Şöyle demişti: "Bir tane Talcid alayım. Kaç lira dedi dedim, 200 lira dedi. Ben en son onu 20-25 liraya almıştım, şok oldum!"
Milletvekillerinin bir çoğunun şoka uğraması normal, çünkü inanın olan bitenden haberleri dahi yok.
Milletvekilleri kendi zenginlikleri bir yana, sadece maaşları 2025 yılı Temmuz zammı sonrası 229 bin liraya yükselmiş. Kabinede bakan olanlar 235 bin lira alıyormuş. Emekli milletvekilleri 149 bin, hem emekli, hem de aktif milletvekili olanlar ise 380 bin liraya yakın maaş alıyorlarmış.
Demek zannediyorlar ki; herkes işte aylık 100-150-200 bin lira falan maaş alıyor, para kazanıyor. Geçim derdi, geçim sıkıntısı çekmiyor. O yüzden en basit bir mide asiti azaltan ilaç almaya kalktıklarında da, gerçek tabloyla yüzleşip işte böyle şoka uğruyorlar.
AK Partili Cıngı, memleketinden yayın yapan yerel bir televizyon kanalına konuk oluyor.
Ben de sosyal medya kanalından bizzat izledim.
Türkiye'de hayata geçirilen ekonomi ve enflasyon politikalarını anlatıyor ve şöyle tanımlıyor:
"Türkiye'de uygulanan enflasyon politikasının 'Ortodoks Metot' denilen para arzını kısarsınız. Kredileri çekersiniz aşağı. Ondan sonra insanların paraya olan, finansa olan erişimlerini azaltırsınız. Dolayısıyla talebi aşağı çekersiniz ve fiyatlar da aşağıya düşer."
Aslında aşağıya düşen birşey yok!
Müslüman mahallesinde sizin dediğiniz bu 'Ortodoks Metot'u, vatandaşı felakete sürüklüyor siz farkında bile değilsiniz.
O yüzden en düşük emekli maaşı bugün 16 bin 881 lira ve o yüzden İstanbul Milletvekili Elif Esen TBMM kürsüsünde "Bugün olması gereken emekli maaşı yaklaşık 35 bin lira" dediğinde, bazı milletvekilleri kahkaha atabiliyor.
Çok değil; daha iki hafta önce Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ bile tepki göstermiş, "Bakın bura kahkaha atılacak yer değildir. Bura kahvehane değil, özel sohbet yeri de değil. Kahkaha atan milletvekilimizi dışarıya davet ediyorum" demişti.
Hem ortodoks nedir ya?
En basit haliyle 1983'te Batman, İzmir, İzmit ve Kırıkkale'deki devlete ait 4 petrol rafinerisinin birleştirilmesiyle kurulan ve 2006 yılında AK Parti tarafından zarar ettiği gerekçesiyle özelleştirilerek Koç Holding'e satılan TÜPRAŞ; yıllardır Türkiye'nin 'İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu' arasında açık ara lider konumda. TÜPRAŞ sadece 2024'te, üretimden net 688 milyar 974 milyon 856 bin 681 liralık satış yapmış. Yani aslında TÜPRAŞ zarar etmiyormuş, ciddi kar elde ediyormuş da haberimiz yokmuş.
Bunun gibi devlet kaynaklarına gelir getiren nice kamu kuruluşları vardı ki; hepsi satıldı. Haliyle hazineye gelir getiren bir kurum da kalmadı.
İşte bu yüzden bugün hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, hem de kendi bakanlığına bağlı SGK diyor ki, "Emekli Sandığı kapsamında aylık alan 2 milyon 506 bin 829 vatandaş için toplam 12 milyar TL'lik ödeme gerçekleştirilecek."
688 milyar liralık kazanç eğer devletin olsaydı, 676 milyar lira daha kasasında kalacaktı.
Ortodoks metot işte...
Enflasyonla mücadeleyi anlatan AK Parti Kayseri Milletvekili Dr.Murat Cahid Cıngı, yine aynı yayında şunları söylüyor:
"Otomobil fiyatları nasıldı mesela? Uçtu. Yani bir sene içinde 5 kat arttı falan, ama son 2 yıldır, 3 yıldır artmıyor veya çok artıyor veya birazcık geriye geliyor. Çünkü talep azaldı. Niye? Otomobil kredileri kesildi. Şimdi bu politika başarıyla devam ediyor şu anda."
Birincisi...
Otomobil fiyatları uçmadı.
Vergiler uçtu.
İkincisi...
3 yıldır fiyatları artmıyor değil.
Her yıl vergiler artıyor, fiyatlar da aynı oranda artıyor.
Üçüncüsü...
Otomobil kredileri kesilmedi.
Kredi faizleri fahiş oranda yükseltildi.
Banka diyor ki; Merkez Bankası'nın belirlediği faiz bu, biz de şu rakamdan kredi verebiliyoruz.
Bu ne demek?
Ben arabaya binebilirim, ama sen alma-binme demek.
Bakın otomobil fiyatlarına ilişkin çok basit bir örnek vereceğim.
Diyelim ki; Skoda marka en düşük segmentte bir otomobil alacaksınız.
İthal bir marka, yerli üretim değil.
Almanya'ya, Avusturya'ya, Polonya'ya komşu Çek Cumhuriyeti'nde üretiliyor.
Marka Skoda.
Model Fabia.
Donanım Premium benzinli 1.0 motor, 115 beygir ve DSG otomatik vitesli.
Marka, bu otomobili Çek Cumhuriyeti kendi fabrikasında üretiyor. Konteyner veya TIR'larla Türkiye'ye gönderiyor ve sadece 755 bin TL'ye satıyor. Bundan para kazanıyor, hem de kar ediyor.
755 bin TL'lik bu araç Türkiye'ye gelince haliyle bu fiyattan satılmıyor tabi.
İşte AK Parti Kayseri Milletvekili Dr.Murat Cahid Cıngı'nın bahsettiği konuya geliyoruz.
Türkiye net fiyatı 755.049,18 TL olan bu aracın satış fiyatının üzerine önce yüzde 80 oranında, yani 604.039,34 TL'lik 'Özel Tüketim Vergisi' ekleniyor.
Bu vergilendirmeyle zaten bir araba da devlete almış oluyorsunuz.
755 bin liralık otomobilin fiyatı, daha gümrükten geçmeden oluyor 1.359.088,52 TL.
Yetmiyor. Bu defa devreye Katma Değer Vergisi (KDV) giriyor. Oranı yüzde 20. Normalde 755 bin TL'lik rakam üzerinden Katma Değer Vergisi alınması gerekirken, özellikle bu iki tutar üzerinden alınıyor ve kimse de ses çıkarmıyor.
Otomobilin 1.359.088,52 TL.'ye yükselen fiyatına, yüzde 20 de KDV yani 271.817,71 lira daha ekleniyor.
Otomobilin fiyatı oluyor 1.630.906,23 TL.
Oysaki net satış fiyatı üzerinden yüzde 20 KDV alınmış olsaydı, KDV rakamı 151.009,83 TL olacaktı. Yani alıcı, 120 bin lira daha az para ödemiş olacaktı.
Bununla bitiyor mu?
Yine hayır.
755 bin liralık otomobil otomatikman 1.630.906,23 TL'ye zaten yükselmişti. Bir de Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) buna ekleniyor.
O da 2.901,5 TL tutuyor.
Yine bitmiyor.
Otomobile bir de Trafik Tescil ve Ruhsat İşlemleri Resmi ve Hizmet Bedelleri ekleniyor.
O da 6.092,27 TL tutuyor.
Tüm bunlarla birlikte, Türkiye'de net satış fiyatı 755.049,18 TL olan bu otomobilin fiyatı çıkıyor 1.639.900 TL'ye.
Yani Hazine ve Maliye Bakanlığı, 755 bin TL'lik otomobilden elini bile sürmeden 884 bin liradan fazla vergi alıyor.
Yani diyelim ki zenginsiniz. Ultra lüks bir otomobil alacaksınız.
2025 model Mercedes-AMG G 63 Performance olsun.
Türkiye'de Mercedes firması bu aracı 6.781.667 TL'ye satıyor, ama yok ÖTV, yok KDV, yok MTV, yok trafik tescili falan aracın fiyatı 26 milyon lirayı aşıyor. Peki 6-7 milyonluk arabanın üzerine 20 milyon lira vergi hangi akla mantığa sığıyor?
Şimdi AK Parti Kayseri Milletvekili Dr.Murat Cahid Cıngı'ya sormak isterdim.
Türkiye'de otomobil satış fiyatlarının artmasının sebebi, enflasyon mu yoksa fahiş vergiler mi? Emin olun, bunun mantıklı bir izahı yok. Emin olur, bunun mantıklı bir savunması da yok.
Farkındaysanız özellikle son 1-2 senedir vergi, faiz ve cezalar ülkesi olduk. Türkiye'ye bu konuda denk bir başka dünya ülkesi daha yok tahminimce. Yani bu kadar pahalılık, bu kadar yüksek vergi, bu kadar yüksek faiz, bu kadar yüksek idari cezalarla vatandaş bu çok savunulan meşhur 'Ortodoks Metot'u yüzünden resmen çile çekiyor.
Allah'tan korkmak lazım. Kul hakkından korkmak lazım.
Eğer aksini iddia eden varsa; hayır bu söylediklerinizin hepsi yalan. 755 bin liralık araba Türkiye'de 1 milyon 640 bin liraya satılmıyor. Devlet arabanın fiyatından fazla vergi almıyor, bu külliyen yalan. Emekli 16 bin 881 lirayla çok rahat geçiniyor, hatta ay sonuna kadar cebinde para da kalıyor. 22 bin 105 liralık asgari ücretli, bugün yıllık izine ayrıldığında yurt dışına tatile dahi çıkabiliyor. Bir tost 200, bir kilo kiraz 450-500 liradan satılmıyor.
Et-süt-yumurta o kadar pahalı değil, siz yalan söylüyorsunuz diyeniniz varsa...
İnanın önünde saygıyla eğilirim.
Hiç utanmadan sıkılmadan kusura bakmayın, aslında siz haklısınız da derim.
Bu kadar net yani...