. Ancak, mutluluk değişik tanımları yapılmış göreceli bir kavram olarakta karşımıza çıkmakta.

Bana göre de ‘’mutluluk’’ aynı şeylere farklı bir gözle bakmayı gerektirir. Güneşin doğuşunu her izlediğimde farklı bir haz alıyorum. Bir gün görsel şölenini izlerken, bir gün sıcaklığını hissederek, birgün esen rüzgarın hissini ve sesini olduğu gibi hissederek zihnim ve bedenimin tam anlamıyla birarada olduğu zamanları da yaşadığım ve farklı hazlar hissettiğim zamanlar olmuştur. Eminim sizin hayatınızda da böyle anlar oluyordur ancak bunları arttırmak sizlerin elinde.

Yaş ilerledikçe sorumlulukların artması ile birlikte anda kalmak zor olacaktır farkındayım. Kafamızdaki binbir düşünce bizleri şimdiden koparır uzaklaştırır. Ancak şunu kendinize her defasında hatırlatırsanız mutlu olmamak için bir neden olmayacaktır. Yeni şeyler denemek için geleceği beklemeye gerek yok. Aradığınız şeye şuan da da ulaşabilirsiniz. 

Yarın yada dün bir düşünceden ibaret. Hayat şimdide yaşanır.
Hepimiz zaman zaman şu soruları kendimize soruyoruz. Neden kendimi kötü hissediyorum?, Kendimi nasıl iyi hissedebilirim?, Bu iç sıkıntısından nasıl kurtulurum? 

Her zaman daha nasıl iyi hissederim şeklinde çapalar durur insanoğlu ölümüne kadar. Peki, daha huzurlu daha mutlu nasıl olunur? Formül niteliğinde bir kaç öneri sunacağım:

    Anda kalmayı farkında olmayı öğrenin, o ana odaklanın,
    Hayatınızı başka insanlarla kıyaslamayı bırakın,
    Sosyal ilişkilerinizi güçlendirin, sık sık zevk aldığınız insanlarla görüşün,
    Negatif insanlardan kendinizi koruyun, sürekli şikayet halinde olanlardan uzak durun,
    Kimseyi değiştirmek için çabalamayın, siz kendi davranışlarınıza odaklanın,
    ‘’HAYIR’’ demeyi öğrenin,
    Dinlediğiniz okuduğunuz size iyi gelen şeyleri hayatınıza uyarlayın,
    Mutluluğun sırrı almak değil aslında vermektir, bol bol yardımlaşın,
    Hüzünlü bir yüzü bile inanılmaz güzel gösteren inanılmaz tılsım olan ‘’GÜLÜMSEMEYİ’’ hayatınızdan hiç çıkarmayın,
    Etrafınıza çevrenize bakıp ‘’ŞÜKREDİN’’ kendi hayatınıza, varlığınıza,
    Ve en önemlisi  de ihmal ettiğiniz ‘’KENDİNİZİ’’ sürekli gözlemleyin.

Hz. Mevlana’nın bir sözünü hatırlatmak isterim; ’Bazen bitmek bilmeyen dertler, yağmur olur üstüne yağar ama unutma  ki  rengarenk gökkuşağı yağmurdan sonra çıkar.’’ 
Dünyada iki tip insan vardır; Yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler.

Yaşayanlardan olmanız dileği ile...