ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki Grup konuşmasında son günlerde Alevi vatandaşlar üzaerinden mezhep farklılıklarının kaşındığını ve tahrik edildiğini belirterek, bunu istismar etmek isteyenler kollarını sıvayıp yeniden harekete geçtiler dedi. 

"BİR SÜREDİR PROVASI YAPILIYORDU"

Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "İşte şimdi, şu anda Türkiye'yi bir başka meseleyle, bir başka hassas konuyla, meshep farklılıklarını kaşıyarak, yeniden tahrik etmenin mücadelesi içindeler. Hem içeride, hem de dışarıda Alevi vatandaşlarımız üzerinden, kendi hesaplarını görmek isteyenler, bu konuya elverişli bir istismar vasıtası olarak görmek isteyenler kollarını sıvadılar, yeniden harekete geçtiler. Bakın bir süredir bunların provası yapılıyordu. İşte bildiğiniz gibi bu hafta sonu Almanya'daydım. Aynı gün Almanya'da bizim oradaki toplantımızın yapıldığı o muhteşem salonun yakınından bir nehir geçiyor. Nehrin karşı tarafında da, oradaki Ali'siz Alevilere miting yapma izni verilmiş. Dert, bizim yaptığımız o toplantıyı adeta acaba nasıl sabote ederiz. Bunun gayreti içerisine girdiler. Bütün bunlara rağmen Alman yönetimin tedbirlerini iyi almıştı. Aynı anda bizim toplantımızın olduğu bölgeye yakın 5 ana merkezde bize karşı olan gruplar tarafından toplantılar yapılıyordu. Alınan güvenlik önlemleri başarılı olduğu için hiçbirisi arzusuna ulaşamadı. Biz da orada Almanya'daki kardeşlerimizle muhteşem, coşku ve heyecan dolu buluşmayı gerçekleştirdik."

"CHP'Lİ BAZI VEKİLLER TAHRİK EDİYOR"
"
YÜZYILLARDIR AYNI BAYAT SENARYO"

Türkiye'de Alevi vatandaşların kapılarına işaretler konulduğunu söyleyen Erdoğan, CHP'li bazı milletvekillerini de Alevi vatandaşları tahrik etmekle suçladı. Yüzyıllardır aynı bayat senaryonun Türkiye'de oynandığını belirten Başbakan Erdoğan, merhumun kız kardeşinin bu eylemler olmasaydı kardeşi ölmeyecekti dediğini söyledi. Başbakan Erdoğan'ın silahı çeken kişi ya da kişiler hakkında hiçbir şey söylememesi ise dikkatlerden kaçmazken, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Reyhanlı Saldırısı'nda bunu denediler. Hatay'da bunu denediler. Malatya'da, Adıyaman'da bunu denediler. Gezi Olayları'nda, 1 Mayıs olaylarında bunu denediler. Kendi milletvekilleri bizzat bu işin aktörü oldular. Hepsinde başarısız oldular. En son Okmeydanı'nda bir kez daha bunu denediler, orada da başarısız oldular. İşte merhumun kız kardeşinin sesini duydunuz değil mi? Eğer siz bu eylemleri yapmamış olsaydınız benim kardeşim ölmeyecekti diyor. Vaka bu. Ortada herhangi birşey yok. Herhangi bir sıkıntı da yok. GBT'sinde de en ufak bir olumsuz yanı da yok. Sadece kendisi Cemevi'ne gidiyor, orada malesef böyle bir olayla karşı karşıya kalıyor. Şunu görelim artık arkadaşlar. Yüz yıldır aynı bayat senoryoyu Türkiye'ye saldırmak için kullanıyorlar. Yüz yıldır Türkiye'yi yerinde saydırmak, Türkiye'yi meşgul etmek, Türkiye'yi zayıflatmak için kullanıyorlar. Biz bu bayat senoryonun dışarıda yazıldığını, dışarıdan desteklendiğini söylediğimizde birileri çıkıyor, istihza ile hedefi saptırmaya çalışıyor." 

"OKMEYDANI OLAYLARINDAN DHKP C TERÖR ÖRGÜTÜ SORUMLU"

"Allah aşkına, Okmeydanı'nda olayların başını çeken elin kanlı terör örgütünün dışarıdan desteklenmediğini söyleyecek olan var mı? Yerli bir örgüt olduğuna inanan var mı? Bunların nereden beslendiğini hepimiz biliyoruz. Nerelerde korunduklarını, kollandıklarını biz çok iyi biliyoruz. Biliyorsunuz, DHKPC terör örgütünün kampları Yunanistan'da. O kamplarda eğitim alarak Türkiye'ye girenleri gördük. En sonunda Yunanistan yönetimi bunlara bir darbe indirdi. Belli bir yere kadar durdurdular acaba sıfırladılar mı hala kani değil. Kimlerin bunlara kamp verdiğini, lojistik sağladığını, kimlerin bu örgütün sırtını sıvazladığını gayet iyi biliyoruz. Bunların da başında olanlara defaetle, belgelerle hep gösterdik fakat dert başka. Dert, güçlenen Türkiye'yi acaba nasıl böleriz, acaba nasıl zayıflatırız, bütün mesele bu. Çünkü güçlü bir Türkiye'yi asla kabullenmiyorlar."

"CHP VEKİLLERİ O ÖRGÜTÜN VEKİLİ GİBİ DAVRANIYOR"

CHP'li bazı milletvekillerini DHKP C terör örgütüyle birlikte hareket ettiğini söyleyen Erdoğan şu ifadelere yer verdi: 

"Alevi vatandaşlarımızın sorunları, ne bu örgütün, ne de bu örgütü besleyenlerin umurunda bile değil. CHP genel müdürüne defalarca çağrı yaptım. Bu örgütle aranıza mesafe koyun, bu örgütü koruyup kollamaktan vazgeçin diye defalarca uyarı yaptım Özellikle de o malum Tunceli milletvekili başta olmak üzere, CHP milletvekilleri adeta CHP'nin değil, o örgütün vekilleri gibi davranmakta hiç tereddüt etmediler. Bir tane CHP milletvekili de çıkıp bunun hesabını sormuyor.Zaten genel müdürün bu işlerle hiç alakası yok, o genel müdürlük yapıyor. TBMM'nin bir vekili gibi değil, Suriye'deki diktatör, zalim rejimin adeta temsilcisi gibi davranan vekillere CHP çinden biri çıkıp siz ne yapıyorsunuz demiyor. CHP'li vekilleri Esad'a götüren rehberin Reyhanlı saldırısına karıştığını belgeleriyle ortaya koyduk. Hatay'da bazı CHP'lilerin bazı vekil yakınlarının saldırıya karıştıklarını ortaya koyduk. CHP içinden bir tane yürekli vekil çıkıp da ne oluyor diye sormadı."

"CHP SADECE TAHRİK EDER"

"CHP, Alevi vatandaşlarımızın duygularını istismar etmekten, onları tahrik etmekten, onlar üzerinden Türkiye'de çatışma senaryolarını beslemekten başka hiçbir şey yapmamıştır ve yapmaz. Faili oldukları Dersim olaylarıyla aradan yaklaşık 80 yıl geçmiş olmasına rağmen yüzleşme cesaretini gösteremediler. Bugüne kadarn Alevi vatandaşlarımızın duygularını istismar etmekten başka birşey ortaya koyamadılar. CHP sadece tahrik eder. Sadece duyguları istismar eder. Biz ise bu konuda 12 yıl içinde defalarca adım attık, reform yaptık. Normalleştikçe ülkemiz, Türkiye tabii mecrasına girdikçe, on yıllardır, asırlardır devam eden sorunlar tek tek ortadan kalkıyor. Bütün anlamsız yasaklar, anlamsız kısıtlamalar kalkıyor. Biz Alevi kardeşlerimizin sorunlarının da ne içeride ne dışarıda bir istismar ve tahrik aracı olarak kullanılmasına asla müsama göstermeyiz. Yüz yıl boyunca zaman zaman yapıldığı gibi Alevi vatandaşlarımız üzerinden provakasyon yapılarak, Türkiye'ye zarar verilmesine asla rıza gösteremeyiz. Hızır Paşa'lar asırlar öncesinde kalmıştır. Açılın kapılar Şah'a gidelim diye umutsuzca başka yerlerden medet arama dönemleri de asırlar öncesinde kalmıştır."

"ALEVİLERİ İSTİSMAR EDEREK KARANLITK SENARYOLAR YAZANLARI DİKKAT ETSİNLER"

"Hep söyledik, yine söylüyoruz. Türkiye'de kimin ne meselesi, kimin ne derdi varsa o bizim meselemizdir. Aradanh eli kanlı örgütler çekildiğinde, aradan istismarcılar, tahrikçiler çekildiğinde inanın her mesele çözülecek, çözüm yoluna girecektir. Birileri yarayı derinleştirmeyi çalışırken biz yaralara şifa olmanın samimi mücadelesi içindeyiz. Alevi vatandaşlarımızın da bu yaşananlardan rahatsız olduğunu biliyoruz. Alevi vatandaşlarımız lütfen aradaki istismarcılara, iki yüzlü siyasetçilere prim vermesinler. Onları istismar ederek Türkiye üzerine karanlık senaryolar yazanları lütfen dikkat etsinler. Polisle çatışarak, cam çerçeve kırarak, masum insanların, hatta çocukların ölümüne zemin hazırlayarak hiçbir meselenin çözülemeyeceğini, yaranın dahi bir defa bu noktada şifa bulamayacağını bilmeleri lazım. Halktan siyah isteyen bir zihniyet, Türkiye'nin özellikle de Alevi vatandaşların iyiliğini düşünüyor olabilir mi? İşte şurada Soma'da yaşananlar. Orada bile Alevi vatandaşlarımızı sağdan, soldan toparlayıp Soma'ya getiriyorlar. Niye? Bu defa da Soma'yı karıştıracaklar. 301 evladımız şehit olmuş, onlar bunun üzerinden ne elde ederiz bunun gayreti içindeler. Elinde silahlarla İstanbul sokaklarında terör estirmeye çalışan bir zihniyet, kardeşliğin, birliğin, dirliğin peşinde olabilir mi? Silahla şiddetle kim ne elde edebilir? Silahla şiddet hangi sorunu çözdü? Hangi sorunu çözebilir? Bizim hiçbir meselemiz çözümsüz değil. Büyüyen, güçlenen bir Türkiye'de hiçbir sorun kalıcı değil."

KILIÇDAROĞLU'NA YALANCI DEDİ: 
"DÜNYADA YALANI BU KADAR MAHİR KULLANAN İKİNCİ KİŞİYİ BULAMAZSINIZ"
"BUNLARIN GENLERİNDE VAR"

"Çıkmış bakıyorsunuz Barolar Birliği'nde konuşma yapıyor. Konuşmasında da dediği şu: Başbakan cam çerçevenin, kırılan cam çerçevenin derdinde diyor. Başbakan, sadece kırılan cam çerçeveyi konuşmuyor, o da sorunlardan ama bu vesileyle oralarda yaralanan, ölen insanları da bu başbakan konuşuyor. Bilesin ki, o cam çerveler bir bütünün parçasıdır. Biz bunu böyle kullanıyoruz fakat belki de Dünya'da yalanı bu adam kadar mahir kullanan bir ikinci kişiyi bulamazsınız. Bulamazsınız. Yani ya bunun eğitimini bir yerde özel olarak aldı veya genlerinde var. Bizim derdimiz var. Biz, 77 milyonun huzuru için çalışıyoruz ama bu ve benzeri kişilerin böyle bir derdi yok. Onlar terör üzerinden, anarşi üzerinden, kırıp dökme üzerinden, öldürme, yaralama üzerinden rant elde etmeye çalışanlar. Aracıları aradan çektiğimizde, istismarcıları elimizin tersiyle ittiğimizde, yüz yüze görüştüğümüzde inanın aramızda hiçbir fark olmadığını tekrar göreceğiz. Merhum Aşık Veysel de zaten onu söylüyor. Yezit nedir, ne kızılbaş. Değil miyiz hep bir gardaş, bizi yakar bizim ataş söndürmektir tek çaresi. Olay bu. Bizi yakar bizim ataş. O ataşı da kendi diliyle konuşuyorum tabiki ateş, ama onu biz söndüreceğiz. Birlikte söndüreceğiz."

"MİLLET ALEVİ-SÜNNİ ÇATIŞMASINA PRİM VERMEDİ, FİTNE FİLİZLENEMEDİ"

"Bakın bu aziz millet hiçbir zaman Alevi-Sünni çatışmasına prim vermedi. Yaşanan onca tahrike rağmen, Allah'a sonsuz şükürler olsun bu millet oyuna gelmedi. Sadece oyuna gelmemek yetmez. Biz yeni Burak Can'ların, terörize edilen, terörün içine sokulan yeni Berkin'lerin, Okmeydanı'ndaki olaylarda malesef ölen Umut'ların, Ayhan'ların da yitip gitmesine tahammül gösteremeyiz. Hacı Bektaş-ı Veli'nin izinde bir olmak, iri olmak, diri olmak, böylece 77 milyon Türkiye olmak, 77 milyon kardeş olmak için hepimiz hassasiyet göstereceğiz. Bu topraklar, Hz.Peygamber sevgisiyle, Hz.Ali, Hz.Hasan, Hüseyin Ehl-i Beyt sevgisiyle yoğrulmuş topraklardır. Bu topraklarda fitne filizlenemedi. Allah'ın izniyle, milletimizin ferasetiyle, dirayetiyle inşallah hiçbir zaman da filizlenmeyecek." 
Editör: TE Bilisim