ANKARA - 13 Mayıs'ta meydana gelen maden faciasından sonra ilk kez kameralar karşısına geçen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, basın toplantısı düzenledi. 10 günlük rötarın ardından konuşan Atalay, "13 Mayıs 2014 günü meydana gelen maden faciasında 301 işçimiz hayatını kaybetti. Burada hayatını kaybeden işçilerimiz sadece madenin bulunduğu bölgenin insanı değil. Zonguldak'tan Hakkari'ye, Adana'dan Bartın'a 17 farklı şehirden insanımız. Ortak olan, hepsinin ekmeğinin derdinde olması. 432 çocuğumuz yetim kaldı. Analar, babalar evlat acısı yaşıyorlar. Türkiye derin bir keder içerisinde, ülkemizin başı sağolsun." dedi.

"SAYIŞTAY RAPORLARI ÜLKE GÜNDEMİNE GELMEDİ"

Türk-İş Genel Başkanı seçildikten sonra ilk işinin 9 Eylül 2013'te Zonguldak'taki maden ocaklarında işçilerle madene girmek olduğunu söyleyen Atalay, "Sayıştay'ın hazırladığı ve hukuksuz uygulamaları tespit ettiği raporu da elimizde. Ancak bu raporlar maalesef ülkemizin gündemine hiç gelmedi. Facia olduktan sonra olay yerine ilk ulaşanlardan biri de benim. 17 Mayıs günü son arkadaşımız madenden çıkarılana kadar bölgeden hiç ayrılmadım. Umudumuz daha fazla canımızı sağ salim madenden çıkarmaktı ancak kaybımız çok büyük oldu. Bu facianın sebeplerini detaylı olarak anlatan raporlar hazırlanıyor ancak sebebi anlamak için raporları beklemeye gerek yok" dedi.

"MADENDEKİ İŞÇİ SAYISI BELİRLENEMEDİ"

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Soma'daki facia sırasında ilk iki gün madende bile kaç işçi olduğunu tespit edemediklerini belirterek, "Normal şartlarda madende kullanılan lambaların üstünde numaraların olması gerekiyor. Bu numaralar madende kaç işçinin olduğunu tespit etmekte kullanılıyor" dedi.
 
"YILLIK KAPASİTENİN 3 KATI KÖMÜR ÇIKARILMIŞ"

Atalay, maden ocağı firmasının yıllık üretim kapasitesinin 3 katı üretim yaptığına da dikkati çekerek, "Yılda 1,5 milyon ton üretim kapasiteli bu maden ocağından, 3,5 milyon ton kömür çıkarıldığı tespit edildi. Bu, işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe saymak demektir. 1,5 milyon ton kapasiteli bir madende, 3,5 milyon ton üretim yaptığınız zaman, bu madenin havalandırma sisteminin teknik yeterliliğinin iyi olmasını bekleyemezsiniz. Normalde bu madende 400 kişinin çalışması gerekirken, 800 kişi çalıştırırsanız acil bir durumda madenden zamanında tahliye olunmasını bekleyemezsiniz." dedi.

"PATRONLARIN GÖZÜNÜ PARA HIRSININ BÜRÜMESİDİR" 

Atalay sözlerine şöyle devam etti: "Bu durumun bu noktaya gelmesinin sebebi, patronların gözünü para hırsının bürümesidir. Nasıl daha fazla çalıştırıp, nasıl daha çok kazanırım anlayışıdır. Bu anlayış özellikle çok tehlikeli iş yeri sınıfında olan maden ocaklarında büyük tehlikelere, iş cinayetlerine sebep olmaktadır. Patron, maliyetleri yükselttiği için çok tehlikeli bu işyerlerinde gerekli teçhizatı ve teknolojiyi kullanmamaktadır. Bunlara daha fazla yaptırım uygulamak mecburiyetindeyiz. Yoksa bu iş cinayetleri olmaya devam edecektir." 

"TAŞERON SİSTEMİ KALDIRILMALIDIR"

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, özellikle taşeron sisteminin kaldırılması gerektiğinin altını çizerek açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı: "İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası 4 yıl bekletildikten sonra yürürlüğe girdi. Ancak patronlar ülkeyi idare edenlere bizden daha çok tesirli oldular. Nitekim bu yasanın bir çok yerinde değişiklik yaptırdılar. Buradan bir kez daha söylüyorum, ülkemizdeki taşeron sisteminin bir an önce ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ülkeyi yönetenler şu anda gündemde olan Yatağan Termik Santralleri'nin özelleştirmesini durdurmalıdır. Geçmişte sunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu raporunun taslaklarını gündemlerine almalıdır."
Editör: TE Bilisim