İlk kruvaziyer gemisi Ordu'ya demir attı İlk kruvaziyer gemisi Ordu'ya demir attı

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, göreve başladığında Rüsumat Müze ve Anıt Parkı için söz vermişti. İşte o sözünü yerine getirmesine artık sayılı günler kaldı. 

Rüsumat Müze ve Anıt Parkı'nda çalışmalarda son aşamalara gelindi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hamidiye Kruvazörü'yle Ordu'ya geldiğinde karaya ayak bastığı yer olan İlk Adım Anıtı önündeki çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Güler, "Tarihi geçmişimizi gelecek ile buluşturacağız. Tarih kokan gemimizin anılarını Ordu'da yaşatacağız" dedi.

GEMİ İSKELETİ HAVUZ İÇERİSİNE ALINDI

Çalışmaların yüzde 75'lik kısmı tamamlanan projede, atölyede özel olarak hazırlanan gemi parçaları, şantiye alanında birleştirilerek iskelet oluşturuldu. Gemi iskeleti dev vinçlerle havuz içerisine alındı. Proje kapsamında bulunan ahşap takaların atölyede üretimi tamamlandı ve sahaya getirildi. Havuz ve makine dairesinde seramik kaplama imalatlarında sona gelindi. Havuz makine dairesinde mekanik çalışmalar ile havuz ve makine dairesinde elektrik imalatları da devam ediyor. 

MAYIS AYINDA HİZMETE SUNULACAK

Mayıs ayında tamamlanarak hizmete sunulması amaçlanan Rüsumat Müze ve Anıt Parkı'nda havuz içinde mekanik tesisat ve aydınlatma sistemi kurulacak. Gemi imalatları tamamlanarak içi müze haline getirilecek, havuz etrafında yürüyüş yolu düzenlenerek çevre aydınlatmaları yapılacak. Ayrıca alanda karadan gemiye ulaşımın sağlanması için yürüyüş yolu da yapılacak. 

PEKİ NEDİR RÜSUMAT NO:4'ÜN ANLAMI?

Rüsamat No:4 ilk kez 1892 yılında İngiltere'de bir balıkçı gemisi bilinen adıyla trol gemisi olarak yapıldı ve kullanıldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun 35'inci padişahı ve 114.İslam Halifesi, 5.Mehmed diğer adıyla Sultan Mehmed Reşad döneminde Osmanlı Gümrük İdaresi tarafından toplam 5 adet alınan 4'ncü gemiydi. İstanbul'a getirildi. Bu gemilere 'vergi' anlamına gelen 'rüsum' adı verilerek geliş sırasına göre isimlendiriliyordu. 

32 metre boyunda, toplam 85 tonluk bu gemiye 'Rüsumat No4' adı verildi. Marmara Denizi'nde hem posta işleri için, hem de kaçakçılıkla mücadelede kullanılıyordu. 1914 yılında 'mayın' ve 'karakol' vazifise için Osmanda Donanması envanterine girdi. Birinci Dünya Savaşı boyunca Marmara'da cephane ve donanma nakliyesi için kullanıldı. 

1920 yılında Umûr-ı Bahriye Müdürlüğü yani Deniz İşleri Müdürlüğü envanterine geçti. Karadeniz'de Akçakoca ve Hopa arasında 32 Liman Reisliği arasında kullanıldı. 

Bu sırada Yunan ve İngiliz savaş gemileri, Mondros Mütarekesi'nin sonucu olarak Karadeniz'de devriye gezerek Kurtuluş Savaşı için cepheye Sovyetler Birliği'nden sağlanan silah ve cephaneyi taşıyan gemileri yakalamaya çalışıyordu. Ön güvertesine iki top monte edilmiş ancak saatte sadece 6 mil hız yapabilen Rüsûmat No4, 15 Ağustos 1921'de iki top ve 350 sandık cephaneyi Batum'dan yükleyerek İnebolu'ya yetiştirmeye çalışıyordu. Aralarda limanlara uğrayarak düşman gemilerinin seyri hakkında kara gözetleme istihbaratları alınıyordu. 

Rüsumat No4, takvimler 17 Ağustos 1921 Çarşamba gününü gösterdiğinde Ordu'ya geldi. Hem ihtiyaç, hem de ikmal desteği için Ordu sahiline yanaşarak demir attı. Bu sırada Ordu'da alınan bir kara istihbaratında Ordu açıklarına hem batıdan, hem de doğudan düşman gemilerinin yaklaştığı bilgisi alındı. 

Yakalanma ve düşman gemileri tarafından bombalanma ihtimaline karşı gemi komutanı Yüzbaşı İsmail Mahmud Gökbora (Galatalı İsmail) gemiyi batırmaya karar verdi. Gemideki iki top ve tonlarca cephane sandığı, Ordulu kayıkçıların kurduğu zincirle elden ele kıyıya kadar çıkarıldı ve güvenle bölgede depolandı. 

İstibaratlar doğru çıkmıştı ve açıkta bir Yunan torpido gemisi göründü. Yüzbaşı İsmail Mahmud Gökbora gemideki silah ve cephanelerin boşaltılmasından sonra ön güvertede küçük çaplı bir yangın çıkardı ve tekneye denizden su almak kullanılan kinistin valfinı açarak geminin su almasını sağladı. Bir süre sonra gemi aldığı suyun ağırlığıyla denize gömüldü. Geminin yandığını ve battığını gören Yunan savaş gemisi sadece bir kez top atışı yaptı, ancak Rüsamat No4'e isabet etmedi. Geminin yanarak battığını sanan düşman savaş gemisi bölgeden uzaklaştı. 

Yunan savaş gemisi ufukta kaybolduktan sonra batarak karaya oturan gemiden su tahliyesine başlandı. Bu kez hem donanma, hem de Ordu halkı yeniden seferber oldu ve gemideki su tahliye edilirken kayıklar yardımıyla suya gömülen Rüsumat No4 yeniden deniz yüzeyine çıkarıldı. Gece gündüz çalışılarak gemideki gerekli bakım, onarım ve tamiratlar yapıldı. Yeniden Ordulu kayıkçıların yardımıyla karaya alınan silah ve cephaneler yeniden Rüsumat No4'e yüklendi. Şark Cephesi'nden alınan ve Garp Cephesi'ne ulaştılmak istenin bu silah ve cephaneler İnebolu'ya nakledildi. Batırılarak tekrar yüzdürülerek savaşa devam eden Rüsumat No4'e 'Gazi' ünvanı verildi. 

1921 yılı Eylül ayında, yeni bir sefer yapan Rüsumat No4, Giresun'un Eynesil açıklarında bir kez daha düşman gemileri tarafından farkedildi, tekrar aynı yöntem denenmek istendi ancak bu kez düşman gemilerinin top atışıyla aldığı ağır hasarlar nedeniyle gerçekten denize gömüldü. 

Şark ve Garp cepheleri arasında 10 seferde toplam bin 70 tüfek, 7 bin 459 sandık fişek, 993 kasatura, 8 top ve 2 bin 244 sandık da top mermisi taşıyan Gazi Rüsumat No4'ün özgeçmişi bu şekilde.

Editör: TE Bilisim