ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, 4 eski bakanla ilgili soruşturma komisyonu tartışmalarına değinerek, "Evet bu oyunları bozduk biz. Bugün Türkiye bütün dünyada demokrasisini, demokratik istikrarını ispat etmiş, ekonomik kalkınmasını sürdüren dünyada etkisini her an gösteren bir ülkedir" dedi. 

"SÜRECİN KARŞISINDA DİMDİK DURDUK"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Komisyon kararı ne olmuş olsaydı dahi, şu veya bu yönde, ne yönde seyretmiş olsaydı dahi geçen sene yaşadıklarımız, daha da öncesinde 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarımızın hukuka aykırı şekilde sorguya çağrılması, Gezi provokasyonları, 17 Aralık, 25 Aralık provokasyonları, 19 Ocak MİT TIR'larına operasyon, 27 Mart Dışişleri Bakanlığı'nın dinlenmesi, bütün bu süreç hiç şüpheniz olmasın ki bir darbe süreciydi, bir vesayet kurma süreciydi. Biz de bu sürecin karşısında dimdik durduk" dedi. 

Bu imajı bozacak her türlü çalışmanın karşısında olacaklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Üç hususu özellikle vurgulamak istiyorum. Birincisi komisyon kararı ne olmuş olsaydı dahi, şu veya bu yönde, ne yönde seyretmiş olsaydı dahi geçen sene yaşadıklarımız, daha da öncesinde 7 şubat 2012'de MİT Müsteşarımızın hukuka aykırı bir şekilde sorguya çağrılması, Gezi provokasyonları, 17 Aralık, 25 Aralık provokasyonları, 19 Ocak MİT tırlarına operasyon, 27 Mart Dışişleri Bakanlığı'nın dinlenmesi bütün bu süreç hiç şek ve şüpheniz olmasın ki bir darbe süreciydi, bir vesayet kurma süreciydi. Biz de bu sürecin karşısında dimdik durduk." 

Bütün bu süreç içinde sadece AK Parti'ye değil Türkiye'nin demokrasisine, ekonomik kalkınma perspektifine, uluslararası itibarına darbe vurulmak istenildiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Hiç şek ve şüphe olmasın ki bu darbe teşebbüsü akim kalmıştır ve darbe teşebbüsünü yapanlar bugün tarih önünde de millet önünde de hem mahcupturlar, hem mahkumdurlar. Paralel çete bu hesaplar içine girmişken tek başına değildi. Bugün bu tartışmaları yürütmeye çalışan muhalefet liderlerine buradan sesleniyorum. Son bir yıl içinde biz muhasebemizi yapıyoruz bir de siz muhasebenizi yapın. Aslında sizin partiniz içinde bu muhasebeyi yapanlar da var. Bir CHP milletvekili çıktı ve '30 Mart seçimleri öncesi paralelcilerle işbirliği yapmakla hata yaptık' dedi. Bunu tekraren söyledi, bunu Kılıçdaroğlu'nun yüzüne bakarak söyledi." 

Kılıçdaroğlu'nun darbe teşebbüsçüleri ile işbirliği yaptığını vurgulayan Davutoğlu, "Nasıl 27 Mayıs'ta görünen darbecilerle işbirliği yaptıysanız, nasıl 28 Şubat'ta o zaman ki postmodern darbecilerin ikna oda sözcülerini partinize taşıdıysanız bu paralel çetenin iç ve dış odaklarla yürüttüğü darbe teşebbüsünün de içinde yer aldınız. Hiç bir gelişme bu gerçeği örtemez" dedi. 

Davutoğlu, Türkiye'de AK Parti'nin demokratik istikrarı savunurken CHP ve MHP'nin bu paralel çeteyle birlikte 30 Mart seçimlerine değişik yerlerde koalisyonla girdiğini belirterek, "Yetmedi 10 Ağustos seçimlerine de çatı adayla girdiler. Çatı aday tam bir darbe koalisyonun adıydı. Ama millet 'biz çatıyı anlamayız, bir topluluğun temeline o temeldeki inanca o temeldeki ahlaka, vicdana bakarız' dedi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı Cumhurbaşkanlığı makamına getirdi" diye konuştu. 

Davutoğlu, son bir yıl içinde verdikleri mücadeleyle sadece AK Parti'yi savunmadıklarını, demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri ve haksız bir şekilde dinlenen ve mahrem hayatı tehlike altında olan vatandaşların hukukunu savunduklarını söyledi. 

CHP'nin ise son derece oportinist bir şekilde bu dinleme yapanlara sahip çıktığını ifade eden Davutoğlu, haksız bir şekilde vatandaşların hukukunu rencide edenlere, bürokraside örgütlenerek siyasi iradeyi ve milli iradeyi vesayet altına almak isteyenlerle işbirliği yaptığını kaydetti. Davutoğlu, "CHP'nin kimseye bu anlamda söyleyecek bir söz yoktur, kendi hesaplarına baksınlar" dedi. 

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, dört eski Bakan ile ilgili Soruşturma Komisyonu'nun verdiği kararı değerlendirirken, "Biz bu süreç içinde hiçbir şekilde Komisyon'a müdahil olmadık, hiçbir Komisyon üyesine şu veya bu yönde bir telkinde bulunmadık" dedi. 

Davutoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şişli Belediyesi'nde yaşananlara işaret eden Davutoğlu, küçük ve mikro bir ölçek olduğunu, ancak mikro ölçeklerin bazen makro anlayışların güzel aynalarını oluşturduklarını söyledi. 

"ŞİŞLİ OLAYLARINA DEĞİNDİ"
"BABADAN OĞULA GEÇEN BİR SALTANAT"

Şişli'de yaşananlara bakılmasını isteyen Davutoğlu, eski Şişli Belediye Başkanı'nın yerel seçimlerde CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunu, oğlunun ise yeni Şişli adayının yanına verildiğini kaydetti. Bir de anlaşma, protokol imzalandığına işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu: "Eğer Hayri İnönü belediye başkanı seçilirse sonrasında görevi eski belediye başkanının oğluna devretmek için. Sonra bu ortaya çıkıyor, karşılıklı tehditler şantaj oluyor ve mafya devreye giriyor. Bu tablo nasıl bir tablo? Burada bir pazarlık kültürü var, demokrasi kültürü yok. Demokrasiden önce pazarlık yürütülüyor. Burada bir vesayet kültürü var. Belediye başkanı sen olacaksın, halk seni seçecek ama gizli bir belediye başkanı da eski belediye başkanının oğlu olacak. Vesayet kültürü var. Bakınız, genlerine sinmiş vesayet kültürü... Burada bir saltanat kültürü var, Cumhuriyet adıyla hiç bağdaşmayan, babadan oğula geçen bir saltanat. Ve burada bir şiddet kültürü var. Tehdit, şantaj ve şiddet kültürü var. Şimdi pazarlıktan, şantajdan, şiddetten, saltanattan demokrasi ve Cumhuriyet çıkar mı, çıkmaz. Şimdi Şişli ölçeğinde bile bunu başaramayanlar, Türkiye ölçeğinde hangi iddiada bulunabilirler, hangi demokratik değeri savunabilirler, hangi özgürlükten, hangi barış siyasetinden bahsedebilirler. Bakın iki ayı dolduruyor, hala Şişli sorununu çözemediler. Çünkü bu sorun konjonktürel sorunu değil, zihniyet sorunu zihniyet... Bunların hiçbir zaman demokratik bir zihniyeti olmadı. AK Parti ise nerede bir yanlış varsa üzerine gitti, gitmeye devam edecek." 

Soruşturma Komisyonu'nun dün aldığı kararın bir de hukuki boyutu olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Soruşturma Komisyonu'nun hukuki bir süreç olduğunu vurguladı. Komisyon'un; Başbakan ve bakanların görevleri esnasında görevleriyle ilgili işlediği iddia edilen suçlarla yetkili olduğunu ve konuyu objektif şekilde ele aldıklarını anlatan Davutoğlu, geçen yıl Bakanlar ile ilgili iddialar ortaya atıldığında bakanlık görevlerinden istifa ettiklerini hatırlattı. Kendi talepleri ve AK Parti Grubu'nun iradesiyle Soruşturma Komisyonu kurulduğunu ifade eden Davutoğlu, siyasetin yapması gereken görevin bu olduğunu kaydetti. 

Soruşturma Komisyonu bir kez kurulduktan sonra yasal ve Anayasal olarak kendisine herhangi bir şekilde etkide bulunmak ve etkileyecek şekilde ihsası reyde bulunmanın hukuka aykırı olduğunu belirten Davutoğlu, Komisyon'un kendi doğası ve hukuki kuralları içinde işlemesine izin vermek gerektiğini anlattı. Soruşturma Komisyonu'nun nihai kertede mahkemelerde savcıların yürüttüğü bir fonksiyonu yürüttüğünü ve nihai hükmü vermediklerini kaydeden Davutoğlu, sadece bir iddianame veya o iddialarla ilgili kendi görüşlerini vicdanlarıyla birlikte hukuki norm içinde ortaya koyduklarını söyledi. 

"Bir kez daha söylüyorum; biz bu süreç içinde hiçbir şekilde Komisyon'a müdahil olmadık, hiçbir Komisyon üyesine şu veya bu yönde bir telkinde bulunmadık" diyen Davutoğlu, yasaların ve Anayasa'nın getirdiği sorumluluğun da bu olduğunu belirtti. 

CHP ve diğer muhalefetin her gün ihsası reyde bulunduklarını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti: "Eğer bu konu bu kadar açık idi ise niçin Soruşturma Komisyonu'na ihtiyaç hissedildi. Soruşturma Komisyonu çalışırken ihsası reyde bulunmak bir suçtur. Biz AK Parti olarak Soruşturma Komisyonu'nu kurduk. Soruşturma Komisyonu süreci esnasında hiçbir müdahalede bulunmadık, hiçbir şekilde herhangi bir telkinimiz olmadı. Şimdi herkesin Soruşturma Komisyonu'ndan çıkan rapora saygı duyması gerekir ve o raporun detaylarını beklemesi gerekir. Yine aynı şekilde Yüce Meclisimiz bu konudaki nihai kararını aynı hukuki normlar içinde verecektir. Hiçbir şekilde bu tarz bir müdahale, şu veya bu yönde yapılacak müdahale doğru değil. Soruşturma Komisyonu kendi vicdanıyla, kendi hukuk anlayışı içinde bir karar vermiştir, bu kararın gereğini raporunu vermek suretiyle yapacaktır. Biz AK Parti Grubu ve kadroları olarak bu konuda siyasetin atması gereken adımların tümünü attık. Bunun üçüncü boyutuna ki AK Parti'nin vicdan, ahlak, reform niteliğine dikkat çekmeden önce, çok küçük hesaplar içine girenlerin yürüttüğü bir kampanyaya dikkatlerinizi çekmek isterim; Tüm bu süreçte Soruşturma Komisyonu kendi kanaatini oluştururken ve yazarken hiçbir şekilde bir baskı altına alınmamışken, şimdi bir şekilde kendi kanaatleri yönünde Yüce Meclisimizi, AK Parti kadrolarını yönlendirme çabası içinde olanlar var. Onların bilmesi gereken şu; AK Parti bir vicdan, ahlak, reform hareketidir." 

Davutoğlu, 12 yıl içindeki ekonomik başarı hikayesinin arkasında halkın alınteriyle getirdiği vergileri en iyi şekilde emanet olarak koruyup, bunun gereği olarak büyük azimle çalışarak ekonomik hamleyi gerçekleştirmiş olmanın yattığını belirterek, "Aksi taktirde hiçbir yabancı yardımı olmadan yeni bir doğalgaz, petrol kaynağı da bulmadan, eğer bir ekonomi 230 milyardan 820 milyarlara çıkmışsa, bunun tek bir izahı vardır. O çıkışı ve yükselişi sağlayan kadrolar, halkın kendisine emanet verdiği her kuruşa sahip çıkmışlardır" dedi.
Editör: TE Bilisim