İSTANBUL - Konuşmasının ilk başında CHP'ye ağır yüklenen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Muhalefetin iktidardan daha fazla plan proje üretmesi gerekir. İktidar gece gündüz çalışırken, muhalefet yatıyorsa, başka gayretlerin peşine takılıp gidiyorsa orada sorun var demektir. Biz her meseleyi siyaset zemininde çözmenin gayreti içerisindeyken demokrasinin hukukun iuçinde halletmenin mücadelesi içindeyken birileri başka galretlerin içinde. Muhalefet silaseti bir kenara bırakıyor. TBMM'ni, demokrasiyi, hukuku bir kenara bırakıyor ya sokaktan medet umuyor, ya da terör örgütlerinden medet umuyor. Bir ana muhalefet partisi düşünün ki, sokak eylemlerini, sokak çatışmalarını teşvik ediyor. Böyle birşey olabilir mi? Dünya'nın neresinde ana muhalefet partisinin vekilleri polisle çatışan eylemcilere para verir? Dünya'nın neresinde ana muhalefet partisinin vekilleri, eli kanlı dünyada terör örgütü kabul edilen örgütlere açıktan destek verebilir?"

"Dünya'nın neresinde ana muhalefet partisinin başındaki kişi, gençleri sokağa çıkma, polisle çatışma talimati verir? Eğer meselelerin sokakta çözülmesini savunuyorsa neden o koltukta? Meselelerin sokakta çözülmesini savunan bir parti, genel başkan en başta kendi kendisini inkar eder. Böyle bir genel başkan en başta siyaseti inkar eder. Sokaktaki eylemciyi teşvik edeceksen, eylemcinin, terör örgütlerinin sırtını sıvazlayacaksan sen orada niye varsın? Niye işgal ediyorsun? Çünkü o makamı dolduramıyorsun. Zaten yakında da gidersin. Gider, orada kalması mümkün değil. Çünkü bir muhalefet görevi yapmıyor. Fazla tutmazlar göreceksiniz. O da gidicidir. Görevini yerine getiremiyor. Siyaset üretemiyor. Dikkat edin, partisinin daha lideri olamadı. Hatta genel başkanı olamadı. Sadece oraya genel müdür oldu. Muhalefetteki boşluğu sokak eylemleriyle, şiddetle, vandallıkla örtmeye çalışıyorlar. Bir milletvekili gelir de, afedersiniz sokağın ortasında TOMA'ların önüne yatar mı? Bir milletvekili cam çerçeve indiren teröristlerle beraber olur mu ya? Bir milletvekili polisi yaralayan, ateş açan, molotof sallayanlarla beraber olur mu ya? Bir milletvekili afedersin avucunun içine iki tane mermi almak suretiyle güya polisi kalkıp da karalama yoluna gider mi ya? Bunlarda her numara var."

"PENSİLVANYA'YA SU TAŞIDILAR AMA NETİCE ALAMADILAR"

Erdoğan, 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarının CHP ve MHP'nin iktidara gelmesi için yapıldığını söylediği konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunlar eğer siyaset üretebilseydiler, zaten gidip Pensilvanya'nın dizinin dibine çökmezlerdi. Oradan medet umdular. Oraya umut bağladılar. 30 Mart öncesi plan neydi? Pensilvanya kandırdı, ağına düşürdü. Polislerle, bazı yargı mensuplarıyla Hükümet'i yıpratacak, ana muhalefet, yavru muhalefet de bu sayede iktidara gelecekti. 17 Aralık bunun için yapıldı. 25 Aralık bunun için yapıldı. 30 Mart'a bunun için hazırlandılar ama hiçbiri tutmadı. Pensilvanya'ya su taşıdılar, Pensilvanya her türlü desteği verdi, ama netice alamadılar. 

"17 ARALIK POLİS ZABITLARI ELİMİZE GEÇTİ, BAŞBAKAN'I YARGILAMAK İÇİN HAZIRLIK YAPMIŞLAR"
"PENSİLVANYA'NIN TÜRKİYE'DEKİ PAÇAVRALARI... DEDİ"

Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Darbe sonrasında Başbakan'ı dahi yargılamak için hazırlıklarını yapmışlardı. Merhum Menderes için 'sabık başvekil' iddiası geçen iddianameler hazırlandığı gibi bizim dönem için de, evet 17 Aralık öncesi polis zabıtları elimize geçti. Ne diyor o zabıtlarda biliyor musunuz? Şahsım için. Dönemin Başbakanı ifadesi geçiyor fezlekelerde. Ama başaramadılar, beceremediler, ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Şimdi çıkmış Pensilvanya'nın Türkiye'deki paçavraları, yayın organları, böyle bir şey yok demeye başladılar. Belgeler elimizde, ne yok? Ne yok? Herşeyi böyle yaptınız. İşte bugün yine gazetelerde var. Kimler hakkında ne tür dinlemeler yaptığınız bugün gazetelerde var. Merhum Erbakan'dan tutunuz, hala yaşayanlara kadar. Hepsi ortada. Hem Pensilvanya, hem Ana Muhalefet, hem de diğer muhalefet gereken dersi aldılar."

"TÜRKİYE'NİN AMİRAL GEMİSİ, HAVALARDA UÇAN, AYAKLARI YERDEN KESİLEN GAZETELERİ..." 

"Türkiye'de amiral gemisi havalarda uçan, ayakları yerden kesilen gazetelerin dahi mensupları, köşe yazarları, patronları vs. onlar da aynı şekilde evet, dinlemeleri yaptılar, onlar hakkında da raporları hazırladılar."

"İKTİDARLAR KAVGA ETMENİN BEDELİNİ AĞIR ÖDEDİLER"

"Milletle kavga etmenin, milletin oylarıyla iş başına gelmiş bir iktidarla kavga etmenin bedelini ağır ödediler. Göreceksiniz daha bunun hesabını verecekler. Şu anda gündemi değiştirmeye çalışıyorlar, istedikleri kadar uğraşsınlar. Gündemi değiştiremeyecekler. Kendi partileri, kendi örgütleri içindeki sorgulamalardan asla kurtulamayacaklar. Biz de hukuk içinde, demokrasi içinde bu darbe girişiminin hesabını sormaya devam edeceğiz. Sabırlı olacağız. Yavaş yavaş, adım adım, kademe kademe bu ihanetin hesabını soracağız. Zaten milletimiz 30 Mart'ta bu ihanetin hesabını sordu. Biz idari soruşturmaları sürdürüyor, adli soruşturmalara gereken desteği veriyoruz." 

"PARALEL YAPININ OKULLARI, DERSHANELERİ BOŞALACAK"

"İnşallah okullar açılırken, bu parelel yapının o çocukları kandıran okulları da boşalacak, milletim çocuklarını o okullardan, dershanelerden çekecek ve bunların kaynakları da artık tükenecek. Sakın ha, bunların okullarına çocuklarınızı falan göndermeyin. Oralara ödeyeceğiniz paralar sizin cebinizde kalsın. Gönderin devletin okullarına. Biz o kolejlerde okumadık. Gittik imam hatip okullarında okuduk. Yavrularımızı da orada okuttuk. Okuduk, millet teveccüh etti işte Başbakan olduk. Yavrularımızı aynı şekilde okudular, okuyorlar. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunlar buraları kendileri için ciddi bir sömürü kaynağı olarak görüyorlar." 

"FİLM HAZIRLIĞI İÇİNE GİRMİŞLER, ARTİST BULAMIYORLARMIŞ. ARTİST BURADA!"

"Şimdi şahsımla alakalı bir film hazırlığı içerisine girmişler. Yurt dışında plato yaptırıyorlar şu anda. Artist bulamıyorlarmış. Artist burada! Ne arayıp dolanıp sağa sola gidiyorsunuz ya? Değerli kardeşlerim aslı burada benzeri de içinizde o zaman. Ailemize varıncaya kadar her türlü adımı atıyorlar. Kardeşlerim, dertleri şu Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde acaba Ak Parti'nin adayı nasıl zedeleriz. 

"HİMMET ADI ALTINDA VATANDAŞI HARACA BAĞLADILAR, MASKELERİ DÜŞTÜ"
"ERİYİP, REZİL OLUP KAYBOLUP GİDECEKLER"

"Esnafımız, sanayicimiz, yatırımcımız, memurumuz, işçimiz bunlara 'himmet' adı altında ne paralar verdi. Bu paralar da nerelere gitti. Fitneye gitti, fesata gitti. Yalan, takiyye buralara gitti. Ama artık milletim hesabını soruyor, soracak. Adeta himmet adı altında haraca bağladılar benim vatandaşımı. Milletim artık bunların tehditlerine pabuç bırakmıyor, boyun eğmiyor. Bunların aşağılık şantajlarına benim milletim artık eyvallah etmiyor. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde bunların maskelere düştü. Bunların nasıl bir şantaj ve tehdit çetesi olduğu, nasıl güvenilmez bir yapı olduğu dünyanın her yerinde ortaya çıktı. Bugün yüzünüze gülenler, sırtınızı döndüğünüz anda hançerlerler. Hiç çekinmeden, hiç tereddüt etmeden. Çok kolay yalan söylüyorlar. Bunlarda herşey mübah. Bunlarda sınır yok. Kendi örgüt çıkarları için herşey meşru. Haram yollarla helale gidilmez ama bunlar giderler. Çünkü kendi amaçları için herşey meşrudur. Gayrimeşru yollardan meşruiyet bulunmaz. Bunlar da göreceksiniz yavaş yavaş gözümünüzün önünde eriyip, rezil olup kaybolup gidecekler." 

"GEZİ PARKI EYLEMCİLERİNİ ELEŞTİRDİ"

"Çıkmışlar açıklamalar yapıyorlar. Bu akşam saat 19:00'da bir araya geleceklermiş. Taksim'e çağırıyorlar. Geziciler, Taksim'e çağırıyorlarmış. Ben tüm halkıma sesleniyorum. Bu oyuna gelmeyin. Bu safiyane bir çevreciylik eylemi değildir. Burada samimiyet, dürüstlük yoktur. Burada Taksim'i anıtlaştırma noktasında attığımız ve atacağımız adımları engelleme yöntemleri vardır. Paralel yargı da bunlarla beraber hareket ediyor. Eğer buraya gelme gibi bir durumun içine girerseniz, kusura bakmayın, güvenlik güçlerimiz kesin talimat almışlardır. Gereği neyse A'dan Z'ye bu yapılacaktır. Yani geçen Taksim olaylarında olduğu gibi, Gezi olaylarında olduğu gibi oralara gelemeyeceksiniz. Çünkü yasalara uymak zorundasınız. Bir yerde herhangi bir eyleme izin verilmiyorsa, ona uyacaksınız. Uymayacaksınız devlet güvenlik için gereği neyse bunu yapacaktır. Ondan sonra yok şöyle oldu, yok böyle oldu yok. Toplantı mı yapacaksın? Gelirsin bildirimde bulunursun. Biz nasıl gidip de Yenikapı'da meydanda yapıyorsak, sende gidersin orada yaparsın. Biz nasıl gidip de ta Küçükyalı'da, Maltepe'de orada hazırladığımız meydanda yapıyorsak sen de gider orada gösterini yaparsın. İstediğim yerde istediğim gibi yaparım yok. Neresi uygun görülürse, orada yapacaksın. Burası yol geçen hanı değil. Normal hayatın akışı devam edecek, sen de gelip bu tür hakkını kullanacaksın. "
Editör: TE Bilisim