GİRESUN - Son birkaç gününü Doğu Karadeniz Bölgesi'ne ayıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize ve Trabzon'un ardından bugün de Giresun'a geldi. Partisinin Genişletilmiş İl Danışma Kurulu Toplantısı'na katılan Erdoğan, partililere yönelik oldukça sert mesajlarla daha çok çalışmaları talimatını verdi.

GELDİĞİN GİBİ BU MİLLET SENİ GÖNDERMESİNİ BİLİR

Özellikle Giresun'da AK Parti'nin hakettiği yere gelmesi için üstün bir çaba sarfedilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, başta bakan ve milletvekilleri olmak üzere tüm parti teşkilatına sert mesajlar verdi. Sözlerine, "Kapı kapı dolaşacağız" diyerek başlayan Erdoğan şu ifadeleri kullandı: 

"Gurur, kibir bize yakışmaz. Gurur-kibir Allah'a aittir. Biz, mütevazi olacağız. Bizim bakanımız, mütevazi olacak. Belediye Başkanımız mütevazi olacak, milletvekillerimiz mütevazi olacak. Tevazuda toprak gibi olmak var ya, böyle olacağız. Yoksa bu makamların bize vermiş olduğu zenginlik, hiç bir işe yaramaz. Makamı, güçlü kılmaktır aslolan, makamdan güç almak değil. Eğer makamdan güç alarak yoluna yürümeyi düşünüyorsan, geldiğin gibi bu millet seni göndermesini bilir. Kendi çıkarını, partisinin ve ülkesinin çıkarının önünde tutan hiç kimse, AK Parti'de yöneticiliğe talip olamaz. Kesinlikle, kesinlikle. Davası ve ülkesi için çalışacak, milletimizle kucaklaşacak, proje üretecek herkese, yüreğimiz ve kollarımız açıktır.

DEĞİŞİM İHTİYACINI ERTELEMEYECEĞİZ

Tüm arkadaşlarının da bu anlayışla hareket edeceğine inandığını söyleyen Erdoğan, "İhanete bulaşmamış olması şartıyla partimize ve ülkesine hizmet etmiş herkesin başımızın üzerinde yeri vardır. Vefa, bizim için sadece İstanbul'da bir semtin değil, kalbimizde taşıdığımız bir duygunun adıdır. Onun için bugüne kadar birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarımızla başka alanlarda birlikte çalışmayı elbette sürdüreceğiz ama teşkilatlarımızdaki değişim ihtiyacını asla ertelemeyecek, bundan vazgeçmeyeceğiz." dedi.

BU ÜLKE CHP'LİLERİN OLDUĞU YERLERİN ÜLKESİ Mİ?

Türkiye'nin, tarihin en önemli istiklal ve istikbal mücadelesini verirken, yalnızca dışarıdan değil, içeriden de saldırı altında olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ana muhalefetin başındaki zat Türkiye düşmanlarının ağzıyla konuşarak, onların istedikleri gibi davranarak adeta ülkesine karşı savaş açmış durumdadır. Tüm işini gücünü bırakıp terör örgütlerinin, teröristlerin savunuculuğuna soyunan bu kişi, kendisine uzatılan mikrofonlara öyle şeyler söylüyor ki, inanın bana O'nun adına biz utanıyoruz. Yatırımcılara ve turistlere adeta 'Türkiye'ye gelmeyin' diye yalvaracak, 'Sadece CHP'li belediyelerin olduğu yerlere gelin' diyecek kadar seviye kaybına uğramış. Bu ülke CHP'lilerin olduğu yerlerin ülkesi mi? Ama biz öyle demiyoruz, biz 780 bin kilometrekareye çağırıyoruz. Bizim farkımız bu. Bu şekilde Hükümeti ve şahsımı yıpratabileceğini sanan bu anlayışın, Ana Muhalefet Partisi'nin Genel Başkanı olması ne kadar üzücüdür değil mi? Genel Başkanı böyle olur da milletvekilleri durur mu? Onlar da her fırsatta 15 Temmuz şehitlerine hakaretler ederek, 15 Temmuz Destanı'nı kötüleyerek, şehitlerimizin ruhlarını inciterek, milletimizi hakir görerek Genel Başkanlarının izinden gidiyorlar."

BU İNSAN DAĞITMIŞ, SIYIRMIŞ, HER ŞEY AÇIK, ORTADA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi, Marmaris'ten yola çıktığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Darbe yapılmış ve üzerimizde birçok operasyonlar yapılıyor, F16'lar, vesaire fakat orada teklifler... 'Buradan sizi hızlı bir yatla bir adaya götürelim.' teklifi. Biz de diyoruz ki; 'Eğer öleceksek biz kendi topraklarımızda ölürüz. Asla böyle bir şeyi yapmayız.' Damadım, eşim, torunlarım beraber helikoptere biniyoruz, oradan Dalaman'a geliyoruz, Dalaman'dan uçağımıza biniyoruz. Son ana kadar pilotumuz nereye ineceğimizi bilmiyor. Son anda İstanbul diyoruz, İstanbul'a iniyoruz. Üzerimizde yine F16'lar havalimanına indikten sonra geliyorlar, alçak seviye uçuşu yapıyorlar ama on binler havalimanında. Meğerse benden yaklaşık 1,5-2 saat kadar önce beyefendi oraya inmiş. Orada o kadar insanı gördüğü halde ne diyor biliyor musunuz? Diyor ki 'Gidin, görüşün tanklardaki o kişilerle, o Fetocularla bak ben onlardan yanayım, ben onlar gibiyim.' Bu sefer tanklar çekiliyor kenara ve o da Bakırköy Belediyesine gidiyor. Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde, oradan izliyor, sonra açıklamalar yapıyor, 'Cumhurbaşkanı geleceğini söyleseydi, ben oradan ayrılmazdım.' diyor. Daha da ötesi 'Orada tanklar mı vardı.' diyor. Bu insan dağıtmış, sıyırmış, her şey açık, ortada. Gözlerin senin görme engelli mi? On binler havalimanında, onları görmedin mi? Onların gözleri vardır, görmezler, kulakları vardır, duymazlar, dilleri vardır, hakikati söylemezler çünkü kalpleri mühürlüdür."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ilişkin eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi Batı'ya bizleri şikayet ediyor, 'Sakın ha göndermeyin, güvenlik yok.' diyor. Eline diline dursun, Ankara'dan İstanbul'a yürüdün, 29 gün seni tüm polislerimizle koruyan kim? Seni ta oralara ulaştıran kim? Yeri geldi benim vatandaşımdan izin almadan, onların yerlerini taradın, gittin oralara yerleştin. Bunları yapan, sana buralarda güvenlik imkanını sağlayan kim? Bu hükümet. Sana böyle bir yürüyüş için izin de verilmeyebilirdi ama verildi. Niye? İşte bizim özgürlük anlayışımız bu da onun için. Bizde asla bu konularda bir sıkıntı yok. Çünkü biz inancımıza, düşüncemize güveniyoruz, biz demokratik anlayışımıza inanıyoruz, güveniyoruz. Yürüdün de ne oldu?"

BİZİM BİR ÇEKİNCEMİZ YOK

CHP'nin Çanakkale'de yapacağı toplantıya değinen Erdoğan, "Şimdi kalkmış Çanakkale'de demokrasi toplantısı yapacakmış, 5 gün için orada bizim dönemimizde hazırladığımız bir yer var, orada 5 günlüğüne... Arkadaşlar da zannediyorum 2-3 günlük bir orada kendilerine müsaade edecekler. 2-3 gün orada ne yapacaksan yap. Biz buyuz, bizim bir çekincemiz yok." dedi.

CHP tabanının önemli bir bölümünün de bu durumdan çok ciddi rahatsızlık duyduğunu tahmin ettiğini dile getiren Erdoğan, ana muhalefetin içinde bulunduğu tefessüh halinin, kendilerinin sorumluluğunu daha da artırdığını söyledi.

Milletin gelecek için tüm ümidini kendilerine bağladığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar yaptıklarımız elbette çok önemlidir. Bunları her fırsatta milletimize anlatmalıyız ama ülkemizin ve milletimizin asıl bundan sonra yapılacaklara ihtiyacı var. Türkiye'nin kurtuluşu 2023 hedeflerimize ulaşmamızdan geçiyor. Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizdeki gelişmeleri ülkemizin lehine olacak şekilde yönlendirmemiz gerekiyor. Projelerimizi, planlarımızı, icraatlarımızı artık dünyanın en üst liginde mücadele ettiğimizin bilinciyle hayata geçirmek durumundayız. Demokrasimizi ve ekonomimizi ancak bu şekilde güvence altına alabiliriz."

KAÇMIYORLAR, GELİYORLAR

Göreve geldiklerinde kişi başına milli gelir 3 bin 400 dolarken, şimdi 11 bin dolara çıktığını, Merkez Bankasında 27 milyar dolar varken şimdi 107 milyar dolara ulaştığını belirten Erdoğan, "Artacak bunlar, burada kalmaz." dedi.

İhracatın, Gezi olayları gibi yaşanan olayların ardından 150 milyar dolara çıktığını, daha da iyi bir konuma geleceğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bunlar bizim için yeterli değil. Çünkü biz şu anda dünyayı ülkemize çekiyoruz. İşte geçenlerde rüzgar enerjisi santraliyle ilgili yapılan ihaleyi gördünüz. Bin megavatlık bir ihale hamdolsun Alman ve Türk iş birliğiyle gerçekleşti ve bu ihaleyle ilgili olarak Türkiye'ye adeta ambargo koyan Almanya'nın en güçlü firması Siemens, Türk firmalarıyla beraber bu ihaleyi kazandılar. Aynı şekilde yine ondan kısa bir süre önce bizzat benim de katıldığım bir ihale oldu ki şehir hastaneleri adıyla yaptığımız bu ihale de İstanbul'un İkitelli'sinde olan 2 bin 500 yataklı bir şehir hastanesi. Bu da 1,5 milyar dolara Japon-Türk iş birliğiyle yapıldı ve bitti. Bak, kaçmıyorlar, geliyorlar. Niye? Türkiye güven ülkesi, bunun için bunlar oluyor. Daha da iyi olacak."

İCRAAT GENÇLİĞİ İSTİYORUM

Giresun'da özellikle gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Slogan gençliği istemiyorum, icraat gençliği istiyorum ona göre" dedikten sonra konuşmasını tamamladı.
Editör: TE Bilisim