ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Türkiye'nin, bu kadroların elinde çok daha büyük sıkıntılar yaşayacağını savundu. Öztrak, bu kadroların verdiği açıklar nedeniyle Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin açılımda İmralı'nın; dış siyasette IŞİD ve Alman istihbaratının; ekonomide ise sıcak para baronlarının şantajına muhatap olduğunu iddia etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, sözlerinde şunları kaydetti: 

"Seçilmiş Cumhurbaşkanı, atanmış Başbakan'a ve Genel Başbakan'a talimat listesi ve ev ödevini tüm milletin önünde vermiştir. Bu partinin kongresinden, üyesinden, delegesinden, henüz yapılmamış bir olağanüstü toplantıda noterlik yapmaları istenmiştir. İşte bunun utancıyla ekrana çıkan her AKP yetkilisi lafa başlarken istişare etmekten söz etmektedir. AKP'de istişare dedikleri tek adam iradesidir. Ve bu irade şimdi de ülkede tek parti devleti kurmak üzere harekete geçmiştir."

Öztrak, gelecek dönemde Erdoğan'la ilgili bol miktarda övgü hikayeleri dinleyeceklerini, bu hikayelerin en önemlilerinden birinin de ekonomiye dair olacağını belirtti. 

Erdoğan dönemi başladığında Türkiye'nin iç borcu 155 katrilyon lirayken biterken 436 katrilyon liraya yükseldiğini ifade eden Öztrak, dış borcun da 130 milyar dolardan 387 milyar dolara ulaştığını söyledi. Öztrak, Erdoğan göreve geldiğinde her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına düşen dış borcun bin 963 dolarken, giderken bu rakamın 5 bin 103 dolar olduğunu ifade etti. 

Erdoğan'ın, iktidarında 52 milyar dolarlık devlet mülkü sattığını ileri süren Öztrak, şunları kaydetti: 

"Erdoğan, 22 milyar dolarlık IMF borcunu ödedim diye övünürken, sattığı milletin varlığının ödediği IMF borcunun 2,4 katı olduğundan bahsetmedi. Erdoğan döneminde alınan dış borcun, ödedim dediği IMF borcunu 12'ye katladı. Erdoğan iktidara geldiğinde aileler bankalara 1,6 milyar dolar faiz ödüyordu, Erdoğan giderken bu rakam 19,2 milyar dolara yükseldi. Vatandaşın bankalara borcu bu dönemde 4 milyar dolardan 160 milyar dolara çıktı. 42 milyon yurttaşımız borcun altında eziliyorum diye bağırırken o makamı bırakıyor. Erdoğan iktidara geldiğinde Türkiye'nin cari açığı 626 milyon dolardı, giderken cari açık, 83 katlık artışla, 52 milyar dolara çıktı. Erdoğan iktidara geldiğinde bu ülkenin döviz bilançosu 85,5 milyar dolar açık veriyordu, giderken açık 5'e katlanarak 423 milyar dolara çıktı. Erdoğan iktidara geldiğinde kendisine yılda yüzde 6,2 oranında büyüyen bir ekonomi teslim aldı. Kullanılan bu kadar borca ve satılan devlet malına rağmen; giderken ekonominin büyüme hızı yüzde 3'lere düştü. Erdoğan iktidara geldiğinde sanayi sektörünün milli gelir içindeki payı yüzde 20,3'tü, giderken sanayinin milli gelir içindeki payı yüzde 18,6'ya indi. Erdoğan iktidara geldiğinde 1 litre mazotun fiyatı 1,10 liraydı şimdi 4,45 lira." 

Öztrak, güçlü bir ekonomide bakan isimlerinin bu kadar dalgalanmaya, sıcak para baronlarının bakan atamalarında etkili olamayacağını ifade etti. 

Ekonomi Bakanı'nın, bu hafta bir kredi derecelendirme kuruluşunun, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaptığı siyasi, ekonomik risklere yönelik uyarı ve tespitlerin siyasi şablona yön vermek isteyen birilerinin siparişiyle yapıldığını söylediğini belirten Öztrak, bakanın kimi ya da kimleri kast ettiğini açıklamasını istedi. Öztrak, "Önümüzdeki bir yılda 225 milyar dolar dış kaynak ihtiyacı olan bir ekonominin bakanı böyle boş konuşma lüksüne sahip değildir. Bu Bakan kendi partisinin içinden birilerini mi kast etmektedir? Yoksa bazı dış mihraklar mı devreye girmiştir?" diye sordu. 

Bir soru üzerine Öztrak, Erdoğan'ın Genel Başkanlık atamasını yaptığını, delegelerin, üyelerinin hukukunu ayaklar altına aldığını, anayasayı çiğnediğini, yerine Davutoğlu'nu atadığını savundu. Öztrak, "Davutoğlu atanmış bir genel başkandır, seçilmiş değildir öyle kalacaktır" dedi. 
Editör: TE Bilisim