İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde İstanbul Yenikapı Meydanı'nda düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ne, eşi Emine Erdoğan ile birlikte katıldı. Mitingde; 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, kuvvet komutanları ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Hüseyin Özürgün de hazır bulundu.

"TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK MİTİNGİ"

İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle düzenlenen ve milyonlarca İstanbullunun katıldığı Türkiye tarihinin en büyük mitingi, 80 ilde ve ilçelerin meydanları ile Türkiye'nin gönül coğrafyasındaki ülkelerinin şehirlerindeki meydanlarda kurulan dev ekranlardan da canlı olarak yayınlanarak tüm Türkiye ve diğer devletlerdeki Türk vatandaşları ve kardeş halklar tarafından izlendi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nde, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez tarafından, şehitler için dua edildi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım ile TBMM Başkanı Kahraman’ın konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşlara hitaben bir konuşma yaptı.

"15 TEMMUZ GECESİ MEYDANLARA İNEN TÜM KARDEŞLERİME ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM"

Mitingdeki devlet protokolünü Yenikapı'da, 80 ilin meydanlarını dolduran vatandaşları ve dünyanın dört bir gözü ve gönlü İstanbul'da olan kardeş halkları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz gecesi, bir kez daha istiklali ve istikbali için kıyam eden, canı pahasına ülkesini darbecilere, teröristlere, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle muhabbetle, selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi sokaklara, meydanlara inerek; namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum" dedi.

15 Temmuz darbe girişimine direnenlerin arasından 172'si sivil, 63'ü polis, 5'i asker olmak üzere 240 kişinin şehit olduğunu belirten ve şehitler için Allah'tan rahmet, yakınları ve tüm millet için baş sağlığı temennilerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbecilerin üzerine yürüyenlerin arasından 2 bin 195 kişinin yaralanarak gazilik rütbesine ulaştığını söyledi ve tedavileri süren yaralılara şifa diledi.

"ŞEHİTLİK VE GAZİLİK ŞEREFİNE NAİL OLANLAR, İSİMLERİNİ TARİHE ALTIN HARFLERLE YAZDIRDI"

"O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden, şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar, isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmenin, her zaman yakalanabilecek, elde edilebilecek bir ayrıcalık olmadığını dile getirdi.

15 Temmuz gecesi sokakları ve meydanları dolduranların her birinin ülkenin, demokrasinin, vatanın ve özgürlüğün korunmasında katkısı ve payı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onun için diyorum ki; 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun. Hepinizin gazası mübarek olsun. İstanbul’un gazası mübarek olsun. Ankara’nın gazası mübarek olsun. Darbe girişimine maruz kalan her şehrimizin gazası mübarek olsun. Darbe girişimine karşı, tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, her kökenden, her meşrepten insanıyla dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun" diye konuştu.

"DÜŞMANLARIMIZ ERTESİ GÜNE İŞLERİNİN ÇOK DAHA ZOR OLDUĞUNU GÖRMENİN KAHRIYLA UYANDI"

Türk Milleti'nin bin yıl önce Malazgirt'te hangi inanç ve kararlılıkla Anadolu'nun kapılarını açmışsa, 15 Temmuz'da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Süleyman Şah 1075 yılında, bu coğrafyadaki ilk devletimizi hangi vizyonla kurmuşsa, 15 Temmuz'da da ülkemize aynı vizyonla, aynı ufukla sahip çıktık. Osman Gazi, 1299'da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina ettiyse, biz de o gece Türkiye'yi aynı ilkeler etrafında müdafaa ettik. Ecdadımız 100 yıl önce hangi idrakle Çanakkale'de kanının son damlasına kadar mücadele ettiyse, 15 Temmuz'da da aynı iradeyle darbecileri geri püskürttük. Gazi Mustafa Kemal'in İstiklal Harbini başlatmasını ve zafere ulaştırmasını sağlayan inancın bir benzeri, 15 Temmuz'da Türkiye'nin tüm şehirlerinde adeta kol geziyordu. 15 Temmuz, dostlarımıza bu ülkenin, sadece siyasi, ekonomik, diplomatik saldırılara değil; aynı zamanda askerî sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir. Aynı gece Türkiye'nin yerle yeksan olması için ellerini ovuşturarak bekleyen düşmanlarımız ise ertesi güne, bundan sonra işlerinin çok daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar. Şimdi bugün burada, Yenikapı Meydanı'nda Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, CHP ve MHP Genel Başkanlarıyla, 81 vilayetimizdeki her görüşten, her meşrepten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, işte bu görüntü, inanın bana, ülkemizin düşmanlarını, en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir. İşte onun için her zaman ne diyoruz? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız."

"BU MANZARA, TÜRKİYE'NİN 2023 HEDEFLERİNE ULAŞACAĞININ İLANI VE İSPATI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yenikapı'daki manzaranın, Türkiye'nin, tüm renkleriyle bağımsızlığına, geleceğine ve vatanına sahip çıktığının ilanı ve ispatı olduğuna işaret ederek, "Bu manzara, bin yıllık vatanımızın tek bir taşına dahi göz dikenlerin, ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır. Bundan sonra işimiz ne biliyor musunuz? Artık muasır medeniyeler seviyesinin üstüne çıkmak. Bunu başarmaya var mıyız? Bu manzara, birliğin, beraberliğin, kardeşliğin sadece temenni, sadece slogan değil; gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin, kuvveden fiile geçebileceğinin ilanı ve ispatıdır. Bütün bunlarla beraber, yolumuza dayanışma içine geçeceğiz. Ete kemiğe bürüneceğiz, mütevazı olacağız. Birbirimizi makam ve mevki için değil, para pul için değil, sadece Allah için seveceğiz" şeklinde konuştu.

Bugünleri gösterdiği için Allah'a sonsuz hamt ettiğini, böyle bir milletin evladı, böyle bir ülkenin vatandaşı olduğu için şükrettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1920 yılında, ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu günlerde Gazi Mustafa Kemal’in “Milletimiz çok büyüktür, hiç korkmayalım. O, esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine ‘ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?’ diye sormak lazımdır. Ben, milletimin vereceği cevabı biliyorum” sözlerini aktardı ve “Gazi’den 96 yıl sonra, buradan Yenikapı Meydanı’ndan aynı soruyu sizlere soruyorum; ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?” diye sordu. Meydandakilerin güçlü bir biçimde verdiği ‘hayır’ cevabı üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesele bu, bu millete kimse bu esareti asla getiremeyecektir” diye ekledi.

"MECLİS’TEN GELEN İDAM KARARINI ONARIM"

Meydandaki vatandaşlar tarafından, 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan TSK içindeki FETÖ mensuplarının idamlarının istenmesine yönelik slogan atmaları üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan şu açıklamaları yaptı: “Şu anda siyasi partilerimizin genel başkanları burada, sizin zaten talebinizi biliyorlar. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletin’ olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek olan merci Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Meclisimiz böyle bir kararı verdikten sonra atılacak adım bellidir. Onamaksa, Meclis’ten gelen böyle bir kararı ben peşinen ifade ediyorum; onarım. Kardeşlerim, Vatan Caddesi’nde vücudu ikiye bölünmüş kardeşimi gördüğüm zaman kalkıp da bunu kenara koymak mümkün mü? Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde uçaktan F16’ların yağdırdığı bomba ile başı vücudundan ayrılmış olan hanım kardeşimin başı Kongre Merkezi’nin çatısına uçmuştu. Bunu gördükten sonra biz kalkıp da, efendim Avrupa Birliği’nde idam yokmuş, Konsey’de yokmuş, şurada yokmuş, burada yokmuş… Amerika’da var, büyük bir çoğunluğunda var, Japonya’da var, Çin’de var, bugün dünyanın büyük bir çoğunluğunda var. Burada zaten 84’e kadar vardı, ondan sonra kaldırıldı. Bu millet, ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletin’ olduğuna göre eğer böyle bir kararı veriyorsa, öyle zannediyorum ki siyasi partiler de bu karara uyacaktır.”

Millete hitaben, “Sizler 15 Temmuz’a esaret ve zillet kabul etmeyeceğinizi namlulara göğsünüzü dayayarak, tankların önüne yatarak, uçaklara ve helikopterlere dahi hamleler yaparak bilfiil gösterdiniz” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da imansız olanların imanlı olanların karşısında dayanamadığını, pek çok sinsiliği hesap eden FETÖ’nün milleti hesap edemediğini söyledi ve ekledi: “Bu milletin imanını, bu milletin inancını, bu milletin dirayetini o hiç hesaba katmadı.”

"ASKERÎ LİSELERİN KAPATILMASI"

Hükûmet yetkililerinin askerî liselerin kapatılmasına yönelik yaptığı açıklamaya ve kimi emekli TSK mensuplarının bu kararın yanlış olduğuna ilişkin yorumlarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi ben de onlara buradan sesleniyorum, diyorum ki; işte oradan yetiştirilmiş olan o tek tip FETÖ’cüler işte bu olayı yaptılar. Şimdi biz de diyoruz ki; harp okullarımız duracak, tüm liselerimizden, bu ülkenin liselerinden yetişenler hepsi gelsin rahatlıkla buraya girsin. Tek tip niye olsun, hepsinden girsin. Ve harp akademilerinde, harp okullarında hangi eğitim veriliyorsa onlar orada verilsin” değerlendirmesini yaptı.

"HÂLÂ FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ İSMİNİ AĞZINA ALMAKTAN ÇEKİNENLER VAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet ve milletin, 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmesi gerektiğinin, sadece bu ihaneti gerçekleştirenleri değil, onların arkalarındaki güçleri ve onları harekete geçiren saikleri de de çok iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Fetullahçı terör örgütü mensuplarının, bunların ismini hâlâ ağzına almaktan çekinenler var. Çekinmeyelim, muktedir olanlar bunların isimlerini aynen ifade etsinler ki bilmeyenler, bu FETÖ’cüler FETÖ kimdir, bunu öğrensin. Ülkemize yönelik tehdidin görünürdeki maşalarıdır. Biliyoruz ki bu oyun, bu senaryo onların boylarını çok aşar. Elbette bu örgütü tüm mensuplarıyla ortaya çıkarmak ve hukuk dairesinde imha etmek mecburiyetindeyiz. Ama sadece bununla yetinirsek, devlet ve millet olarak bünyemizi benzer virüslere karşı yine savunma noktasında zayıf bırakmış oluruz. Silahlı Kuvvetlerimizden yargımıza, Polis Teşkilatımızdan istihbarat kuruluşlarımıza, okullarımızdan hastanelerimize kadar her yere sızabilen ihanet şebekelerine karşı kendimizi güçlendirmeliyiz. Bu ihanet şebekesinin adı PKK da olsa, FETÖ de olsa, DAEŞ de olsa, başka örgüt de olsa fark etmez. Örgütlerin isimleri değişebilir, kadroları değişebilir, söylemleri değişebilir, ama hepsinin de Türk milletinin, Türk Devletinin düşmanları olduğu gerçeği asla değişmez.”

"ARKALARINDAKİ GÜÇLERİ DE ÇOK İYİ BİLİYORUZ"

Gelinen noktada safların gayet net olduğunu, bir tarafta tüm kurumları, tüm siyasi partileri ve tüm kesimleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin olduğunu; diğer tarafta ise etnik, dini istismar ve ideolojik sapkınlık içinde olan terör örgütlerinin ve onların arkasındaki karanlık güçlerin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletinden, milletinden, haktan ve hakikatten yana olan herkes bugün burada, Yenikapı’dadır. Buradan 80 vilayete selam olsun, buradan 79 milyona selam olsun. Terör örgütleri mensuplarının ise kimi adliyede akıbetini bekliyor, kimi cezaevinde cezasını çekiyor, kimi de mezarda nihai hesabını veriyor. Onların arkalarındaki güçleri de çok iyi biliyoruz, vakti, saati geldiğinde hesaplarını önlerine koyacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakalanan bu birlik ve beraberlik ruhunun en iyi şekilde değerlendirilerek 15 Temmuz’u daha güçlü, daha büyük ve daha müreffeh bir Türkiye’nin inşası için bir milat hâline dönüştürülmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Yakın tarihimizin vicdanları kanatan, kafalarda soru işaretleri oluşturan tüm sorunlu, sıkıntılı olaylarını yeniden masaya yatırarak eksikleri, yanlışları ortaya koymalıyız” sözlerine yer verdi.

FETÖ ihanet çetesinin TSK’daki etkinliğinin önünü açan davaların yeni baştan incelenmesi, şaibeli tüm sınavların ve tüm işlemlerin gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu örgütün gayrimeşru şekilde elde ettiği güçle dizayn etmek istediği siyasetin, medyanın ve iş dünyasının yeniden kendi tabii seyrine oturtulması gerektiğini vurguladı.

"AL BAYRAĞIMIZIN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ ALTINDA BULUŞTUK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yurt içinde milletimizin dini hassasiyetini, merhametini, iyilik ve yardımlaşma duygularını istismar ederek elde ettikleri tüm imkânları milletimizin emrine vermeliyiz. Hiç kimse kapatılan yurtlardan, okullardan, evlerden dolayı endişeye kapılmasın, gerek devletimizin ilgili kurumları, gerekse aynı alanda hizmet veren sivil toplum kuruluşlarımız çok daha iyisiyle, çok daha fazlasıyla bu boşluğu dolduracaklardır. Yurt dışında ülkemizin adını ve itibarını da kullanarak elde ettikleri imkânları da asli sahibine, yani devletimize ve milletimize kazandırmalıyız. Hükûmetimiz olağanüstü hâl ilanı sonrasında sahip olduğu yetkiyle tüm bu alanlarda çok önemli adımlar attı, atmaya devam ediyor. Gazi Meclisimiz de bu konuda üzerine düşenleri yapıyor, yapmayı sürdürecektir. Siyasi partilerimizin ve medyamızın da bu süreci çok iyi değerlendirerek inanıyorum ki desteğini verecek ve bu yasalar, Anayasa değişikliği, yasa değişikliği veya yeni yasalar, bunlar hızla hazırlanacaktır. Kardeşlerim, 15 Temmuz gecesinden beri atılan her adımda 79 milyon tek yürek oldunuz, tek ses oldunuz, demokrasi nöbetini farklı yürüttünüz, işte burada, Yenikapı Meydanı’nda bugün demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. Hepimiz ay-yıldızlı bayrağımızın, al bayrağımızın birleştiriciliği altında buluştuk. Daha güçlü, daha müreffeh bir ülke içinde devletin yeniden yapılandırılması sürecini, bu yönde bir siyaset inşasını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz.”

"15 TEMMUZ ÜLKEMİZİ İŞGAL GİRİŞİMİDİR"

15 Temmuz’un, bir yönüyle ordu içine sızmış FETÖ ihanet şebekesi mensuplarının başlattığı bir darbe girişimi olduğunu ancak hadisenin sadece bundan ibaret olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı zamanda PKK ve DAEŞ’in silahlı eylemleriyle elde edilmek istenen neticenin asker elbisesi giymiş teröristler eliyle yeni bir safhaya çıkartılma girişimidir, yani bu girişim aynı zamanda bir terör eylemidir. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra, 15 Temmuz ülkesine ve milletine ihanet eden bir silahlı güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir” yorumunda bulundu.

“Şayet darbe başarılı olsaydı, bin yıldır bizim bu coğrafyanın kimlere değerli kardeşlerim, altın tepsi içinde sunulacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu değerlendirmelere yer verdi: “15 Temmuz gecesi işte tüm bu gerçekleri AK Partilisiyle, CHP’liyse, MHP’lisiyle, diğer partilere mensup vatandaşlarımızla millet olarak hep birlikte gördük. 15 Temmuz gecesi bu gerçeği Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Boşnak’ıyla, Çerkez’iyle, Arap’ıyla, Roman’ıyla, 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar partisini değil, hayat biçimini değil, meşrebini değil, kendi çıkarını değil, ülke ve millet olarak topyekûn istiklalimizi ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak kucağa şehit oldu, gazi oldu. Minarelerimizden susturulmak istenen ezanlar yerine, tam aksine minarelerden ezan sesleri yükseldi, salalar yükseldi. Hiçbir çıkar insanın kendi canından daha önce değildir, daha tatlı değildir; o gece darbecilerin karşısına dikilenler şayet ülkesi bağımsızlığını kaybederse, milletinin geleceği kararırsa geride zaten hiçbir şey kalmayacağını çok iyi biliyordu.”

"BU MİLLETİN MAYASI SAĞLAMDIR"

Millî iradenin, 15 Temmuz’da şehit ve gazi olanlara güç kazandığını, milletin özgür iradesi ile verdiği kararlara teslim olup boyun eğmek gerektiğinin belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz o muazzam irfanıyla daima en doğruyu, en hayırlıyı, en faydalıyı bulmuştur, bulacaktır. Bu millete, 79 milyon vatandaşımıza bakıp, ‘eğitimsiz, pısırık, işe yaramaz bir insan yığını’ gördüklerini söyleyenler, zaman zaman söylüyorum, 15 Temmuz’da hayatlarının en büyük şokunu, en büyük mahcubiyetini yaşamışlardır. Artık şu gerçeği herkesin kabul etme zamanı gelmiştir: Bu milletin mayası sağlamdır” şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlarının kuru kalabalık değil, cesareti ve dirayetiyle dünyayı kendine hayran bırakan büyük bir millet olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki, bu millet ülkemiz sınırları içine yaşayanlarla birlikte geniş bir coğrafyada yüz milyonlarca mazlumun, masumun da duasını arkasına alan bir millettir. Evet, bizim gönül sınırlarımız bizi kardeşi ve dostu olarak gören her toplumu, her coğrafyayı kapsayacak kadar geniştir. İnşallah önümüzdeki dönemde hem kendi insanımızın, hem umudunu bize bağlamış dünyanın tüm mazlumlarının yüzünün güleceği bir dönem olacaktır. Bir kez daha necip milletime, aziz milletime şükranlarımı sunuyorum” dedi.

"ÖMER HALİSDEMİR’İ UNUTAMAYIZ"

‘Zafer demokrasinin, meydan milletindir’ diyerek Yenikapı’daki mitinge katılanlara, mitingde hazır bulunan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım’a, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye, Emniyet Teşkilatı’na, TSK’nın darbe girişimine karşı cesaretle kendini ortaya koyan birimlerine, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına teşekkür eden ve 80 ilin meydanlarında kendisini dinleyen vatandaşlara selam gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabi ki Ömer Halisdemir’i unutamayız. O ki Özel Kuvvetler’e saldırı düzenlendiği zaman o bir astsubay edasıyla komutanının verdiği talimatı anında yerine getirmek suretiyle onu anlından vurarak öldürdü, kendisi de şahadete yürüdü” diye ekledi.

"DEMOKRASİ NÖBETLERİNE ÇARŞAMBA AKŞAMI NOKTA KONULACAK"

15 Temmuz darbe gecesinde ve sonrasında araçları ve personelleriyle, darbe girişimine karşı direnen vatandaşlara ve güvenlik güçlerine destek olan belediyelere ve ‘kalpleri Türkiye için atan’ yurt dışındaki vatandaşlara da teşekkürlerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim ülkemizi ve milletimizi bir daha darbelere, darbe girişimlerine, demokrasi dışı her türlü saldırıya karşı bizleri, vatanımızı korusun” temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını tamamlamasının ardından demokrasi nöbetine bu akşam bir virgül konulduğunu ve şehir meydanlarındaki nöbetlere önümüzdeki Çarşamba akşamı nokta konulacağını açıkladı.
Editör: TE Bilisim