KONYA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak "ANA" ile saat bugün saat 12.50'de Konya'ya geldi. Erdoğan'ı Konya Havaalanı'nda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, Vali Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun ve diğer ilgililer karşıladı. Başbakan Erdoğan ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık da Konya'ya geldi.

Kent Meydanı'ndaki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Hazreti Mevlana'yı, Şems Tebrizi'yi, Sadrettin Konevi'yi, Muhittin Arabi'yi, diğer bütün alimleri, Tahir Büyükkörükçü'yü rahmetle yad ettiğini söyledi.

"SİYASETİ, SİYASİ ZEMİNDEN KOPARDILAR"

Türkiye'de demokrasi tarihinin en zor, en çetin, en meşakkatli seçimini 30 Mart'ta geride bıraktıklarını söyleyen Erdoğan, sandıkta istediklerini alamayacaklarını anlayan, istedikleri sonuca ulaşamayacaklarını anlayan çevrelerin, sandık dışı, demokrasi dışı, hukuk dışı yollara tevessül ettiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nasıl saldırılara maruz kaldığımızı sizler de gördünüz. Şahsıma, aileme, arkadaşlarıma çok ağır saldırılarda bulundular. Hükümetimiz ile partimize çok ağır taarruzlar yaptılar. Hatta çok daha ileri gittiler, birliğimize, kardeşliğimize, bağımsızlığımıza, ülkemize ve milletimize dahi kast ettiler. Siyaseti, siyasi zeminden kopardılar. Başka zeminlere, ahlak dışı zeminlere çekmek istediler. Centilmence bir yarış yerine ahlaksızlıkla, edepsizlikle hatta son derece kirli ittifaklarla üzerimize geldiler. Gerek muhalefet partileri gerek diğer çevreler ellerindeki her türlü kirli imkan ve aracı kullanarak, milli iradeyi teslim almak, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmak istediler. Ama siz bu oyunu gördünüz. Sizler kurulan tuzağı, kurulan kumpası hissettiniz. Gezi olaylarıyla başlayan sürecin 17 ve 25 Aralık darbe girişimleriyle devam ettiğini Konya ve halkımız anladınız. 30 Mart'ta da gereğini yaptınız."

"HEM KİRLİ İTTİFAKIN İÇİNE GİRDİLER, HEM DE SEÇİMİ KAYBETTİLER"

Gezi olaylarının Türkiye'de milli iradeye yönelik bir darbe girişiminin ilk tezgahı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu darbe girişimi 17 ve 25 Aralık'taki saldırılarla sonuca ulaştırılmak isteniyordu" dedi.

"Bir kısım yargı içindeki çete mensuplarını kullanarak, bir kısım emniyet içindeki örgüt mensuplarını kullanarak, içeriden ve dışarıdan kirli ittifaklar kurarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni devirmek, yerine de kendi arzuladıkları gibi bir hükümet kurmak istediler" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Mevcut hükümetten millet son derece memnun ama birileri bu hükümetten memnun değildi. Kim onlar? Kendi şahsi ve örgütsel çıkarları zedelenenler bu hükümetten rahatsız oldular. Faiz yoluyla elde ettikleri milyarlarca doları kaybedenler, istikrarlı ekonomiden rahatsız oldular. Türkiye'nin mazlumlara el uzatan, içeride ve dışarıda haklıyı savunan bizim o dış politikamızdan rahatsız oldular. Çözüm sürecinden, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nden, bu milletin kardeşliğinden rahatsız oldular. Türkiye'nin büyümesinden, bölgesinde ve dünyada iddia sahibi olmasından, küresel projeler inşa etmesinden rahatsız oldular. Mısır'da oynadıkları oyunu Türkiye'de de oynamak istediler. Ukrayna'da oynadıkları oyunu Türkiye'de de oynamak istediler. Türkiye'yi istikrarsızlaştırarak, zayıflatarak Türkiye'de kaos, kriz, belirsizlik oluşturarak millete kaybettirmek ama kendilerine, kendi örgütlerine kazandırmak istediler. Hem böyle kirli bir ittifakın içine girdiler hem de seçimi kaybettiler. Yüzde 45,5 biz, yüzde 43 bunlar. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez" diye konuştu.

"O TEZGAH BİR GÜN SENİ DE VURACAKTIR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Pensilvanya'daki zatı yanlarına aldılar değil mi? Şimdi ben onlara bir tavsiyede bulunuyorum. Pensilvanya'daki zat, eğer samimiysen, eğer dürüstsen, eğer herhangi bir sıkıntın yoksa, yasal manin yoksa, 'İnzivaya çekildim' diyor, inzivaya çekilmek için Konya'dan daha güzel bir yer olabilir mi, Erzurum'dan daha güzel bir yer olabilir mi, İstanbul'dan daha güzel bir yer olabilir mi, Bursa'dan daha güzel bir yer olabilir mi, Ankara'nın Hacı Bayram Veli, oradan daha güzel bir yer olabilir mi? Hadi o zaman çık Türkiye'ye gel. Niye Türkiye'ye gelmiyorsun? Pensilvanya'da ne işin var, çık buraya gel. Hani bu vatanı seviyordun, hani vatanseverdin, hani milliyetperverdin, çık Türkiye'ye gel, oradan tezgah kurma. Unutma tezgahların üstünde bir tezgah vardır. O tezgah bir gün seni de vuracaktır. Bu oynanan oyunlar yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor ve bunun hesabı da sorulacaktır."

"İHANETİN HESABINI SORACAĞIZ"


Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hiç merak etmeyin, biz bu örgütten ülkelerine yaptıkları ihanetin hesabını soracağız. Şu anda soruyoruz, başladık. Belli bir direnç var. Bu örgütün yargı içindeki, emniyet içindeki, diğer çevrelerdeki, devletin kurumlarındaki uzantıları tarafından belli bir direnç gösteriliyor ama biz o direnci de kıracağız. Hiç endişe etmeyin. Devlet içinde devlete, paralel devlete asla müsaade etmeyeceğiz"

"Artık milletimiz uyandı, bunların okullarına, dershanelerine karşı çığ gibi bir tepki oluşmaya başladı. Alın bunların dershanelerinden çocuklarınızı. Şu anda okullar bitiyor. Sakın ha, önümüzdeki yıl bunların okullarına çocuklarınızı katiyen göndermeyiniz. Bunların gazetelerine, televizyonlarına, bunların iftira ve yalan üreten medyalarına tavrınızı koyun. Milletim artık bunlara itibar etmiyor. Bu yetmez. Hukuk içinde, demokrasi içinde yaptıklarının hesabını verecekler. O gizli dinlemelerin, gözetlemelerin, montajların, dublajların her kesime yaptıkları şantaj ve tehditlerin hesabını verecekler. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı giriştikleri darbenin hesabını verecekler. Milli İstihbarat Teşkilatımızın tırlarını durdurmanın, Türkiye'yi teröre destek veren ülke gibi göstermenin hesabını verecekler. Dışişleri Bakanlığımızdaki çok gizli toplantıyı alçakça dinlemenin ve bunu alçakça yayınlamanın, bu büyük ihanetin de hesabını verecekler."
Editör: TE Bilisim