CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, CNN Türk'te Ankara Temsilcisi Dicle Canova'nın canlı yayın konuğu oldu. CHP Genel Merkez gündeminin 'yerel seçimler' olduğunu belirten Torun, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile ortak bir dil kullandı ve yerel seçimler için de 'tabanda ittifakı' vurgusunu yaptı.

24 Haziran Seçimleri'nin ardından CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce'nin, seçimlerden 66 gün sonra seçim değerlendirmelerinin yapıldığı ve kendisinin davet edilmediği yönündeki eleştirilerinin de sorulduğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, bu soru karşısında oldukça bozuldu. İnce'yi, "Muharrem İnce partimizin bir değeridir, Cumhurbaşkanı adayımızdır. Kendisi elbetteki partimizde her türlü sorumluluğu yüklenebilecek bir partilimizdir" diyerek tanımlayan Torun, hem seçim değerlendirmelerinin neden 66 gün sonra yapıldığını, hem de neden İnce'nin o toplantıya davet edilmediğini şu sözlerle ifade etti:  

"PARTİ MECLİSİ ÜYELERİNİN KATILDIĞI BİR TOPLANTI"

"Seçim analizi için Parti Meclisi Toplantısı, Parti Meclisi üyelerinin katıldığı bir toplantı kaldı ki. İkincisi, biliyorsunuz bir kurultay talebi olmuştu, imza süreci, ondan dolayı da bir gecikme oldu. Aray bayramdı, bazı konular da girdi açıkçası. Sürenin uzaması hani bir bilinçli, yani biz geciktirelim daha geç açıklayalım anlayışı değil. İşte bayram girdi, kurultay süreci tartışmaları oldu, belli olaylar girdi, yoksa gecikmenin başka herhangi bir farklı niyeti yok."

"ÇAĞRILABİLİR MİYDİ? OLABİLİRDİ BELKİ"

"Yani Muharrem İnce çağırılabilir miydi? Belki çağrılabilirdi, ama bir Parti Meclisi Toplantısı'ydı sonuçta. Parti Meclisi üyelerinin katıldığı bir toplantı. Yani, sonuçta çağrılabilir miydi? Olabilirdi belki. 

MUHARREM İNCE NE DEMİŞTİ?

Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan'ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programına katılan CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, 24 Haziran Seçimleri sonrasında seçim değerlendirmesinin yapıldığı Parti Meclisi Toplantısı'na davet edilmediğini belirterek, "Orada çok büyük bir yanlış yaptılar. Seçimden 66 gün sonra seçim sonuçlarını değerlendirdiler, ama cumhurbaşkanı adayını davet etmediler. Ben yokum. Yani benim olmadığım bir parti meclisi toplantısı olur mu? Gülüyorum bunlara. Şimdi bakın, partinin 1 milyon 250 bin üyesinin vicdanına sesleniyorum. Bir kampanya yaşamışız. Şöyle ya da böyle. Ben partinin cumhurbaşkanı adayıyım. Olayı yaşayan benim. 68 vilayette 107 miting yapan benim. Meydanlarda oy isteyen benim, televizyonlarda tartışan benim, ama kampanya nasıl geçti diye konuşuyorlar orada saatlerce, ama ben orada yokum. Partinin ayağa kalkması lazım. Genel Başkan'a, yöneticilere, parti meclisine, MYK'ya, siz kimsiniz kardeşim demeleri lazım. Kardeşim siz kimsiniz yani? Cumhurbaşkanı adayını nasıl çağırmazsınız demeleri lazım. Ben bekledim inanın, ben bekledim. Ne diyebilirim şimdi? Siyaseti bilmemek var ama çağırmadılar. Parti 66 gün sonra, AKP değerlendirmiş, İyi Parti değerlendirmiş HDP değerlendirmiş, Saadet değerlendirmiş, CHP 66 gün sonra seçim sonucunu değerlendiriyor ve aday ortada yok, davet edilmiyor."  

Editör: TE Bilisim