ORDU - Ak Parti Ordu 5.Olağan İl Kongresi, Vali Kemal Yazıcıoğlu Spor salonunda yapıldı. Kongreye Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, delegeler ve çok sayıda iş adamlarıyla, partililer katıldı. 

Salonda "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla karşılanan Davutoğlu, biraz gecikmeli geldiği kongrede, "Ordulular bizi büyük bir aşkla bekliyor. Yılmadan, bıkmadan, yorulmadan bekliyor. Ordululara teşekkür ediyoruz." diyerek sözlerine başladı.

"DAVUTOĞLU, ORDU'DAN 5'TE 5 İSTEDİ"

Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Ordu'dan 7 Haziran Seçimleri için özel bir de isteği oldu. Seçimlerde Konya'yı geçmeleri halinde 2009 seçimlerinde Ordu'dan aday olma sözü verdi, Ordululardan da 5'de 5 istedi. Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"5'TE 5 İSTEDİ, 2019'DA ORDU MİLLETVEKİLİ OLMA SÖZÜ VERDİ"

"İl kongrelerimize İstanbul'da Küçükçekmece'den başladık. Türkiye'nin her bir köşesini dolatşık. Patnos'a gitti, Tunceli'ye gittik. Erzurum'a, Edirne'ye bütün illerimizi dolaştık. Bütün Anadolu'yu, Trakya'yı karış karış dolaştık. Madem bu kadar aşkla beklediniz madem, bir kez daha 5'te 5 diyor muyuz inşallah? 5'te 5? Ordu, size aşık olmamak mümkün mü? Ordu ayağa kalkıyor. Bu neyin işareti? İnşallah daha teşekkür etmeme fırsat vermeden, yeni bir vaatte bulundunuz. Enver Bey'de bahsetti, Divan Başkanımız da, herhalde siz Konya'yla rekabet edeceksiniz, inşallah Ordu'da bu sefer yüzde 70 demeye hazır mıyız? Yüzde 70. Bir çok ilimizde söyledim. Ordu Büyükşehir olduğu için daha da bir önem taşıyor. İnşallah Konya'yı geçin, 2019'da buradan milletvekili olurum. Madem ki bu sözü verdiler, bu sözü ben de veriyorum inşallah. Bu ne coşku! Allah'a hamdediyorum. Hamd makamındayız. Eğer bir kadro, eğer bir siyasi hareket böylesine coşkulu bir gençliğe, böylesine coşkulu bir kadın kadrosuna ve böylesine coşkulu bir delegeye, delege kadrosuna sahipse sırtı yere gelmez." 

"RECEP TAYYİP ERDOĞAN SLOGANLARI ATILDI"

Salondaki kalabalığın, "Sen bize Reis'in emanetisin" şeklinde slogan atması üzerine Davutoğlu, "Allah razı olsun. İstanbul Kongresi'nde söyledim, Reis'in bütün emanetlerine sahip çıktı, çıkmaya devam edeceğiz inşallah." dedi. Bunun üzerine salonda kalabalık, "Recep Tayyip Erdoğan" şeklinde sloganlar attı. Sloganların alkışlarla son bulmasının ardından Davutoğlu konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: 

"İnşallah. Aslında Ordu'ya ziyaretimizin birkaç sebebi vardı. Tabiki kongremizi yapmak. Daha önce Ordu'da teşkilatlarımıza katkıda bulunmuş bütün kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Değerli milletvekilimiz Harun Çakır'a ben de birkez daha rahmet diliyorum, mekanı Cennet olsun. Emaneti, emanetimizdir. Ordu ve Giresun il kongrelerimizin son halkasını temsil ediyor ama bizi öylesine güzel karşıladınız ki, gerçekten çok güzel bir mühür oldu. Hiçbir zaman unutmayacağız Ordu'daki bu coşkuyu. Aziz Ordulular, size teşekkür borçluyuz. Bakınız o teşekkür için il kongrelerimizin son halkasını burada, Karadeniz'in bu köşesinde gerçekleştiriyoruz. Niye teşekkür ediyoruz, çünkü Ordu demokrasinin ordusu olduğunu gösterdi. Demokrasimiz büyük bir tehdit altına girdiğinde 2013 Mayıs'ından itibaren, tam da Türkiye ekonomide büyük yatırımlar hamlesini başlatmışken, IMF'ye son borcu ödemişken ve Türkiye'nin izzetli yükselişi... (alkışlarla sloganlar atıldı) Size demokrasiye sahip çıktığınız için teşekkür ediyorum. Geçen 2013 Mayıs'ından itibaren Türk demokrasisine, Türkiye'nin huzuruna darbe vurmak isteyenler her kanattan, her koldan çalıştılar. Gezi provakasyonları yaptılar, başaramadılar. 17-25 Aralık provakasyonları yaptılar, başaramadılar ve 30 Mart'ta yerel seçimlerde tam da şimdi olduğu gibi birileri, kaos tacirliği yaparken, kriz tacirliği yaparken seçimlere gittik. Zor şartlarda seçimlere gittik. Bütün Türkiye'de bir demokrasi destanı yazdık ama en büyük destanlardan birini Ordu yazdı. 20'de 20. 19 ilçe, bir büyükşehir belediye başkanlığıyla şunu söyledi. Kim ne yaparsa yapsın, Türkiye ayaktadır, Türk demokrasisi ve onun arkasındaki Ordu ayaktadır. Ordu'ya teşekkür ediyoruz." 

Milletvekili Genel Seçimleri'nde bir kez daha Ordu'dan 5 milletvekili istediğini dile getiren Davutoğlu şöyle devam etti: "Gençler siz zaten ayaktasınız. İnşallah ben bu ayakta oluşu 7 Haziran'da göreceğiz. 7 Haziran'da yine Ordu silme yapacak. Yerel seçimlerde nasıl 20'de 20 ise, 7 Haziran'da da 5'te 5 yapacağız inşallah ve yine size Cumurbaşkanımız adına da bir teşekkür borcumuz vardı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bütün Türkiye gibi Ordu'da, Cumhurbaşkanımıza da hani vaktinde muhtar bile olamaz dedikleri milletin adamına en güçlü desteği verdi ve Cumhurbaşkanlığı makamına getirdi. Ve arkasından, olağanüstü kongrede bu görevi devraldık. Sayın Cumhurbaşkanımız, onurla bu yüce makama oturdu. Bendeniz de, Genel Başkanlık ve Başbakanlık görevini aldım. O günden bugüne Türkiye'nin her köşesini geziyoruz, kongrelerimizi coşkuyla yapıyoruz. Yarın da Kadın Kolları kongremize katılmak üzere Antalya'ya gideceğiz. Anadolu'nun merkezinde de biz varız, kuzeyinde de, güneyinde de, doğusunda da, batısında da biz varız, biz olacağız."

"VUR VUR İNLESİN, PENSİLVANYA DİNLESİN"

Başbakan Davutoğlu'nun sözleri, zaman zaman "Vur vur inlesin Pensilvanya dinlesin" sözleriyle de kesilirken, şöyle devam etti:

"Diğerlerine bir bakın. Kılıçdaroğlu'nun partisi liğme liğme dökülüyor. Hergün birileri istifa ediyor. Birileri parti değiştiriyor. Ulusalcılar var, yenilikçiler var, mezhepçiler var, o'cular var, bu'cular var ama milletin yolunda giden yok. Öyle veya böyle CHP kendi kriziyle uğraşıyor. Şişli Belediyesi'ni dahi çözemediler. Hala Şişli Belediyesi ile ilgili hergün CHP'liler birbirlerine saldırıyorlar. Biz ise bütün Türkiye'yi ilmik ilmik örüyoruz. Aslında şimdi dikkat edin, Kılıçdaroğlu'na vurduğumuzda Pensilvanya dinliyor, Penvilvanya'ya vurduğumuzda Kılıçdaroğlu dinliyor. Bunları birbirinden ayırt etmek mümkün değil. Karadeniz'de özellikle de Ordu'da, Trabzon ve Rize'de de öyle gördük. Maşallah Karadeniz dalgası gibi hiç durmuyorsunuz. Sahile vurdukça dönüyorsunuz, tekrar tekrar aynı coşkuyla sahilleri dövüyorsunuz. Karadeniz'in yaylalarındaki huzuru, vakarı gönlünüzden eksik etmesin. Ak Parti hareketi, Karadeniz'in ruhuyla, coşkusuyla buluşmuş bir harekettir. Şimdi, biz böyle dolaşıyoruz ya, geziyoruz ya. Ben Kırşehir'e gitmiştim, Sayın Cumhurbaşkanımız da Kırşehir'e gitti. Arkasından, Sayın Bahçeli de Kırşehir'e gitti ve bizleri takiben dedi ki, nefesimiz ensenizde. Ben de Grup Toplantısı'nda söyledim, şimdi de söylüyorum. Niye, niye nefesimiz ensemizde biliyor musunuz? Çünkü bizi hep ensemizden takip edecek. Hiç önümüze geçemeyecekler, hep arkadan takip edecekler ama onların hayalleri, bizim gerçeklerimize ulaşamaz. bizim hayallerimiz ise Türkiye'nin geleceğini ilmik ilmik dokuyan hayaller. Ne Kılıçdaroğlu, ne Bahçeli, ne Demirtaş, ne de Pensilvanya'nın tuzakları Türkiye'nin hayallerinin gerçekleşmesine engel olamayacak. Biz inadına demokrasi demeye devam edeceğiz. İnadına milli birlik, barış, çözüm süreci, kardeşlik demeye devam edeceğiz. Bakınız Türkiye 12 yılda büyük demokratik devrimlere imza attı. Türkiye'de olağanüstü hal vardı, kaldırdık. Emasya vardı, kaldırdık. Hanım kardeşlerim, başörtüsüne yasak vardı, kaldırdık. İmam hatiplere katsayı zulmü vardı, kaldırdık. Türkiye'de hapishaneye giden anneler, ana dilleriyle oğullarıyla konuşamıyordu. Bütün yasakları kaldırdık. Yasaksız bir Türkiye inşa etmek için yola çıktık, demokrasiyi inşa ettik ama aynı zamanda da güvenliği ve huzuru da inşa etmek için yola çıktık." 

"MOLOTOF KOKTEYLİ İLE KİMSE GÖSTERİ YAPAMAYACAK"

"Biz milleti bütünleştirip, birleştirirken, Türkiye'de Türk-Kürt, Sünni-Alevi gibi bütün suni ayrımlara son verirken, onlar milleti huzursuzluğa sevk etmeye çalıştılar. 6-7 Ekim Kobani olaylarını hatırlıyorsunuz. Orada yapılan vandalizmi, şiddeti hatırlıyorsunuz. Onun karşısında dimdik durduk. Kamu düzeninden taviz vermedik. Şimdi İç Güvenlik Paketi'ni Meclis'e sunduk diye, hepsi sinir uçlarına dokunmuşçasına ayağa kalkıyorlar. Bu hafta bu yasa görüşülmeye başlayacak. Bu yasanın tek hedefi vardır. Türkiye'de özgürlüklerin hakkıyla korunması ve Türkiye'nin huzurunu bozacak hiçbir provakatöre fırsat tanınmaması. Şimdi diyorlar ki, bu paket özgürlükleri kısıtlayacak. İşte birkez daha Ordu'dan sesleniyorum. Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş, eger paketi okuduysanız, söyleyin, nerede sizi rahatsız eden ne var? Ama Pensiyvanya'dan gelen talimatla hareket ediyorsanız, o sizin biliceğiniz bir şey. Nedir bu pakette olan? Molotof kokteyli ile kimse gösteri yapamayacak. Yani, bir yerde bir grup vatandaşımız, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapıyorsa, o vatandaşların arasına kimse molotof kokteyli ile giremeyecek. Bunun nesine karşı çıkıyorsun Kılıçdaroğlu? Ya da Bahçeli, ya da Demirtaş? Niyetiniz, gösteri meydanlarına molotof kokteyli ile girmek mi? Biz buradan söylüyoruz. O molotof kokteyli, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki şehirlerimizi ateşe boğmuştu 6-7 Ekim'de. Gezi Olayları'nda İstanbul'un semtlerini ateşe boğmuştu. Gencecik kızlarımız, motolof kokteyli ile yanmışlardı. İşte burada söylüyoruz, siz ne yaparsanız yapın. Bundan sonra toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak isteyen herkes yapacak ama molotof kokteyli kullanmak isteyen varsa, o meydana giremeyecek." 

"KILIÇDAROĞLU, GEZİ PROVAKATÖRÜ"

"Şimdi Bahçeli'ye soruyorum, Kılıçdaroğlu'nu anladık, Gezi provakatörü. Ve orada olayları çıkaranlardan biri Bahçeli, sen de mi molotof kokteylini savunuyorsun? Yine diyorlar ki, yüzlerine maske takmada ne var? Şimdi bakın Aziz Ordulular, alnı açık, yüzü açık Ordulular. Yüzünü gizleyen var mı burada? Kimse yüzünü gizliyor mu? Çünkü sizin saklayacağınız birşey yok. Kimliğiniz aktır, alnınız aktır, partiniz Ak'tır ama onlar yüzlerini saklıyorlar. Niye? Eğer Kılıçdaroğlu çok meraklıysa, gösterilere maskeyle gitsin. Çünkü sandıktan ümitleri yok. Çünkü halka gitmekte cesaretleri yok. İstiyorlar ki, seçim öncesine bir kaos çıksın. Önümüzdeki hafta, demokratik bir şekilde Meclis'te her türlü eleştiriyi getirirler ama Meclis'te herhangi bir şekilde Meclis kurallarına aykırı bir tavra müsama etmeyiz." 

"BİZ BU ÜLKENİN SOKAKLARINI VANDALLARA TERK ETMEYECEĞİZ"

"Kılıçdaroğlu'nun söylediği gibi eğer halkı tahrik ederek meydanlara çıkarlarsa, toplantı ve gösteri yürüyüşleri içinde gösteri yaparlarsa serbest ama halkı tahrik ederlerse, aynı kurallar onlar için de geçerlidir. Biz bir daha bu ülkenin sokaklarını vandallara, teröristlere terk etmeyeceğiz. Kimse yüzünü kapatmasın. Kimse sapan, biley atmasın. kimse şiddet, bıçak ve diğer aletlerle, molotof kokteyli ile gelmesin. Kılıçdaroğlu'nun kafasındaki plan, Türkiye'yi seçimden önce kaosa götürmek. Biz o planlara ne boyun eğeriz, ne fırsat veririz. Onun için çağrımı bir kez daha yapıyorum. Kılıçdaroğlu, kendine güveniyorsan, halkı sokağa çağırma, halkı bizim gibi sandığa çağır. Şimdi diyorlar ki, yine ne var bu pakette. Yine diyoruz ki bu pakette, bonzai kullananlara da uyuşturucu muamelesi yapılacak. Bu milletin çocuklarını, gençlerini, şu yüzleri pak, tertemiz gençliğimizi birisi bonzai ile zehirlemek isterse, ki yapıyorlar biz bunlara sessiz mi kalacağız? Eğer Meclis'te bunları engellemeye kalkarlarsa, onların hepsine bonzai taraftarları diyeceğiz. Bonzai Bahçeli, bonçai Kılıçdaroğlu, molotof Bahçeli, molotof Kılıçdaroğlu. Ünvanları bu olacak. Neyi savunduklarını bilsinler. Diyorlar ki, polisin gözaltına alma süresi uzun. Yeni gelen yasayla polis, 24 saat, savcının izniyle de 48 saat gözaltı yapabilecek. Avrupa'da bu Fransa'da var, diğre ülkülerde ise Almanya'da, İtalya'da, İngiltere'de birçok Avrupa ülkesinde ise daha uzun. 36 saat, 48 saat polis gözetiminde, sonra savcılık gözetiminde uygulamaları var. Biz bunları, bu yasaları hazırlarken evrensel demokrasi standartlarında hazırladık. Ve bu yasanın içinde bu tür emniyet tedbirleri yok. Mesela, pasaport alımının kolaylaştırılması var. İsim değişikliğinin kolaylaştırılması var. Herhangi bir bürokratik müracaat yapacaksanız Nüfus İdaresi'ne, yani bir bildirimde bulanacaksanız doğum, ölüm vs. elektronik ortamda bunu yapabileceksiniz. Yani bu yasa, millete olan güveni yansıtan bir yasa. Bu yasa, milletle devleti huzur ekseninde buluşturan bir yasa. Bu hafta, işte buradan söylüyorum. herkes bir sınav yaşayacak. Kim vandalların yanında, kim karşısında ortaya çıkacak. Kim molotof kokteylinin yanında, kim karşısında ortaya çıkacak. Kim Kobani olaylarının arkasında ve yanında, kim karşısında ortaya çıkacak. Biz yaptığımız her yasada, her düzenlemede sadece milletimizin huzurunu, milletimizin özgürlüklerini, demokrasimizin geleceğini ve standartını planlarız. İşte Ordulular bugün bu coşkuyla bizleri karşılarken, bu aşkla, bu sevdayla bağlı olduğumuz ülkenin huzuru için karşılıyorlar. Yine coşkuyla inşallah hep beraber seçimlere gideceğiz. Biz bir taraftan İç Güvenlik ve Özgürlüklerin Korunması Paketi'yle, reform paketiyle, diğer taraftan Çözüm Süreci'ne ivme katarak bu topraklarda barışı, huzuru, sükuneti temin etmeye kararlıyız. Diğer taraftan ekonomide olağanüstü hamlelerle yola çıktık. Bakınız, Dünya'nın gıptayla takip ettiği bir ekonomik kalkınma hamlesi içindeyiz. Türkiye şimdi G20 Dönem Başkanı." 

"İSTANBUL 3.HAVALİMANI, DÜNYA'NIN EN BÜYÜK HAVALİMANI OLACAK"

"Öylesine başarılara imza atıyoruz ki, artık azıyla yetinmiyoruz. Evvelsi gün, İstanbul'da 3.Havalimanı şantiyesini gezdim. İnşallah tamamlandığında 150 milyon yıllık kapasiteyle, Dünya'nın en büyük havalimanı olacak. Türkiye'ye üçüncülük, ikincilik yakışmıyor. Birinci olacağız inşallah." 

"ORDU-GİRESUN HAVALİMANI DOĞU KARADENİZ'E HEDİYE OLACAK"

"Ordu-Giresun Havalimanı, denize dolguyla yapılan, Avrupa'nın birinci, Dünya'nın üç havalimanından biri haline gelecek. Bu anlamda, Ordu-Giresun Havalimanı da inşallah önümüzdeki ay açıp, bir Ordu'ya Giresun'a ve bütün Doğu Karadeniz'e çok güzel bir hediye sunacağız. Biz Türkiye'yi Dünya'nın öncü ülkelerinden biri haline getiriyoruz. Artık Türkiye 2001'in borç isteyen bir ülkesi değil. Türkiye aksine, Dünya'da gayri safi milli hasılasına oranla en fazla yardım yapan ülke. Mazlumlara en fazla sahip çıkan ülke. Borç isteyen bir ülkeden, borç veren bir ülkeye geçiş Ak Parti iktidarlarıyla mümkün oldu. Ak Parti kadrolarıyla mümkün oldu. Bir daha bu ülkeyi kimse namerde muhtaç edemeyecek. Allah devlete ve millete zeval vermesin. Bu milletin başına bir daha yabancı kuruluşlardan birkaç milyon dolar borç istemek zilletini yaşayan Başbakanlar getirmesin. Bizim cehdimiz ve gayretimiz bu yolda Dünya'nın öncü ülkeleri arasına girmektir ve gayretimiz devam edecektir. Yine, dikkat ediniz sadece ekonomik alanda değil. Siyasal alanda da, şu anda Dünya'da hangi olay olursa olsun, önce ses veren, adalet için önce sesini yükselten ülke Türkiye'dir. Amerika'da 3 müslüman Suriyeli hunharca katledildiğinde, Amerika Birleşik Devletleri yetkilileri de, lideri de, Avrupalılar da sustular. Sesleri uzun süre çıkmadı. Ta ki, biz sorgulayıp Sayın Cumhurbaşkanımız sorgulayıp, bizler sorgulayıp ses çıkarın deyinceye kadar sustular. Buradan birkez daha sesleniyoruz." 

"ZULMÜN KARŞISINDA DURMAK BOYNUMUZUN BORCU"

"Dünya'da nerede zulüm varsa, ona karşı Karadeniz dalgaları gibi kararlı, Karadeniz dağları gibi dik durmak boynumuzun borcudur. Nasıl Gazze'ya bombalar yağdığında İsrail'e sesimizi yükseltmişsek, nasıl Suriye'deki zalim Esad, kardeşlerimize, her etnik ve mezhebi kökenden kardeşlerimize zulümle, kimyasal silahlarla saldırdığında sesimizi yükseltmişsek, nasıl Arakan'da müslümanlar zulüm gördüğünde sesimizi yükseltmişsek, nasıl Somali'de müslümanlar büyük bir açlık içindeyken sesimizi yükselttiysek, Amerika'da ya da Avrupa'da, Dünya'nın neresinde olursa olsun, İslam karşıtlığına da sesimizi yükseltmeye kararlıyız. Orada, yükselen ırkçılığa karşı dimdik durma konusunda da kararlıyız." 

"DÜNYA'YI SAMİMİYET TESTİNE ÇAĞIRIYORUZ"

"Biz Dünya'yı bir samimiyet testine çağırıyoruz. Fransa'da teröre karşı bir yürüyüş olduğunda, Paris'te yürüyen Dünya liderleri arasında 77 milyon Türk'ü temsilen ben de vardım. Herhangi bir yerde terör olduğunda, önce kınayan hep biz olduk. Şimdi sınav vaktidir. Aynı kararlılığı Avrupa'dan, Amerika Birleşik Devletleri'nden, Birleşmiş Milletler'den beklemek en tabii hakkımızdır. Bu kararlılığımızı ve bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Ülkemizde demokrasiyi, özgürlüğü, Dünya'da adaleti ve her yerde mazlumlara sahip çıkan vicdanımızı dinlemeye devam edeceğiz. bu sesi yükseltme konusunda da hiçbir zaman tereddüt etmeyeceğiz." 

"KARADENİZ'İN BÜTÜN YAYLALARINI BİRLEŞTİRECEĞİZ"

"Aziz Ordulular, sizlere doyum olmuyor ancak Giresun'daki kardeşlerimiz de bekliyorlar. Birkaç müjdeye sizlere veda etmek istiyorum. Herşeyden önce, inşallah Ordu-Giresun Havalimanı'nı açıyoruz. Bu çerçevede Ordu'yu, Giresun'u, bütün Karadeniz'i nasıl Karadeniz Sahil Yolu'yla birleştirmişsek, inşallah şimdi dağları da Yeşil Yol'la, Karadeniz'in bütün yollarını birleştireceğiz. Ordu Çevre Yolu'nu, 19,5 km.lik yolun yüzde 60'ını takriben 13.5 km.sini tamamladık. 10 km.si tünellerden oluşuyor. Biz Ordu'nun dağlarını Ferhat aşkıyla deliyoruz. Muhabbeti Karadeniz'in dağlarından İç Anadolu'ya gönderiyoruz. İnşallah, bütün Ordu'da şu ana kadar yaptığımız hizmetler dışında, 21 Aile ve Çocuk Sağlığı Merkezi, 22 Spor Tesisi ve en önemlisi de 20 bin civarında kapasiteyle Orduspor'a yeni Ordu Stadı'nı yapıyoruz inşallah. Türkiye'nin bu anlamda belkemiğini oluşturan ana hatların Ordu'dan geçmesine önem veriyoruz. Akdeniz-Karadeniz Yolu'nu, yani Ordu'dan gelip, Güney'e doğru Sivas'tan bir kolla Erzincan'a, diğer kolla Hatay'a İskenderun'a inecek olan yolu da en kısa zamanda tamamlayacağız inşallah. Ordu'da üniversitemizi 2006'da kurduk. 10 fakülte Ordu Üniversitesi'nde kurduk. Ordu Üniversitesi'ni, Ordu'nun eğitim ihtiyaçları neyse hepsini karşılayacağız. Ordu, her türlü hizmeti hakediyor. Ünye-Fatsa limanları ve bütün Ordu'nun denizini inşallah en güzel şartlarda ulaşım imkanlarıyla donatacağız. Ünye Çevre Yolu'nu tamamladık. Bütün Ordu'da her bir ilçenin birbirine eklenmesini, doğuya Sarp Kapısı'na, batıya İstanbul'a, Edirne'ye kadar bütün bu kuşağın en önemli istasyonu, merkezi yapmaya da kararlıyız." 

"ORDUULARDAN, İL DIŞINDA YAŞAYAN ORDULULARI DAVET ETMEYE ÇAĞIRDI"

"Aziz Ordulular, sizden bir çalışkanlık daha 7 Haziran'da bekliyoruz. İnşallah 7 Haziran'da 5'te 5 yapmaya var mıyız? Yüzde 70'le Ordu'da ve Türkiye'de rekor kırmaya varmıyız? Bir göreviniz daha var. Biraz önce İl Başkanımız ve Belediye Başkanımız zikretti. Ordulular, Ordu'dan daha çok Türkiye sathında yaşıyor. Şimdi bir göreviniz de, buradan çıktığınız andan itibaren İstanbul'da, Türkiye'nin her köşesinde Ankara'da, İzmir'de yaşayan Ordulu hemşehrilerinize mesajlar göndereceksiniz. Sadece Ordu'da değil, Ordulular İstanbul'da da, Ankara'da da Türkiye'nin her yerinde Ak Parti için ayağa kalkacak inşallah. Onlara, 7 Haziran'da bir milli irade daha destanı yazmak için davetinizi gönderin. Sizlere güveniyoruz. Ordu'nun bize çok güzel bir hediye vereceğine güveniyoruz. Sayın Başbakan Yardımcımız Ordulu. Milletvekillerimizin hepsi büyük bir aşkla çalıştı, çalışıyor. 7 Haziran'da, hepimize en güzel hediye Ordu'dan gelecek inşallah. Allah yar ve yardımcımız olsun. Allah'a emanet olun."

Davutoğlu, kongredeki konuşmasının ardından Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz'ı ziyaret etti ve buradan da Giresun'a hareket etti.
Editör: TE Bilisim