ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki Grup Toplantısı'nda konuştu. Son yapılan seçimlere değinen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Geçtiğimiz Pazar günü de görülmüştür ki, birçok seçim çevresinde, partimiz ya ilk ya da ikinci sıradadır. Ne mutlu bizlere ki, Milliyetçi Hareket Partisi, milletimizin ümidi olmuş, sevgisini kazanmıştır. İktidarın onca istismarına, onca baskısına ve onca antidemokratik uygulamasına rağmen partimiz 30 Mart’tan başarıyla ve alnının akıyla çıkmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranları kesinleşen haliyle; belediye meclis üyeliği seçiminde yüzde 17,82; belediye başkanlığı seçiminde yüzde 17,76;  il genel meclis üyeliği seçiminde ise yüzde 20,71 düzeyine ulaşmıştır." dedi. 
"ÖFKESİ BUNDAN, HIRÇIN, KIZGIN, KORKU İÇİNDE"

Partisinin sürekli ivme kazandığını ve yükselişe geçtiğini söyleyen Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi'nin başarı grafiği önümüzdeki dönem için hepimizi ümitlendirmektedir. Mahalli İdareler Seçimleri bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye'nin gelecekteki iktidarı, AKP yıkımını onaracak, tahribatını giderecek yegane gücü Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Başbakan’ın huysuzluğu, asabiyeti ve anormal boyutlara ulaşan öfkesi bundan kaynaklanmaktadır. AKP’ye oy veren kardeşlerimizin kitleler halinde MHP’ye yöneldiğini bilmektedir. Bu itibarla hırçındır, kızgındır, korku içindedir." dedi.

"TÜRKİYE'DE MUHALEFET SORUNU DEĞİL, TÜKENEN İKTİDAR VAR"
 
İktidar partisinden umduğunu bulamayan, istediğini alamayanların MHP'yi tercih etmeye başladığını söyleyen MHP Lideri Bahçeli, "Başbakan'ın aile boyu karıştığı yolsuzluklar, AKP'yi saran rüşvet ağı, bölücü teröre karşı gösterilen affedilemez acziyet, sosyal ve ekonomik şartların çarpıklığı iktidar değişimini zorunlu, hatta acil kılmaktadır. Altını çizerek söylemek isterim ki, Türkiye'de bir muhalefet sorunu değil, bir iktidar yıpranması, bir iktidar tükenmesi vardır. Başbakan ve hükümeti krediyi bitirmiş, yetkisini kötüye kullanmış ve makus sona doğru inişe geçmiştir. Kutuplaşmaya dayalı, gerginliğe bağlı, husumete ve ayrımcılığa havaleli siyaset tasarım ve zihniyeti artık iflas etmiştir. Nitekim AKP ahlaken, aklen, fiilen ve vicdanen erimiştir. Hükümetin meşruiyeti sorgulanır ve tartışılır hale gelmiştir." dedi.

"ERDOĞAN'IN SİYASETEN TASFİYE OLMASI LAZIM"

MHP Lideri Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'mizin altından kalkamayacak kadar büyük badirelere savrulmaması için Başbakan Erdoğan'ın siyaseten tasfiye olması lazımdır. Toplumsal kargaşanın daha fazla yayılmaması, anlaşmazlıkların geniş çaplı çatışmalara dönüşmemesi için AKP hükümetinin demokratik yollardan gitmesi şarttır. Bunu da yapacak adı, şanı ve anıları hayasızca inkar edilen büyük Türk milletidir. Milletçe karşı karşıya olduğumuz sorunlar pansuman tedavilerle, günübirlik müdahalelerle telafi edilemeyecek boyuttadır. Sokaklar kaynamaktadır. Suçlular rahat ve emniyettedir. Toplumsal kesimler birbirine husumet duymakta, en ufak kıvılcım, en küçük tahrik veya provokasyon ortalığı savaş alanına çevirmektedir. Türkiye yönetilemez bir ülke haline doğru hızla gitmektedir. Siyaset Başbakan sayesinde düşmanlık üretmektedir. Ruhsal ve duygusal kopuşlar alarm zilleri çalmaktadır. Etnik ve mezhep temelli cepheleşmeler birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi hedef almaktadır."

"GEZİ PARKI HADİSESİNDE YAŞANAN İLKELLLİKLER RAHATSIZ EDİCİ"

"Okmeydanı'nda iki vatandaşımızın ölümüne yol açan vandallıklar, Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz üzerinden yürütülen tahrik kampanyaları hepimizi endişelendirmektedir. Gezi Parkı hadisesinin yıldönümünde yaşanan ve yaşatılan ilkellikler her yönüyle rahatsız edicidir. Başbakan henüz kabuk bağlamamış yaralarla oynamaktadır. İnsanlarımızın birbirine düşmesi için kışkırtmalardan medet ummaktadır. Dahası her sözü, her açıklaması, her konuşması nefret yüklüdür. 15 yaşındaki Berkin için 'ölmüştür, geçmiştir' derken, Mısırlı Esma için aylardır neredeyse ağıt yakmadığı kalmıştır. Böylesi bir kişinin Başbakanlık yapması mahzurlu, geleceğimiz açısından vahamet habercisidir."

"YOZLAŞMIŞ VE DEĞERLERİNE YABANCILAŞMIŞTIR"

İktidar partisiyle geçecek her günün sıkıntılar getireceğini söyleyen Bahçeli, "
AKP'yle geçecek her gün huzursuzluğu tetikleyecek, umutsuzluğu tırmandıracaktır. Başbakan yorgun, bitkin ve bezgindir. Başbakan yozlaşmış ve değerlerine yabancılaşmıştır. Başbakan vizyonsuz, hedefsiz ve mecalsizdir. Önüne gelene hakaretler yağdırması, ona buna küfürler savurması, vatandaşlarımıza tekme tokat saldırması hiçbir vicdanın kabullenmeyeceği çürümüşlüktür. 12 yıllık dönemde AKP hükümeti, milletimize ancak ve ancak düşman unsurların, çetelerin, cinayet örgütlerinin ve küresel çıkar gruplarının verebileceği türden zarar ve ziyanları reva görmüştür. 

"ÇANKAYA'YA ÇIKAYIM DERKEN YARI YOLDA SOLUKSUZ KALACAK"

Başbakan Erdoğan için 30 Mart'ın geri sayımın başlangıcı olduğunu söyleyen Bahçeli, şu ifadelerdi kullandı: "Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Başbakan Erdoğan ikinci dersini 10 Ağustos’ta alacak, Çankaya’ya çıkayım derken yarı yolda soluksuz kalacaktır. Türkiye çok yakında belini doğrulatacaktır. Türk milleti çok yakında kriz ve felaket lobilerine haddini bildirecektir. Türk vatanı AKP'den ve Recep Tayyip Erdoğan'dan kurtulduğu gün selamete ve esenliğe kavuşacak, üzerimizde dolaşan musibetler böylelikle son bulacaktır."

"TÜRKİYE'DE KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA RUHU HANÇERLENMEK İSTENİYOR" 

Bahçeli şöyle devam etti:

"Etnik bölünmeyi amaçlayan kanlı terörün, siyasi ayrılıkçılık heves ve tahrikleri önümüzdeki en büyük sorunlardan birisidir. Bugün Türkiye'de iç huzur, kardeşlik ve dayanışma ruhu hançerlenmek istenmektedir. Türkiye'nin varlığına ve milli birliğine kastetmeyi amaçlayan kanlı terör son dönemlerde yine azıtmış, yine azmış, yine kontrolden çıkmıştır. Hükümet yıllarca, teröristin insafa gelmesini bekleyerek zamanı boşa harcamıştır. Hükümet yıllarca teröristlere tavizler vererek, pazarlıklar yaparak sözüm ona terörün duracağını zannetmiştir. Bu aymazlık, bu gaflet zayıflatmak bir yana PKK'nın cüret ve mevzi kazanmasına yol açmış ve bölücü lobinin elini güçlendirmiştir."

"DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA DEVLET YOK, VALİLER, KAYMAKAMLAR KAYIP"

Hükümet'in 'Çözüm Süreci' projesini de sert bir dille eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli şöyle devam etti: 

"Geçtiğimiz yıl çözüm ve barış adıyla başlatılan süreç ihaneti yıkımın, yıkılışın ve yok oluş mecrasının en kaygan durağıdır. Başbakan Erdoğan'ın İmralı canisi ve çetesine karşı özel bir hassasiyeti, özel bir ilgisi, azalmayan bir sempatisi vardır. Nerede bir Türk düşmanı varsa Başbakan'la can ciğer kuzu sarmasıdır. Görüyorsunuz son günlerde PKK var gücüyle eylem yapmaktadır. Doğu ve Güneydoğu'da devlet yoktur. Valiler ve kaymakamlar kayıptır. Asker ve polisimiz ancak kendisini savunmaktadır. AKP'li bazı valiler rezalette yarış halindedir ve şuursuzluğun dibini boylamıştır. Bazıları, PKK’lıları ricayla minnetle durdurmaya, kestikleri yolları yalvar yakar açtırmaya çalışmıştır. Bazıları ise çözüm sürecinden dolayı Başbakanla birlikte İmralı canisini takdirle karşıladığını yüzsüzce, edepsizce dile getirmiştir. Ve bu vali müsveddesi hala görevdedir. Eşkıyalar dağdan şehirlere inmiştir. PKK'nın korkusu kalmamıştır. Her taraf Kandil Dağı'na çevrilmiştir. Zira ortada hükümet yoktur."

"DEMOKRATİK HAKLARINI KULLANAN GENÇLERE SU VE GAZ SIKIYOR"

Gezi Parkı protestolarına karşı polisin orantısız müdahalesini de eleştiren Bahçeli, "Zira ortada Türk gençliğiyle uğraşan, Gezi Parkı’nda kilitli kalan, 17-25 Aralık'tan kaçan ve mahkemede hesap vermekten ödü kopan bir Başbakan’ın teröre boyun eğme hali vardır. Türk milleti çok açık, çok ağır, çok kesif bir tehdidin altındadır. Bölücü terör örgütü, yurdumuzun dört bir yanına konuşlanmaktadır. Ne var ki, Recep Tayyip Erdoğan gençlere, demokratik hakkını kullanan göstericilere su ve gaz sıkmakla, kurşun atmakla oyalanmakta, ağza alınmayacak galiz ifadelerle sataşmaktadır. Gezi Parkı olaylarının yıldönümünde, Taksim’e gelme ihtimali olanlara gözdağı veren ve 'güvenlik güçlerimiz kesin talimatı almıştır. Gereği neyse A'dan Z'ye o yapılacaktır' diyen Başbakan, konu PKK olunca anında ortalıktan kaybolmaktadır. Başbakan PKK’ya niçin sessizdir? Neyi vaat etmiş, hangi sözü almıştır? Önce Cumhurbaşkanı olabilmek, sonra da Başkanlık sistemini kurabilmek için BDP-HDP-PKK ve İmralı canisinden icazet ve onay mı ummuştur? Bunun için de PKK’nın eylemlerini görmezden, duymazdan, bilmezden mi gelmektedir? Başbakan koltuk uğruna, Türkiye’ye ihanet ettiğinin ne zaman farkına varacaktır?"

"BUNLARDA NE DİN, NE İMAN, NE İNSANLIK VAR"

"İstanbul'da molotof atan ve nereden kumanda edildikleri muamma olan maskeli derin yapılanmalara bağıran çağıran Başbakan, bunun mislisini Doğu ve Güneydoğu’da yapanlara karşı suskun ve durgundur. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur? Doğu’da devlet otoritesi sıfırlanmaktadır. Başbakan siyasi hesaplara, siyasi çıkarlara Türkiye’yi feda etmektedir. Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde böyle bir iktidar, böyle bir Başbakan görülmemiştir. Bunlarda ne din, ne iman, ne insanlık, ne de merhamet vardır."

"PKK, BEBEK KATLETEN BİR ÖRGÜTTÜR"

"Küçücük çocuklara göz koyanların, anaların bağrını yakanların kuşku yok ki vicdanları mayın tarlasından, kalpleri mezar çukurundan farksızdır. 'Evladımı İstiyorum' eylemi yapan gözü yaşlı anneler haklı ve masumdur. Onların feryatları, onların çığlıkları, onları sızlanışları karşılıksız bırakılmamalıdır. Evlat özlemi çeken, evlat acısıyla ciğeri parçalanan her anne içten ve samimidir. Biliyorsunuz, PKK bebek katleden bir örgüttür. PKK çocuk kurşunlayan bir ölüm makinesidir. Hainlerin çoluk çocuğu kaçırarak militan açığını kapatma planı, esasında köy basıp çocuk katletme barbarlığından, emzikli küçücük yavruları öldürme şerefsizliğinden anlam itibariyle ayrı değildir. En başta Başbakan ve hükümeti konunun üzerine kararlıca eğilmeli, duygusal laflarla vaziyet kurtarmaya kalkışmamalıdır.

"BAŞBAKAN'IN ZEKA ABİDESİ EVLADI 'YA HAK' DERKEN, FUKARA ÇOCUĞU SABIR ÇEKİYOR"

"Başbakan'ın villada para eriten zeka abidesi evladı 'ya hak' diyerek ok atarken, garibanın, fukaranın çocuğu ya sabır çekmekte, Kürt kökenli kardeşimin çocuğu dağa, bayıra kandırılarak götürülmektedir. Başbakan Erdoğan iki gözü iki çeşme olan anneleri PKK'nın siyasi şubesi olan tek yumurta ikizi partilere havale etmiştir. BDP ve HDP'den medet ummak saflık değilse, kifayetsizliğin ta kendisidir. Şu kadar ki, dağ sevkiyat zincirinin üç halkası varsa, ikisi bu partilerdir. Başbakan Erdoğan PKK'nın kaçırdığı çocuklar için yine PKK’dan yardım dilenmektedir. 

"B VE C PLANLARI FOSTUR, BOŞTUR"

Başbakan'ın B ve C planları ise fostur, boştur, hikâyedir. Şayet bir plan varsa, şayet bir hazırlık varsa, HDP veya BDP’den insaf beklenilmesi ayıptır, vebaldir. PKK'nın kamplarının nerede olduğu bellidir. Teröristlerin nereden girip çıktığı ortadadır. Başbakan; yüreği varsa, gücü yetiyorsa bir gece Kandil’de görünmeli, ne var ne yok temizlemeyip atmalıdır. İşte o zaman B ve C planları olduğuna kanaat getiririz. PKK'ya elini vermiş kolunu kaptırmıştır."
Editör: TE Bilisim