ANKARA - CHP il başkanlarıyla Ankara'da bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partililere ders verir gibi bir konuşma yaptı. Parti içerisinde 'ben' devrinin kapandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, 'biz ne olacağız' demeliyiz dedi. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu bakan çocuklarının Türkiye'sini kabul etmiyoruz. Berkin Elvan'ların Türkiye'si olmalı. Çocukların özgürce sokağa çıkıp oynadığı, özgürce konuşabildiği bir Türkiye olmalı. Bunu savunacağız. Biz mücadelemizi bir seferberlik anlayışı içinde yapacağız. Ben dahil olmak üzere her CHP'li,  hukuk ve demokrasi yolunda bedel ödemekten kaçınmayacaktır. Verdiğimiz mücadele zor bir mücadeledir. Zorbalara karşı özgürlük, diktatörlere karşı demokrasi, zalimlere karşı adalet mücadelesi veriyoruz. Bu kolay, sıradan bir mücadele değil. Çatışma sürecinden beslenen, toplumu ayrıştıran, kutuplaştıran ve bundan beslenen bir siyasal iktidar var. Totaliter yönetimlerin temel özelliği toplumları çatıştırıp kendi tabanını bloke etmektir. Bunun tipik örneğini 1 Mayıs'ta yaşayacağız." 

"BİZİM KENAN EVREN'LERE İHTİYACIMIZ YOK"

Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde İstanbul Taksim Meydanı'nda sadece üç kez 1 Mayıs kutlamalarının yapıldığını ve kimsenin burnunun bile kanamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi göreceksiniz TOMA'lar, biber gazları, yaralananlar vs. olacak. Dönüp şunu söyleyecek diktatör özentisi; bakın gördünüz mü gene cam, çerçeve kırıldı. Ölenlere üzülmüyor. Cam çerçeveye üzülüyor. Bizim yeni Kenan Evrenlere ihtiyacımız yok. Bizim demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, herkesin karnının doyduğu, kendisini özgür hissettiği bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. CHP milletvekillerini MİT yasası çıkmadan önce fişlemişlerdi. Şimdi yasa çıktı, fişlemeyi meşru hale getirdiler. 12 Eylül askeri darbesinin yapamadığını bunlar yapıyorlar. Son seçimlerde biz valisiyle, kaymakamıyla, emniyet müdürüyle bütün kurumlarıyla AKP devletiyle yarıştık. Ama bu bizi yıldırmamalı, tam tersine mücadele  gücümüzü ateşlemeli" diye konuştu."

"TOPLUMSAL MUHALEFETİN ÖNDERİ DURUMUNDAYIZ"

CHP Lideri Kılıçdaroğlu konuşmasını şu ifadelerle sördürdü:

"Bize oy veren yurttaşlarımızın sayısı 12 milyonu buldu. Yüzde 30 bandına yaklaştığımızı görüyoruz. Bütün hileler, şaibeler ne olursa olsun, her şeye karşın biz Türkiye'de toplumsal muhalefetin önderi durumundayız. Amacımız CHP'ye oy veren her değerli yurttaşımızı partimize üye kaydetmek olmalı. Biz CHP'yiz. Bize 12 milyona yakın yurttaşımız oy verdi. Her bir oyun hakkını vermek zorundayız. Bir oy bile bizim için çok ama çok değerlidir. O oy halka adanmışlık oyudur. Halkı düşünen oydur. Kişisel çıkar peşinde koşan oy değildir. 12 milyon oyun böyle bir ağırlığı vardır. Bize yüklediği böyle bir sorumluluk vardır. Sonuçlardan memnun değiliz, doğru. Bu bizim moralimizi bozmayacak. Bizim kitabımızda umutsuzluk yoktur. El ele, kol kola, omuz omuza daha fazla çalışacağız. Çalışmayacak arkadaşlar, ben bu kadar ağır yükü çekemiyorum diyen arkadaşlar köşelerine çekilebilirler, ama ben çalışacağım, ülkeme karşı sorumluluğum var, ben CHP'nin il başkanıyım diyorsanız o zaman umutla, heyecanla yol arkadaşlığına devam edeceğiz. Bu çalışmayı yaparken inanmadığımız şeyleri sakın ola ki söylemeyeceğiz. İnandığımız şeyleri de kararlılıkla söyleyeceğiz."

"1 MİLYON 100 BİN ÜYEMİZ VAR"

Mayıs ayının ilk haftasında bütün illerin kadın kolları, MYK üyeleriyle bir toplantı yapacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, kadın belediye başkanları, belediye başkan adayları, eski kadın belediye başkanlarının da katılacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, CHP'de son 4 yılda önemli değişikliklerin olduğunun altını çizerek, "Şunu ifade edeyim. Üye sayımız 2010'dan 2014'e yaklaşık yüzde 46 arttı. 50 bin olan üye sayımız, 1 milyon 100 bine çıktı. Bu çok önemli bir gelişme. Üye sayımızın artmasında siz değerli il başkanlarımızın, ilçe başkanlarımızın, belde başkanlarımızın büyük katkısı var. Ama bu yetmiyor. Amacımız CHP'ye oy veren her değerli yurttaşımızı partimize üye kaydetmek olmalı." dedi. 

"BEN DEĞİL, BİZ"

Kılıçdaroğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"CHP'de bireysel çıkışlara, bireysel beklentilere asla izin vermiyorum. Ben ne olacağım anlayışı CHP'de yoktur artık. Biz ne olacağız? Türkiye ne olacak? Asıl düşünmemiz gereken nokta budur. İçinde bulunduğumuz şartlar sıradan demokrasiyi yaşayan bir ülkedeki şartlar değil. Demokrasi ayaklarımızın altından kayıyor, totaliter rejime doğru giden bir yapı var. Bu nedenle hepimizin oturup düşünmesi gerekiyor. Halka anlatması gerekiyor ve biz bir totaliter rejim tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu asla unutmamalıyız. Türkiye son 5 yılda özellikle son 5 yılda hızla hukuk devleti olmanın dışına çıkıyor. Bu kaygı sadece CHP'nin kaygısı değil. Bu kaygı sadece Türkiye'deki entelektüellerin kaygısı değil, aydınların kaygısı değil. Bu kaygı şu anda demokratik dünyanın ortak kaygısıdır. AB'ye gidin İlerleme Raporlarına bakın. Avrupa Parlamentosu'na gidin oradaki tartışmalara bakın. Totaliter bir rejimle karşı karşıyayız. O nedenle bizim sorumluluklarımız her zamankinden daha fazla ve daha ağır. Bunun bilincinde olacağız. Geldiğimiz noktada şöyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Kendi iradesini, halka milli irade olarak dayatmaya çalışan bir zihniyet var. Kendi iradesini milli irade olarak görüyor. Çünkü milli iradenin ne olduğunu bilmiyor. Ona göre kendi düşüncesi geçerli düşüncedir. Kendi düşüncesinin dışındaki bütün düşünceler hukuk dışıdır. Geldiğimiz nokta budur. Demokrasi için tehlikede budur. Bir kişinin açıkça çıkıp kendi iradesini milli irade olarak halka satması. Bunu kabul edemeyiz."
Editör: TE Bilisim