ORDU - Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, aleyhinde bir süredir yürütülen dedikodu operasyonlarının Ak Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün açıklamalarıyla ciddi bir iftira boyutuna erişmesiyle çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Başkan Yılmaz, hakkında cami önlerinde, çay ocaklarında yapılan söylentilerin tavan yapmasının ardından Tv52'nin de ana yayıncı olarak içerisinde bulunduğu 4 televizyon, 9 radyodan canlı olarak yayınlanan programda, adeta açtı ağzını yumdu gözünü. Önceden adına 'kamuoyu' denilen dedikodu mahiyetindeki söylentilere çok fazla aldırmadıklarını söyleyen Başkan Yılmaz, "Fakat son 1 haftada, son 10 günde iş öyle bir noktaya geldi ki, yereldeki bir siyasetçi olarak açıklama yapma gereği hissettim. Ben işin ucunun nereye varacağının hesabını, kitabını, hep kontrolünü biz yapmaktansa, bu dedikoduyu atıp kenarda duranlar, iftirayı atıp kenarda duranlar, kamuoyunu yanlış yönlendirip kenarda duranları kamuoyu kim olduğunu bilsin" diye konuştu.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, çok konuşulacak olan açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: 

"Belli mecralardan çok ciddi dedikodular geliyor kulağımıza. Bu esnada OHAL oldu. OHAL sürecine ilişkin bizlere bilgilendirmeler yapıldı. Sonra muazzam bir kara propaganda döndü ortalarda. Şimdi bundan sonra yapacağım açıklamalara dikkat edin. Bir Genel Başkan yardımcımız aradı, İstanbul milletvekilimiz. Sonra bir diğer Genel Başkan yardımcımız aradı beni, sonra diğer bir bakanımız aradı beni aynı gün, aynı saatlerde arka arkaya. Sonra il Valimiz, il Başsavcımız, il Emniyet Müdürümüz derken ciddi bir mevzunun olduğunun farkına vardık, Ankara'ya gittim ben. Ankara'da Genel Başkan yardımcılarımızla, her ikisiyle görüştüm. Gittiğim gün, aynı akşam geri döndüm. İddia şu: Zekeriya Öz'ü ilk önce dediler ki, Enver Yılmaz kaçırmış. Sonra dediler ki, Ordu Büyükşehir Belediyesi'nin aracı kaçırmış. ORBEL'in aracı kaçırmış dediler. Allah için ben ilk bu iddiayı bana söyleyen bir Genel Başkan yardımcımızın ağzından duydum Ankara'da. Alel acele geldim o akşam. Hemen bu işin hukuki sorumlusu olan yetkili arkadaşlarımıza İl Emniyet Müdürü ve İl Başsavcımıza ziyaret etmek suretiyle işin hukuki boyutuna ait bilgiler aldım. Çok ciddi bir iddia çünkü. Hatta dedim ki, eğer bu iddia doğruysa tartışılacak hiçbir şey yok. Bu iddia doğru değilse de hiç tartışılacak birşey yok. Ben ondan sonra konuşurum dedim." 

"EMNİYET HAZIRLIK SORUŞTURMASI AŞAMASINA GETİRİLMİŞ!"

"Arkadaşlarımızın, Cumhuriyet Başsavcılığımızın, hukuki mercilerin yapmış olduğu araştırma sonrası Zekeriya Öz sanığın kaçırılmasında ana fail olarak Büyükşehir Belediyesi'nin gösterildiği, bu olaya ilişkin emniyetin bir hazırlık soruşturması olduğunu, Allah için ben Ankara'dan duydum, onu tekrar tekrar söyledim. Hazırlık soruşturmasında da orada ilk defa belki Türkiye bu işi duyacak. 9 Ağustos 2015 tarihinde, Zekeriya Öz'ün İstanbul'dan Samsun'a uçakla geldiğini, İstanbul yargı imamı avukatının eşinin Fatsalı olması sebebiyle 34 plaka Nissan Qashqai marka bir araçla Fatsa'ya geldiği, Fatsa'da bir gece misafir edildiği, ertesi gün 11:24 civarında 10 Ağustos tarihinde Ordu'dan çıkıldığı, Sarp Gümrük Kapısı'ndan o akşam Türkiye'yi terk ettiği. Kaldığı ev belli, bindiği araç belli, yardım ve yataklık yapanlar belli. Faillerden bir tanesi tutuklu, ismini vermeyeceğim bir siyasi partinin adayının damadı, ama partisinin Genel Başkanlığı'yla aynı seviyede değil, muhalif kesimde yani Meral Akşener Hanımefendiyi temsil eden o grubun üyesi bir tutuklu. Tutuklunun ağabeyi de ABD'de kaçak. Faillerin hepsi yakalanmış, suçu da itiraf etmişler. Dolayısıyla hukuken yüzde 100 netlikte tespit edilmiş bir vaka, hukuken sonuçlandırılmış bir vaka." 

"DEDİKODU OPERASYONLARINI YAPAN O İSMİ AÇIKLADI!"

"Ben bu bilgileri alır almaz derhal gittim Ankara'ya. Dedim ki, Sayın Genel Başkan Yardımcım, bu iddiayı size, bu iftirayı size kim söyledi? Daha sonra bu iftirayla ilgili iki Genel Başkan yardımcımız, 3 tane bakanımız, sayısız milletvekillerimiz, sayısız genel müdürlerimiz bilgilendirilmiş, dedikodu olan bu iftira ile ilgili. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olan hemşehrimize bilgi verilmiş, ilgilenilmesine dair. Devlet Denetleme Kurulu Başkanı'na iftiraya yönelik benim anlattığım gibi değil, bana atfedilen iddia şekliyle bilgi verilmiş. Ordu Valisi'ne, Ordu Emniyet Müdürü'ne, Ordu Cumhuriyet Başsavcısı'na bu bilgilerin hepsini veren şahıs, bizim eski milletvekilimiz İhsan Şener." 

"O İSİM YÜZLEŞMEYE GELEMEDİ!"

"Ben de Genel Başkan yardımcımıza dedim ki, bu iftirayı atan şahısla bizi yüzleştirin. Bir araya gelmedi. Ben o zaman hukuki haklarımı sonuna kadar takip ederim ama onun dışında da iftira atanın dini olmaz, iftira atanın vatanı olmaz, iftira atanla ilgili hukuki hak dışında ben üzerime düşen ne varsa hepsini yaparım dedim." 

"EN ÜST SEVİYEDE HERKESE TEK TEK ANLATTIM!"

"Ve bu olayın tamamını en üst seviyede anlatılması gereken, bilmesi gereken herkese tek tek anlattım. Tabi sadece bununla da ibaret değil. Sonra FETÖ Soruşturması'na benim müdahale ettiğim, FETÖ Soruşturması süreci içinde birilerini koruduğum, kolladığım, ki bu süre içinde birisiyle ilgili bir teşebbüste bulunmadığım gibi şimdi tekrar çerçeveyi genişletiyorum. İlimizde ya da bir başka yerde, kiminle ilgili iftira boyutlu, ya da gayri hukuki bir işlem varsa biliniz ki, failleri ve sanıkları belli. Birisi İhsan Şener'dir. Hangi somut olaysa. Fatsa'da bir olay mı var? Bilin ki arkasında O vardır. Ünye'de bir olay mı var? Bilin arkasında O vardır. Niye biliyor musunuz? Her somut olayla ilgili araştırın, işin arkasında bir siyasi hesaplaşma var. Burada bizim milletvekilliğimizi yapmış, 7 Haziran seçimlerinde de listede olan ama 1 Kasım seçimlerinde listede olmayan bu arkadaşımızı yereldeki siyasi hesaplaşması elbette bitmedi. Bu siyasi hesaplaşmayı malesef bizim üzerimizden iftira atmak suretiyle söylüyorum. Ben 21 yıldır aktif siyasetin içindeyim ama ben bu türlü bir iftirayı görmedim. Göz göre göre, resmi makamlarca teyit edildiği halde bile bile bu şekliyle iftira atanlarla ilgili şimdiye kadar herkes acaba falancı mıdır, filancı mıdır. İftira atan belli ama birisi çıkıp da benim gibi iftirayı atan falancıdır demedi. Ben şimdi söylüyorum."
Editör: TE Bilisim