Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan'ın görevinden uzaklaştırılan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile ilgili yazdıklarına Başkan Hazinedar da kendisine ait sosyal medya hesabından yanıt verdi. Twitter'dan toplam 15 maddelik açıklamalarda bulunan Hazinedar, söz konusu yazıya istinaden çeşitli belgeler yayınladı, Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan'a da, "Ey Ahmet Hakan, şerefin varsa ifade beyanı falan değil, bu 'belgeyi' yayınlarsın" diyerek tepki gösterdi.  

İşte Hazinedar'ın Twitter'dan yaptığı açıklamanın tam metni:

"Yüzde 77 rekor oyla seçilerek geldiğim görevimden sadece geçici olarak uzaklaştırılmış olduğumdan halihazırda belediye başkanı sıfatını taşımama rağmen, ısrarla idrak etmiyor ve eski belediye başkanı diye hitap ediyorsun ya, ben de sana eski Kanal 7'li Ahmet Hakan diye sesleneceğim! 

Eksi Kanal 7'li Ahmet Hakan'ın günlerdir 'elimde belge var' diye üzerinden tehditler savurduğu belge, bugünkü yazısında bahsettiği 'ifade beyanı' imiş. Ahmet Hakan, vay senin haline! Vay senin gazeteciliğine Hürriyet! 

Bir kere senin belge dediğin şey, müfettişlik tarafından hangi koşullarda alındığını bilemediğimiz tartışmalı bir ifade beyanıdır. Eski Kanal 7'li Ahmet Hakan, senin anlayamadığın bu farkı, Hürriyet'in vicdan sahibi okurlarının anlayacağına eminim.

Bak sen yayınlamamışsın sadece bahsetmişsin. Belge dediğin şeyi ben yayınlıyorum! Şimdi sana soruyorum: Bu 'ifade beyanının' neresinde Murat Hazinedar ismi geçiyor, söylesene! Ama günlerdir kaçıyorsun! Kaçak oynama, cevap ver Ahmet Hakan!

Kaldı ki, iddia konusu beyaz eşya firması 2016 yılı Mart ayında yaptığı açılışa şahsımı bizzat davet etmiş ve bayinin açılışı şahsımın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. O zamanki tweetimi ve fotoğrafları yayınlıyorum. Belge diye sunduğun ifade beyanında, beyaz eşya firması sahibinin, şahsım aleyhinde hiçbir beyanı da bulunmamaktadır. Açılıştan önce firmadan zorla bağış istemiş olsam, firma şahsımı açılışa neden davet etsin! Açılıştan önce firma sahipleriyle hiçbir konuda görüşmem de olmamıştır.

Burada büyük bir çarpıtma var. Beşiktaş Belediyesi'nin 1991 yılında kurduğu 27 yıllık sosyal yardım vakfından, devlet okuluna yapılan 24 bilgisayarlık yardım için yapılan kasıtlı çarpıtmanın bir benzeri burada da yapılıyor. Beşiktaş Belediyesi'nin 1991 yılında kurduğu 27 yıllık sosyal yardım vakfı olan Beltaş Vakfı'na gönüllü verilen bağışın 2 yıl sonra neden zorunlu bağış şeklinde ifade edildiği tamamen bilgim dışındadır. Şahsen ilişkimin olmadığı işlerden de sorumlu tutulmam mümkün değildir. Zaten Beltaş Vakfı Yönetim Kurulu 'doğal' başkanlığı yaptığım dönemde 1042 kişi bağış yapmış ve benim bu bağışçıların hiçbirisi ile bir görüşmem dahi olmamıştır. 

Ancak burada tuhaf olan, on binlerce öğrenciye, aileye, ihtiyaç sahiplerine, okullara, camilere, kiliselere, cemevlerine, sinagoglara hizmet eden bu vakıf ile yaptığımız hizmetlerimiz takdir ve taltif edilmesi gerekirken kirletilmektedir. Acı olan da budur! Biz bu vakfı yeniden işlevli hale getirmek için hem çok uğraştık hem de her kuruşunu çok titiz harcadık. Her kuruşu denetlemeye açık olan ve nitekim denetlenmiş olan bu vakıf belli ki çok kıskanıldı. 

Kaldı ki, aşağıda rt'lediğim tweet zincirinde, imar usulsüzlükleri karşılığı vakfa bağış alındığı ve bağış verilmeden belediyeden ruhsat alınamadığı iddiasının gerçek dışı olduğuna, bağışçıların bu bağışları gönüllü şekilde verdiklerine, bağışçıların hiçbir imar ve ruhsat işinde usulsüzlük tespit edilemediğine dair müfettişlik raporu ve Bakanlık kararı olduğunu belgelemiştim. Ey Ahmet Hakan, şerefin varsa ifade beyanı falan değil, bu 'belgeyi' yayınlarsın. Belediye'nin kurduğu 27 yıllık sosyal yardım vakfı olan Beltaş Vakfı'na yapılan bağışlara gerçek bir gazeteci gibi yaklaşan Sayın Akif Beki'nin yazısını oku. Oku da, masumiyet karinesi, gazetecinin objektif araştırma yükümlülüğü, basın etiği ve meslek ilkeleri gibi kavramlardan haberin olsun Ahmet Hakan. Ayrıca madem sosyal yardım vakfına bağış almak suç sayılıyor memlekette, başka hangi belediyelerin ya da kamu kurumlarının bağış aldığını açıkla da köşenden, o zaman gazeteci yerine koyayım seni Ahmet Hakan! 

Yalanlarsan dayarım belgeyi alnına şeklindeki seviyesiz üslubunla, şahsımı günlerdir belge yayınlamakla tehdit ettin ey eski Kanal 7’li Ahmet Hakan! Sana 'hodri meydan, istediğin belgeyi yayınla' diye meydan okudum. Demek elinde belge değil, tartışmalı bir ifade beyanı olduğundan günlerdir yayınlamaya çekiniyormuşsun. İşte, ifade beyanını belge (delil) zanneden gazetecilik anlayışın AHmet Hakan! Kamuoyuna saygılarımla arz ederim. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımın 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı en içten dileklerimle tekrardan kutluyorum."

Editör: TE Bilisim