Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof.Dr.Mehmet Ceyhan, Beyaz Tv'de yayınlanan ve Pınar Işık Ardor'un sunduğu 7.Gün programına katıldı. 

Dünya'yı tehdit etmeye devam eden pandemiyi şahsi olarak 5 döneme ayırdığını dile getiren Prof.Dr.Mehmet Ceyhah, "Bu bana ait bir sınıflama. Birinci dönemi ilk vakaların başladığı andan itibaren aldığımız tedbirlerle başladı" dedi. 

"TEDBİRLER AZALIRSA EN BAŞA DÖNERİZ"

Prof.Ceyhan, iyileşen vaka sayısının günlük vaka sayısını geçmesiyle de ikinci döneme girildiğinin de altını çizerek, "Bu farklı bir dönem. Şimdi önemli olan günlük iyileşen sayısının günlük vaka sayısının üzerinde kalması. Çünkü bu günlük iyileşen sayısı her zaman çok yüksek rakamlarda kalmayacak. Bu daha önce yatan hastalarla ilgili. Onlar iyileşiyor. Bundan sonra vaka sayısı azaldığı için iyileşen sayısı da azalacak. Üçüncü döneme girene kadar, üçüncü dönem dediğim artık yavaş yavaş tedbirleri kaldırmaya başladığımız dönem. Herkesin merakla beklediği, okullar ne zaman açılacak, alışveriş merkezleri, şehirlerarası yolculuk bu üçüncü dönem. Bu süreçte ona hazırlıklar ve planlamalar yapıldı. En kritik dönem üçüncü dönem. En başta tedbirler alınması lazım. Eğer acele eder, kontrolsüz kaldırırsak bu tedbirleri yeniden birinci döneme geçmemiz kaçınılmaz. Bunu deneyen ülkeler oldu ve kötü bir deneyim oldu. Mesela Japonya vaka sayısı az diye okulları açtılar. Vaka sayıları yeniden arttı, tekrar başa döndüler. Singapur da aynı şekilde. Şu anda üçüncü döneme geçmek için hazırlık yapan ve bizden önde olan İskandinav ülkeleri var. Onların deneyimlerini de görme şansımız olacak" diye konuştu. 

POŞETTEN, ELBİSEDEN, PAKETTEN, AYAKKABIDAN VİRÜS BULAŞIR MI?

Salgının başlancıgıcında farklı düşündüklerini belirten Prof.Mehmet Ceyhan, "Çünkü yepyeni bir virüstü ve Çin'deki, sonra onun etrafındaki ülkeler, İtalya, İspanya derken biz şöyle zannettik. Dedik ki, bu artık poşetten, gıdadan, elbiseden, ayakkabıdan her şeyden bulaşabiliyor. O yüzden başımızı hiç siperden çıkarmamamız lazım diye düşündük. Fakat sonra geldiğimiz noktada şunu anladık. Birincisi bu sanıldığı kadar çok poşetten, gıdadan, elbiseden falan bulaşmıyor. Bu virüsün yüzde 90 bulaşma yolu, karşılıklı damlacık yoluyla. Yani iki insan, 1.5 metreden yakın mesafede konuşurken, yüz yüze dururken birinin öksürüğüyle, hapşırıyla, konuşurken ağızdan çıkan damlacıklar direk karşıdaki insanın ağzından, burnunda girerek enfekte ediyor" ifadelerini kullandı.  

ÖYLE OLSAYDI TABLO ÇOK VAHİM OLURDU!

Sert zeminler başta olmak üzere poşet, elbise, paket, ayakkabı gibi eşyalardan virüs bulaşmış olsaydı bugünkü tablonun çok daha korkunç olacağını dile getiren Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof.Dr.Mehmet Ceyhan, "Eğer öyle olsaydı, bugün gördüğümüzün onlarca kat üstünde vaka görmüş olurduk. Çünkü küçük şehirler, 31 şehirde alınan önlemler olmadığı için oralarda çarşılar, pazarlar kontrolsüz çıkışlar çok ve yeni vaka artışları olmadı. Çok az vakayla kontrol altına alınabildi ve yeni yüksek vaka artışları olmadı. Bir büyük şehirden geliyor virüs ve orada bulaşıya neden oluyor. Türkiye'deki küçük illerde vakalar azalmaya başladı. 600-700 bin nüfuslu iller var, 50-60 vakayla kontrol altına alınmış vakalar görüyoruz. Bu iyi bir gelişme" dedi. 

Editör: TE Bilisim