Türkiye'de son günlerde oluşan gündem başlıkları konusunda herkesin gözü bugün düzenlenecek olan partilerin meclis grup toplantılarındaydı. 2017 yılında AK Parti ile MHP'nin yakınlaşması sonucu ortaya çıkan ve 20 Şubat 2018 tarihinde ise resmen oluşturulan 'Cumhur İttifakı' bugünden itibaren resmen bitti. 

Bugün sabah saat 10:30'da MHP Lideri Devlet Bahçeli kürsüye çıktı, zehir zemberek açıklamalar yaptı. Bahçeli'nin "Servet içinde yüzmek, ünle ve güçle anılmak hiç kimseyi daha akıllı, daha adil, daha vicdanlı yapmamış, asla da yapmayacaktır. Hem imandan bahsedip hem de şöhret ve şehvet batağına saplanmak izahı olmayan bir garabet, iffetsiz bir gafilliktir" sözleri tartışmanın fitilini ateşleyen cümleler oldu. İşte Bahçeli'nin sözleri:

"KENDİ GÖBEK BAĞIMIZI KENDİMİZ KESMEYE HAZIRIZ"

"Oyunbozanlık yapmıyoruz. Yürüyen tekere çomak sokmuyoruz. Pişmiş aşa su katmıyoruz. Yalnızca verdiğimiz ve meşru gördüğümüz bir kanun teklifimizin yasalaşmasını istiyor, toplumsal barış ve huzura katkı yapmayı hedefliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bundan böyle kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız, kararlıyız.

"KENDİ YOLUMUZU KENDİMİZ ÇİZECEĞİZ"

Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle, geri adıma zorlanmasıyla, yok sayılmasıyla, tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalamayacaktır. Hiçbir ittifak diğer tarafın tahakküm ve dayatmayasıyla, üstten bakmasıyla, parmak sallamasıyla yaşayamayacaktır. Hiçbir ittifak pozisyon hatırlatmasıyla, devamlı çatladı çatlıyor ihbarlarıyla, zamana oynamayla, şartların kollanmasıyla varlığını devam ve idame ettiremeyecektir. Samimiyet, safiyet, fedakarlık ve dürüstlük olmadan eşitler arası ilişki sürdürülemeyecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ittifak çabalarını dinamitlemek için sürekli faaliyet içinde olanlar sevinç taklaları atabilirler, heyetler görüştü görüşmedi, oldu olmadı, yasal zemin vardı yoktu tartışmalarına son vermenin vakti gelmiştir. Bu kronikleşmiş süreci uzatmanın anlamı ve alemi yoktur. Parti olarak 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerine yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır. Kendi yolumuzu sadece kendimiz çizeceğiz."

"FARKLI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ GÖRÜLÜYOR"

Saatler 12:00'yi gösterdiğinde ise Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan kürsüye çıktı, "AK Parti ve MHP her biri kendi politikaları olan iki ayrı partidir. MHP ile son dönemde af, erken emeklilik, Danıştay'ın kararı gibi kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor" dedi. MHP'nin 'af' talebiyle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: 

"BUNLARA KADER MAHKUMU MU DİYECEĞİZ?"

"Şu anda 50 binin üzerinde cezaevlerinde sadece uyuşturucu mahkumu var. Şimdi soruyorum,  ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Allah aşkına bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Efendim işte aldatılmış? Ne demek aldatılmış? Bu 6 yaşında, 7 yaşında, 8 yaşında, 10 yaşında çocuk mu? Hepsi de bu işi gayet iyi bilen, hem satan, hem de bu arada bu işin aracılığını yapan tipler. Bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Öbür taraftan can alan katillere mi kader mahkumu diyeceğiz? Öbür tarafta hırsızlık tüm bunları yapan, bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Biz devlet olarak bir katili affettiğimiz zaman maktulun ailesine acaba bunu nasıl anlatacağız?

ANDIMIZ TARTIŞMASI İÇİN 'ESKİ HASTALIK' DEDİ

Andımız tartışması. Aslında geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu bu. Biz 2013 yılında bu meseleyi çözmüştük. Danıştay'ın ilgili dairesi yetki aşımı yaparak malesef bu konudaki düzenlemeyi iptal etmiştir. Türkiye'yi geldiği yer itibarı ile kesinlikle haketmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, bir takım eski hastalıkların hala bünyemizde yaşadığını gösteriyor.

"MİLLETİMİZİN EN ETKİLİ ANDI İSTİKLAL MARŞI'MIZDIR"

Bize göre milletimizin en büyük en etkili andı, İstiklal Marşı'mızdır. İstiklal Marşı'mız dışında bir and tanımıyoruz, tanımayacağız. Bu tür tartışmalar günlük siyasetin ötesinde, ülkemizin demokrasi, istiklal, hpak ve hukuk mücadelesi sürecinde sembolik anlamı olan hususlardır ve Türk'üm, Türk'üm ben; Türk'üm ama şunu söyleyeyim. Ben Türkçü değilim, Türk'üm. Bu başka birşey, o başka birşey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, yok. Her etnik unsur kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir. Türk de eder, Kürt de eder, Lazı da eder, Çerkezi de eder, Romanı da eder ama cılık cılık etmez, mesele bu. 

"YOL ARKADAŞIMI FEDA ETMEM"

Bir taraftan ben kökeniyle uğraşmam diyeceksin, ben ayrımcı değilim diyeceksin ama Anayasa Komisyonu Başkanımız benim şu anda milletvekilim ve yıllarca bu ülkede bakanlık yapmış olan arkadaşımıza, bakanımıza, bu şekilde bir taraftan hakaret, bir taraftan tehdit savuracaksın. Kusura bakma, benim bakanım da hüdai nabit birisi değil, O'nun da arkasında tamamıyla bizler varız. Doğrusu bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Çünkü bu çok çok üzücüydü, buna yol arkadaşımı feda edemem. Bunu bir defa bilmeleri lazım. 

Elbette herkesin siyasi tercihlerine saygı duyarız, ama meselenin büyük ve güçlü Türkiye hedefimize zarar verecek boyuta ulaşmasına da gönlümüz razı gelmez. 

Milletimizin bize emaneti olan Cumhur İttifakı'nı günlük siyasi tartışmaların üzerinde tutmak istedik. Gördük ki, Milliyetçi Hareket Partisi kendisi için çok farklı bir tercih yaptı. Saygı duyarız. Söyleyeceğimiz tek şey yerel seçimlerde madem ki biz yolumuza diyorlar, biz de herkes kendi yoluna deriz."

Editör: TE Bilisim