ANKARA - Merakla beklenen Ak Parti'nin Cumhurbaşkanı adayının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olarak açıklanmasının ardından partisinin TBMM'deki Grup Toplantısı'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının büyük bir bölümünü bu konuya ayırdı. 

Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Ben kimlerin Cumhurbaşkanı adayı olamayacağını açıklamıştım" diye başladığı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün, üçüncü Cumhurbaşkanı adayı da belli oldu. Alayü vala ile büyük törenlerle, alkışlarla belli oldu. Dualar edildi. Ben daha önce bu grupta kimlerin Cumhurbaşkanı olamayacağını açıklamıştım. Adayı olamayacağını açıklamıştım. Yine aynı düşüncemi madde madde açıklamak istiyorum. Bir, Kuvvetler ayrılığı ilkesine inanmayan birisinden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olamaz ve böyle bir adayın çıkmaması lazım. Çünkü Anayasa'nın temel çatısı, güçler ayrılığı ilkesine oturmuş durumda. Yasama organı, yani Parlamento, yargı yani mahkemeler benim için ayak bağıdır diyorsa birisi, O'nun Cumhurbaşkanı adayı olmaması lazım. Vatandaşına tokat atan, derdini anlatmak isteyen çiftçiye al ananı da git diyen birisinden Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Rezil oluruz  Dünya'da." 

"SİZDEN BİZDEN AYRIMI YAPAN, KİN VE ÖFKEYE DİL OLARAK KULLANAN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZ"

"Sizden bizden ayrımı yapan, Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Kin ve öfkeyi dil olarak kullanan, kin ve öfkeden medet uman, gençlere seslenirken, kininizi unutmayın diye öğütlerde bulunan birisinden Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Olmamalıdır. Kin olur mu? Hukukun üstünlüğüne inanmayan, adalet duygusu gelişmemiş birisinden Cumhurbaşkanı adayı olamaz." 

"ADALETİ AYAK BAĞI GÖRÜYORSANIZ ZATEN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZSINIZ"

"Adalet çok soylu bir kavramdır. Bütün inançların ortak temelidir adalet. Ahlak üzerinde yükselir adalet. Adaleti ayak bağı görüyorsanız, zaten siz Cumhurbaşkanı adayı olamazsınız. Adalete inanmıyorsanız, bağımsız ve tarafsız mahkemeler benim için ayak bağıdır diyorsanız, siz zaten Cumhurbaşkanı adayı olamazsınız. Bunlar olduğu takdirde, sorun yaşanır. Sadece kendi ülkemizde mi? Hayır, bütün Dünya'da sorun yaşanır. Kadın-erkek eşitliğine inanmayandan, Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Kadın, köyde çalışıyor mu? Hele Karadeniz'de o kadınlar, yiğit kadınlar çalışıyorlar mı? Çalışıyorlar. Orada kimse kadın-erkek eşit değildir söylemiyor. Kadın da oturuyor evi için günün 24 saati çalışıyor. Hatta erkeklerden daha fazla çalışıyor ama şehre geldiğimiz zaman efendim kadın erkek eşit değil, sen evinde oturacaksın. Niçin? Bu anlayışta olan birisi Cumhurbaşkanı adayı olamaz.

"CUMHURBAŞKANI ADAYLARININ TEMEL NİTELİKLERİ HALKINA YALAN SÖYLEMEMİŞ OLMALARIDIR"

"Yalan söyleyen, ahlaki değerleri yüksek olmayan birisinden Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Cumhurbaşkanı adaylarının ne temel nitelikleri, halkına yalan söylememiş olmalarıdır. Ahlaki değerlerinin yüksek olmasıdır. Eğer birisine siz yalan makinesi gibi diyorsanız ve o da evet ben yalan makinesiyim diyorsa, ondan Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Olmamalı. Düşünün, bir Cumhurbaşkanı adayı çıkıyor. Halkı biri birine düşürmek için, kavga için, camide içki içildi yalanını söylüyor. Bir başka yalan, temel yara. Yine insanları biri birine düşürmek için. Kabataş İskelesi'nde başörtülü bir bacımıza 40-50 kişi, kaç? 150. Afedersiniz, 40-50 dedik. 140-150 kişi, birden saldırdı diyorsanız, böyle bir adamdan Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Ne demişti? Cuma günü bunu yayınlayacağız belgelerini. Videosunu yayınlayacağız. 53 Cuma geçti. 53 Cuma ortada birşey yok. Yalan söyleyenden Cumhurbaşkanı adayı olamaz." 

"DÜNYA'YA SAYGINLIĞI OLMAYAN BİRİSİNDEN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAZ"

"En son yalanı, çıktı bir konuşma yaptı. Dedi ki, efendim Gezi Olayları'nda bazı polisler gerçek mermiyle öldürüldü. Bir milletvekili arkadaşımız da İçişleri Bakanı'na soru önergesi verdi. Hangi polisler, nerede öldürüldü? Efkan Ala'nın verdiği cevap, herhangi bir ölüm söz konusu değil. Adamın hayatı yalan üzerine inşa edilmiş. Bu kadar yalancı, hayatımda hiç görmedim. Türkiye'de ve Dünya'da saygınlığı olmayan ve saygınlığını yitiren birisinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz." 

"NE DOĞUDA, NE BATIDA İTİBARI VARDIR"

"Doğulu hiçbir lider, batılı hiçbir lider yalan söyleyen birisiyle aynı kareye girmek istemez. Çünkü onların, ahlaki değerleri çok yüksektir. Bugün, Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan Recep Tayyip Erdoğan'ın ne doğuda, ne batıda itibarı vardır. Hepsi dışlamışlardır. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir Cumhurbaşkanı adayını içine sinderemez ve bunu kaldıramaz. Biz çağdaş uygarlık için mücadele eden bir siyasal partiyiz. Ahlaki değerleri yükseltmek isteyen bir Cumhuriyet'i kurduk, inşa ettik. Şimdi siz, başka şeylerin peşinde olacaksınız. Kişisel ikbal peşinde olacaksınız. Bunu uygun görmüyoruz." 

"SANATI VE SANATÇIYI DIŞLAYAN BİRİSİNDEN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAZ"

"Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddesi var. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Bir Cumhurbaşkanı adayının buna inanması lazım. Buna inanmıyorsa, O'nun Cumhurbaşkanı adayı olmaması gerekir. Bilgi birikimi yetersiz, sanatı ve sanatçıyı dışlayan birisinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz. Sanat ve sanatçı çok çok önemlidir. Tarihin hangi devrine giderseniz gidin. Hangi yönetimi ele alırsanız alın, sanat ve sanatçı hep el üstünde tutulmuştur. Eğer siz sanatı ve sanatçıyı küçümserseniz, o zaman Cumhurbaşkanı adayı olamazsınız. Olduğunuz takdirde sizi, bütün Dünya sanatçı düşmanı olarak görecektir ve öyle değerlendirecektir. Öyle bakacaktır."

"ŞAİBELİ OLAN BİRİSİNDEN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAZ" 

"Ve en önemlisi geçmişi şaibeli olan birisinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz arkadaşlar. Düşünün. Sizin artık gerçekleri söylemediğiniz, yalan ürettiğiniz, kişisel hırs ve kaprislerle özel servet edinmeniz ve bunun belgelenmesi, bütün bilgilerin Dünya'nın önüne serilmesi, sizin Cumhurbaşkanı adayı olmamanızı gerektirir. Eğer Cumhurbaşkanı adayı oluyorsanız bunun Türkiye'nin kaldırması mümkün değil. Türkiye'de halka yapılan en büyük kötülüktür. Demokrasilerin özünü uzlaşma oluşturur. Uzlaşma varsa, demokrasilerde o demokrasiler kalıcıdır ve güçlüdür. Dayatma kültürü demokrasilerde yoktur. Benim dediğim doğrudur, benim dediğimizn dışında başka bir düşünce doğru değildir. Benim dediklerimi yapacaksınız, başka öneriler getirmeyeceksiniz dediğiniz andan itibaren demokrasiyi rafa kaldırmış oluyorsunuz." 

"76 MİLYONUN RAHATLIKLA CUMHURBAŞKANIM DİYEBİLECEĞİ BİR ADAY"

"Biz CHP olarak büyük bir uzlaşmayı gerçekleştirdik. Her yurttaşın rahatlıkla oy verebileceği bir adayımızı belirledik. Şaibesi yok, bilgi-birimiki var, Dünya'da tanınmışlığı var. Toplumun hiçbir kesimiyle ilgili negatif bir söylemi yok. Herkesi kucaklayan bir aday üzerinde uzlaştık. Bir siyasal parti gözlüğüyle bakmadık. Bu benim Cumhurbaşkanımdır parti olarak demedik. Bütün 76 milyonun rahatlıkla Cumhurbaşkanım diyebileceği bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaştık. Eğer Türkiye gerçekten demokrasiye bağlıysa, hırsızlıktan illallah diyorsa, yolsuzluklardan illallah diyorsa, kendisine hakaret edenlerden illallah diyorsa, bağırıp, çağırıp öfke kusandan illallah diyorsa, şapkasını koyacak ve düşünüp sandığa öyle gidecek. Benim tek isteğim budur. Bunu yaptığımız zaman demokrasimizi güçlendireceğiz. Uzlaşmanın olduğu demokrasiler güçlü demokrasilerdir. Biz bunu yapacağız."

"HAYATI YALANLARLA SÜSLÜ"

"Cumhurbaşkanı yemini var Anayasa'nın 103'üncü maddesine göre. Diyor ki, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma. Milletin egemenliğinden ne anlıyor? Kendi egemenliği anlıyor. Ben söylersem olacak, daha önce buna ne demiştik? 40'ların Almanya'sında Führer'e doğru düşüncesi. O birşey söyleyecek, ertesi gün yerine getirilecek. Hangi egemenlikten söz ediyorsunuz? Devletin varlığı ve bütünlüğüyle ilgili O'nun ne düşündüğünü hepimiz gayet iyi biliyoruz. Anayasa'ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkilaplarına ve Laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma. Bu Cumhurbaşkanı adayının bu ilkelere bağlı kalacağına kim inanıyor? Kim inanıyor? Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma. 14 yaşındaki çocuğu miting meydanlarında yuhalatan birisi, insan haklarından mi söz edecek? İnsan haklarına mı bağlı olacak? Ve şöyle devam ediyor Anayasa'nın ilgili maddesi, yemin maddesi. Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak. Komik gibi geliyor değil mi? Çuval geçirilen olayları biliyorsunuz değil mi? Askerin başına çuval geçirildi, sesi dahi çıkmadı. Sesi dahi çıkmadı, gıkı dahi çıkmadı. Şimdi kalkmış, yemin edecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini koruyacağıma. Bayrak indirildi, gene tık yok. Yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma. Tarafsızlık da yerine getirecekmiş. Tarafsızlığına inanıyor musunuz değerli arkadaşlar? Ve şöyle söylüyor. Bunlara çalışacak, tarafsız davranacak. Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine and içerim. Hayatı yalanlarla süslü olan bir kişi böyle bir yemini ettiği zaman kim inanacak? Daha önce defalarca ifade ettim. Gerçekten bu konularda çok dikkatli olmak zorundayız. şimdi size söylemiştim, mutlaka cumhurbaşkanlarının ahlaklı olması gerekir. Mutlaka cumhurbaşkanlarının namuslu olması gerekir. Mutlaka cumhurbaşkanlarının samimi ve içten olması gerekir. Mutlaka cumhurbaşkanlarının halka hesap vermeyi namuslu görev kabul etmeleri gerekir. Eğer biz bunları yapabilirsek, zaten bir sorunumuz kalmamış oluyor." 

"YALAN RUHLARINA İŞLEMİŞ"

"Ekmeleddin Bey ile ilgili olarak bir AKP'li bakan şunları söylüyor: "Ekmeleddin İhsanoğlu Bey, Yozgatımızın iftihar ettiği, değerli bir Yozgat evladıdır. Büyük bir bilim insanıdır. Hem ülkemizde, hem de ülkemizin dışında Türk Medeniyeti'ne, Türk Kültürü'ne, tarihine, İslam bilim hayatına çok önemli eserler kazandırdığı gibi çok değerli insanlar da yetiştirmiştir." Uzun uzun anlatıyor. Nerede anlatıyor bunu? 20 Nisan 2013 tarihinde, Bozok Üniversitesi'nde Ekmeleddin İhsanoğlu kürsüsü kuruluyor. Bir merkez kuruluyor. O'nun adına Tarih ve Kültür Araştırma ve Uygulama Merkezi. O merkezin açılışında konuşuyor. Şimdi aynı kişi diyor ki, öyle bir isim çıkardılar ki, kim olduğunu kimse bilmiyor. Google'a giriyoruz, Google buluyor diyor. Düne kadar ne diyordun, şimdi ne diyorsun? Diyorum ya, yalan ruhlarına sinmiş bunların. Her yerde söylüyorlar ama kendisi hiç meraklanmasın değerli arkadaşlarım." 

"GOOGLE'DAN YAZDIĞINIZ ZAMAN..."

"Bakın ben size Google'dan 'Yalancı Başbakan' yazdığınız zaman ve tuşa bastığınız zaman 450 bin Recep Tayyip Erdoğan adı çıkıyor. 450 bin. Daha ilginç birşey var, 'Hırsız Başbakan' yazdığınız zaman 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. Evet, 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. 'Ekmeleddin İhsanoğlu' yazdığınız zaman, bilim adamı çıkıyor. Saygın bir devlet adamı çıkıyor. Efendim tanınmamış diyor, şöhreti yok diyor. Allah kimseye böyle bir şöhret nasip etmesin. Hırsızlık, yalancılık şöhreti nasip etmesin. Bugün kalkmış, duayla açıklamış. Sen samimi ol, samimi. Sen kul hakkı yiyorsun, haram yiyorsun haram. Haram yiyen adamdan Cumhurbaşkanı adayı mı olur Allah aşkına ya." 
Editör: TE Bilisim