Başkan Yılmaz'dan Orduspor'la ilgili flaş açıklamalar!

ORDU - Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, PTT 1.Lig'de sıkıntılı süreçler yaşayan Orduspor Kulübü'yle ilgili flaş açıklamalar yaptı. 

Başkan Yılmaz, Tv52'de yayınlanan ve Zafer Öztürk'ün hazırlayıp sunduğu Spor Ateşi programına telefonla bağlandı. Bağlantı kurulur kurulmaz hemen sorularla karşılaşan Başkan Yılmaz, program yapımcılarını da tepki göstererek, "Selamün aleyküm demeden soruya girdiniz, bir saniye bir açıklayalım müsade edin" şeklinde çıkışarak fırça attı. Daha sonra da, "Duyuyor musunuz? Sesim net geliyor mu?" diye sorduktan sonra açıklamalarına başlayan Başkan Yılmaz, Orduspor konusunda çok ucuz bir polemiğin içine çekilmek istemediğini belirterek, "Benim bu türlü evrakların içine çekilmem bir defa taşıdığım misyona ve göreve ters. Orduspor'un şampiyonluk sürecinden başlamak üzere teşhisi doğru yaparsak, bu işlerin tedavisi daha kolay olur." dedi.

İşte Başkan Yılmaz'ın gündem yaratacak o açıklamaları:

"Sayın İdris Naim Şahin, bakan olduğu dönemde Orduspor Süper Lig'e çıkmadı. Orduspor Süper Lig'e çıktığında Enver Yılmaz Ordu Milletvekili'ydi. İdris Naim Şahin de, Ordu Milletvekili adayıydı. Bir, Sayın Bakan İçişleri Bakanı olduğu dönemde Orduspor küme düştü. İki, Sayın İdris Naim Şahin, İçişleri Bakanı olduğu dönemde Ünyespor küme düştü. Üç, dolayısıyla geçmiş dönemlerde, falanca bakan görevdeydi, filancı milletvekili görevdeydi. Bir defa bu bakan veya milletvekili görevi değil. Dolayısıyla falancı görevdeydi, katkısı var, elbette ki katkısı olacak. Bütün milletvekili arkadaşlarımızın katkısı olmuştur. Spora siyasetin süreci ve spora siyasetin desteği bizim ilimizde olduğu gibi tüm illerde her zaman konuşulan, her zaman fatura meselesi konuşulduğunda, yemeği başkası tarafından yendiği ama ödeme zamanı, milletvekilinin ya da, siyasetçinin, ya da belediye başkanına kesildiği bir dönem olmuştur."

"Burada bizim Nedim Başkan'la bir sorunumuz yok. Daha Nedim Başkan iki gün önce, Pazar günü atmış olduğu bir mesajla bir futbolcuyla ilgili kendisi bir yardım talebinde bulundu." 

"Bugün bir yerel gazetemizi takip ettiğimizde açıklamış olduğu bir takım beyanları vardı. Benim açıklamamı, resmi açıklamamı dikkatli bir şekilde incelediğinizde, ben Spor Toto'dan 700 bin Lira para aktardım demiyorum. Ben, Spor Toto'yu Orduspor'a sponsor yaptık diyorum. Bu parayı ben gönderdim demiyorum ama Kulüp Başkanı kimin aklına uyduysa, burada sanki parayı benim tarafımdan gönderildiğine dair bir açıklamada bulunmuş bugünkü gazetede. 

"İkincisi, Fikret Yılmaz'ı Orduspor'a ben getirmedim. Fikret Yılmaz'ı Orduspor'a Nedim Türkmen getirdi. Fikret Yılmaz'la Kulüp Başkanı'nın anlaşmasından sonra bizim görüşmemiz oldu. Bu işin muhataplarını aradığınızda bu işi zaten teyit eder. Bu görüşmenin ikisi de bu şekilde gerçekleştiğini kamuoyu ile paylaşırlar." 

"Dolayısıyla bizim haricimizdeki bir görüşmenin faturasını, siyasi sorumluluğunu ve yükümlülüğünün Belediye Başkanı olarak bizim üzerimize yüklenmesi çok doğru değil, ahlaki de değil. Bu yanlış bir bilgi, bu yalan bir bilgi, bu eksik bir bilgi. Bunun tamamlanması lazım. Olayın iki tane tarafı var, taraflar ortada. Fikret Bey'i arayın, beni Enver Yılmaz getirdi derse eyvallah o zaman tamam."     

  

"Kulüpteki sponsorlarla ilgili bir görüşmemiz oldu. Biz, dört konuda, 4 sponsorluk konusunda destek olacağımızı söyledik. Bunun 3 tanesini fiilen gerçekleştirdim. Sagra'nın sponsorluğu, Nurol Holding'ten aldığımız para, hiç konuşulmayan Anemon'un sponsorluk desteği, yine hiç konuşulmayan YEDAŞ'ın sponsorluk desteği, bunun yanında Büyükşehir'in yaratmış olduğu kaynaklar. Arkadaşlarımız yazabilirlerse, bu toplam üç aşağı, beş yukarı tutabilir. 1 milyon 650 bin TL Nurol ve Sagra'nın sponsurluğu, 400 Anemon'un sponsorluğu, 600 YEDAŞ'ın sponsorluğu iki yıllık, 400 otoparktan elde edilen gelir ama ödenmeyen kiralar Büyükşehir Belediyesi'ne, 100 otobüs kirası, 700 Spor Toto'dan gelen para ve haricen söyleyebileceğimiz su, ve Büyükşehir'e ödenmesi gereken ilave yemek, çalışanlar parası şu bu. Bizim söylediğimiz rakam bu. 700 Spor Toto'nun sponsorluk anlaşmasıyla ilgili lütfen benim resmi açıklamama bakın. Bu parayı ben gönderdim demiyorum, biz aracılık yaptık diyoruz. Madem bu para siyasetçi olmadan gelebiliyor idiyse, niye şimdiye kadar bir takvim, bir öngürülmezlik oluştu."

"Üçüncüsü otobüs meselesi. Otobüsü Antalya'ya Orduspor'un resmi dilekçesi ve talebi var diye gönderdik. Yine Orduspor'un resmi yetkilileri, kamp boyunca otobüs ihtiyacı olmadığı beyanıyla otobüs Ordu'ya geri döndü. Ordu'ya geldikten 3-5 saat sonra otobüs ihtiyacı belirtildikten sonra resmi yazıyla otobüs tekrar Antalya'ya gönderildi. Otobüsün çekilmesi söz konusu olmadı. Otobüsü Antalya'ya çağıran da kulüptür dilekçeyle. Otobüsü Antalya'dan gönderen de kulüptür dilekçeyle. Otobüsü tekrar Antalya'ya çağırandır dilekçeyle. Bunların hepsinin yazılı evrakları var. Dolayısıyla, ne olmuş olabilir? Ben de araştırmadım Allah için. Ne olmuş olabilir? Gidiş-Geliş organizasyonunda bir eksiklik olmuş olabilir. Bu sorun da olmadı ama talepler arasındaki, dilekçe tarihleri arasındaki günlerin ve gidilen gelinen yollara bakıldığı zaman, o tarihlerde sosyal medya üzerinden Orduspor'un otobüsünü Büyükşehir Belediyesi aldı şeklindeki spekülasyonları kamuoyunun takdirine bırakıyorum."

"Bugün gazetede, çalışanlarla ilgili bir beyanı var. Bugün 17 tane çalışanın maaşlarını ve sigortasını bizim yapmış olduğumuz organizasyonla Orduspor'a, Büyükşehir Belediyesi finanse ediyor. 17 tane çalışan. Bu arkadaşlarım, kısmen de olsa ücretlerini alıyorlar. Ortada bir sıkıntı var. Bu sıkıntının kaynağıyla ilgili çok konuşulabilir."

"Ben Nedim Başkan'ı aradım. Kendisinin Yunanistan'da olduğunu söyledi. Ben de il dışında idim. Kongre'nin tehiriyle ilgili Nedim Başkan'a böyle birşeyin olup olmayacağını sorduğumda, kendisinin de yurt dışında olduğunu, bir başka tarihte kongrenin yapılabileceğini söyledi. Bunu Nedim Bey yapıyorsa, demek ki usulünü uygundur. Kendileri organize edeceğini söylediler, olay bundan ibarettir." 

"Bizim Orduspor Kulüp Başkanı'yla bir sorunumuz olmadı. Bugünkü gazeteye yapmış olduğu açıklamayı yadırgadım. Bu şehirde sporu yönetenlerin, muhtemelen en son kavga edeceği, en son karşısına almayı hedeflediği, ya da planladığı kimse şehrin belediye başkanıdır. Hele Büyükşehir Belediye Başkanı ise."

"Orduspor söz konusu olduğunda biz duygusalız. Orduspor söz konusu olduğunda biz şimdiye kadar hep Orduspor lehine yorum yaptık, Orduspor lehine hareket ettik. Orduspor bizim sevdamız. Biz Orduspor'un antremanlarını dahi izleyen, televizyonların yapmış olduğu canlı yayınlara sonuna kadar katılan ve Orduspor'un bu perişen durumdan kurtulması için elimden gelen gayreti gösteren de bir siyasetçiyim. Her zaman aynı şeyi söylüyorum. Arkadaşlar, ben Orduspor yöneticisi değilim. Ben şehrin Büyükşehir Belediye Başkanı'yım. Bu şehrin Büyükşehir Belediye Başkanlığı demek, Orduspor Yönetim Kurulu Başkanı veya yöneticilerinin yapacağı işi yapmak demek değil. Burada herkes görev ve sorumluluğu çerçevesinde iş ve iştigallerini faaliyetlerini devam ettirmesi lazım. Büyükşehir Belediyesi olarak biz nasıl ki, dışarıdan yönetmelere ve yönetim baskılarına boyun eğmiyorsak, Orduspor Kulüp Başkanı ve yönetimin de bu konuda daha dikkatli olması, daha şeffaf olması lazım. Bu konuda şehirle daha barışık olması lazım. Bizim söylediğimiz bu."

Orduspor Kulüp Başkanı Nedim Türkmen'e başkanlık görevini bırakması konusunda herhangi bir talebi olup olmadığı yönündeki soruya da yanıt veren Başkan Enver Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Yani benim Nedim Başkan'dan bu tür bir talebim olmadı. Benim Nedim Başkan'dan bu türlü bir talebim olmuş olsaydı, tahmin ediyorum Nedim Başkan Kulüp Başkanlığı'nı bırakırdı. Niye olmadı? Burada da, kulübün ekonomik yapısıyla ilgili kamuoyunun bilmesi gereken, bilebileceği ve evraklar üzerinden karar verebileceği ve bu karara göre sonuç alınabilecek bazı olaylar var, bazı olaylar yok." 

 

"Orduspor Kulüp Başkanlığı, işi gücü olmayan vatandaşlar açısından siyasi reytingi çok yüksek bir makam olabilir. Orduspor Kulübü'nün şu anda, tahtasının kapalı olması dahil olmak üzere, Nedim Türkmen'in kefalet koymuş olduğu, bendeki bilgileri söylüyorum. Yaklaşık 18 milyon Lira'lık bir faktoring şirketine borcu var. Bu borç da, Nedim Bey'in şahsi tecrübesi, birikimini ortaya koymak suretiyle yapılandırdığı borç miktarı."

"Şimdi, Orduspor Kulüp Başkanlığı'nı şu saat itibarıyla falancıya gelin dediğiniz takdirde bu faktoringe ilişkin borç yükümlülüğü ve sorumluluğunu üstlenmesi lazım. Bu ne demek? 1 milyon 440 bin dolar PTT 1.Ligi'nde Orduspor'un aldığı para. Orduspor'un tam 8 yıl, kamudan devletten, Federasyon'dan alacağı para faktoring şirketine borçlu. Dolayısıyla ben kulübü yöneteceğim diyen arkadaş, ya da kimler varsa, evet ben bu parayı ödemeye hazırım, tahtasını açmaya hazırım. 18 milyon Lira parayı faktoringe vermek suretiyle Orduspor'un hukuki anlamda temize çıkmasını hazırım demesi lazım. Ben buna varım diyen varsa, yarın saat 11:00'de gelsin Kulübün anahtarını Nedim Türkmen'den alsın." 

12 tane futbolcuya ödenmesi gereken ve transfer tahtasının açılmasıyla ilgili 1 milyon 200 bin Lira'yla ilgili kendisinden bir talep olup olmadığı yönündeki soruyu da yanıtlayan Başkan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bununla ilgili hiçbir bilgim yok. Bu mevzuyla ilgili tarafıma intikal ettirilmiş hiçbir talep yok. Sadece takımın Antalya kampına gitmesi münasebetiyle kamuoyundan duyduğum, önce 5 milyon, sonra 3,5 milyon, sonra 2 milyon, sonra 1 milyon 200 bin, daha sora da 200 bir Lira'ya kadar düşün bir rakamdan bahsedildi. Bundan net kesin bir bilgim yok."

"Benim Nedim Türkmen'e bir kızgınlığım yok. Nedim Türkmen'in bugünkü açıklamalarını ben ilginç buldum, yani şaşırdım. Bu açıklamalar değişken olabilir. Orduspor'un düşüp düşmediğiyle ilgili 54 puan. Tabi Ziya Hoca tecrübeli bir hoca. Bizim Ziya Hoca'yla yaptığımız bir konuşma vardı. Bizim Ziya Hoca'ya ikinci yarı vereceğimiz destekler vardı. Şimdi süreci öyle bir noktaya getirdi ki arkadaşlar, sanki kağıt yırtıldı. İkiye bölündü, bir tarafta falancı var, bir tarafta filancı var. Böyle birşey yok. Biz Orduspor'un kamp yaptıktan sonra Ordu'ya dönmesini, şehrin önüne çıkmasını, futbol oynayıp maçları tek tek kazanmasını bekliyoruz."

"Takımın düşmesine ilişkin elbette sonuncuyuz, puan durumumuz çok kötü. Çok ciddi olumsuzluklarımız var. Var fakat bazı konuların da şehirle paylaşılması lazım. Şehir insanının sürece katkı vermesi lazım. Biz, kombine satışıyla ilgili şehri göreve davet ederken, bugün Orduspor'un maçlarını 200 kişi izliyor. Fatsa-Güzelordu maçında 4 bin kişi varmış. Ünyespor'un maçında 2-3 bin kişiye oynuyorlarmışb. Orduspor'un maçlarında neden seyirci ilgi göstermiyor sorularının tartışılması gereken yerde, birilerini günah keçisi yapıp hesap sorma sorumluluğu ve yükümlülüğünü de bazı arkadaşlarımızın gözden geçirmesi lazım. Konuşan arkadaşlarımız cebindeki 5 TL'yi Orduspor'a vermemişken, konuşan arkadaşlarımız ya da kamuoyu stada gidip maç izlemek yerine, o stada nasıl ücretsiz gireriz hesabını yapıyorsa burada öncelikle herkesin kendisine çeki düzen vermesi lazım. Nedim Türkmen'in bağrı yanıktır. Kendisi bu kulübe belki milyonların üzerinde şahsi parasını vermiştir." 

"Ben çok cüzzi bir oranda şahsi paramı verdim. Siyasetçinin şahsi parası olmaz. Ben maaşımla geçinen, yaklaşık 17-18 yıldır siyasi süreç içinde milletvekili ve başkanlığım döneminde maaşla çalışmış kimseleriz. Bir milletvekili ya da bir bakan, cebinden çıkarıp da milyonları veriyorsa o zaman eyvah demek lazım, Yüce Divan'a hesap veremezler. Bizim milletvekili olarak, belediye başkanı olarak şahsi paramız olmaz ama bizim itibarımız olur. Bizim sözümüz olur. Buradan şu sözü sormak icap etmez mi?"

"Ben Sagra'ya bir telefonla 1,5 milyon liralık sponsorluk anlaşması yaptırdım. Sagra yöneticileri bana gelse dese ki, gidemediler. Nezaketli insanlar, nazik arkadaşlar, işveren arkadaşlar. Siz benim 1,5 milyon paramı aldınız. Aldığınız tarihten itibaren 13 maçtır tek puan kazanmadınız. Benim markamı rezil ettiniz dese, bu işin sorumluğu Enver Yılmaz'da değil mi? Niye bunların hesabını yapmıyorsunuz? Sagra durup dururken mi sponsor oldu? Nurol durup dururken mi sponsor oldu? Anemon durup dururken mi sponsor oldu? YEDAŞ durup dururken mi sponsor oldu? Allah aşkına 4 trilyondan bahsediyoruz. 4 trilyon para sizin konuşmanızın arasında sakız, çiklet, çekirdek olacak kadar basit rakamlar mı? Aracı olanları hadi bırakın, ben çıktım aradan. Bu arkadaşlar para verdi, bunlar sponsor oldu. Bu arkadaşlara itibar kazandırmamız gerekirken, bu arkadaşlara destek açıklamaları yapmamız gerekirken, dört mü verildi, üç sekizyüz mü verildi, bir altıyüz elli mi verildi, bunlar çok doğru yaklaşımlar değil. O yüzden hem eleştirilerimizde, hem teşhis ve tespitlerimizde objektif olmamız lazım. Sürece şöyle bir bakıp ona göre yorum yapmamız lazım diyorum."

"Ziya Hocam bana, Menejer Selim ve Durmuş Karaağaç'la birlikte geldiğinde benim makam odamda konuştuğumuz konular vardı. O gün o konuşmaların içinde, daha sonra bir gün sonra kulüp yöneticileriyle de görüştüm. Orduspor'un tahtasıyla ilgili tek kelime konuşulmadı. Tahtanın açılmasıyla ilgili konu hiç konuşulmadı. Böyle bir sıkıntıdan bahsedilmedi, böyle bir olay tarafıma intikal ettirilmedi. Takım Antalya kampına gittiğinde, ben basın marifetiyle ben 5 milyon Lira paraya ihtiyaç olduğunu ve tahtanın kapalı olduğunu, daha sonra 3,5 milyon Lira paraya ihtiyaç olduğunu tahtanın kapalı olduğunu, bir gün sonra 2 milyon Lira'ya ihtiyaç duyulduğunu tahtanın kapalı olduğunu, bir gün sonra 1 milyon 200 bin Lira'ya ihtiyaç duyulup tahtanın kapalı olduğunu, daha sonra 200 bin Lira'ya ihtiyaç duyulup tahtanın kapalı olduğunu duydum. Ve bunların hepsi duyum. Ya Allah aşkına siz şu anda tahtanın açılması için ne kadar paraya ihtiyaç olduğunu biliyor musunuz?"