ANKARA - Türkiye'nin bir tarım ülkesi olduğunu söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Grup Toplantısı'nda 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla tüm çiftçilerin bu anlamlı günde ağırlaşan sorunlarını, ihtiyaç ve beklentilerini seslendireceklerini belirterek sözlerine başladı. 

"12 YILDA ÇİFTÇİ BORÇLARI 80 KAT ARTTI"

Bahçeli, tarım sektörünün potansiyel gücünün bir türlü arzulanan seviyelere gelmediğinin altını da çizerek, "Biliyoruz ki, çiftçilerimiz nice külfete, nice zorluğa katlanmaktır. AKP Hükümeti, 12 yıldır Türk çiftçisine yüz çevirmiştir. Darlık ve kıtlık tüm çiftçilerimizi vurmuştur. Dünyanın en pahalı mazotunu kullanmak çiftçilerimiz için eziyete dönmüştür. Çiftçilerimiz sürekli kan kaybetmektedir, son 12 yılda çiftçi borçları yaklaşık 80 kat artırmıştır. Tanzaya'daki Albinolara ve Suriye'den gelen sığınmacılara oluk oluk para akıtan Başbakan Erdoğan ve hükümeti öncelikle bu milletin asil evlatları olan çiftçilerimizin sesini duymalı, ihtiyaçlarını gidermelidir." diye konuştu. 

"BARO BAŞKANI ÇALMIŞ, BAŞBAKAN OYNAMIŞTIR"

Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde yaşanan olaylara da değinen MHP Lideri Bahçeli Türkiye'nin antidemokrat bir iktidar anlayışının tekelinde olduğunu ileri sürdü ve  "Başbakan Erdoğan'ın kaba üslubu, ötekileştiren, dışlayan ve anında kutuplaştıran tavrı demokrasiyi tehdit etmekte ve yıpratmaktadır." diye konuştu. 

Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başbakan'ın zehirli dili, nezaket ve zarafet tanımayan siyasi kişiliği oldukça rahatsız edicidir. Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümü törenlerinde yaşanan ve devlet adabının, devlet ahlakının, devlet protokol kurallarının yerlere serildiği sahneler bunun en son örneğidir. Başbakan'la Türkiye Barolar Birliği Başkanı arasında yaşanan söz düellosu, edep ve haya sınırlarını ihlal eden dalaşma kesinlikle tasvip edilemez çirkinliktedir. Bu yüzden siyasi seviye ve medeni tutum Danıştay Salonu'nda iflas etmiştir. Burada hukuk yutkunmuş, adalet bir kez daha yara almıştır. Baro Başkanı Danıştay'daki konuşmasını hem süre, hem sınır, hem de kapsam açısından uzun tutmuş, kendisine verilen demokratik imkânı istismar etmiştir. Yüksek yargı organlarının özel ve kutlama günleri siyasete ayar verilecek ucuz yerler değildir ve böyle de görülmemelidir. Bu itibarla Baro Başkanı'nın ucu açık, her konuya girip çıkan konuşması alenen kışkırtıcıdır. Konuşmasında sıra Cumhurbaşkanlığı'na gelince Başbakan Erdoğan birden bire parlamış ve oturduğu yerden kürsüdeki konuşmacıya müdahale etmiştir. Başbakan Erdoğan öfke patlaması yaşamış, neredeyse Barolar Birliği Başkanı'nın üzerine yürümek için yerinde kalkmaya bile teşebbüs etmiştir. Pek tabii olarak, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nda zedelenen itibarını, yara alan prestijini tekrar kazanmak için sözüm ona kavga moduna geçmiştir. Barolar Birliği Başkanı’nın kendini beğenmiş tarzı, provakatif ve her satırı siyaset kokan açıklamaları Başbakan’ı tahrik etmiş ve kızdırmıştır. Kısaca söylemek gerekirse, Baro Başkanı çalmış, Başbakan oynamıştır."

"DANIŞTAY'DAKİ TÖREN SKANDALDIR"

Başbakan Erdoğan'ın laf yarışıyla devletin saygınlığına gölge düşürdüğünü iddia eden Bahçeli, "Gerçi biz Başbakan'ın ne kadar tahammülsüz birisi olduğunu çok iyi biliyoruz. Başkalarına edep uyarısı yaparken, kendisinin edeple yollarını nasıl ayırdığını da değişik bahanelerle gördük, görüyoruz. Danıştay'daki dramatik tören, ister mizansen, ister kurgu, ister proje, isterse de anlık gelişen bir olay olsun, kesinlikle skandaldır, kesinlikle sokak jargonuyla söz kesenlerin ayıbıdır." dedi.

"SİNİRLERİNİ KONTROL ETTİRSİN"

Normal şartlarda Başbakan'ın konuşmacıyı sağduyu ve olgunlukla dinlemesi gerektiğini belirten Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Ne var ki Başbakan, oturduğu yerden şeklen öfkelenmiş ve yüzü kıpkırmızı kesilerek gündemi lehine çevirmek istemiştir. Şayet Başbakan katıldığı toplantılardaki konuşmacılara artık doğrudan müdahale edecek bir psikolojiye sahipse, tavsiyemiz, sinirlerini kontrol ettirmesi, mümkünse de istirahate çekilmesidir. Başbakan yakında Meclis Grup salonlarını basmaya kadar işi götürürse kimse şaşırmamalıdır. Alo Fatih, Alo Mustafa, Alo Nermin hatlarıyla ile bunu zaten bir nebze yapmıştır. Başbakan etrafına sataşmayı alışkanlık haline getirmesi kendisine zarar verecektir."

"CUMHURBAŞKANI'NIN BU DURUMA DÜŞMESİ TALİHSİZLİKTİR"

"Bizi daha da düşündüren Başbakan'ın Danıştay Salonu'nda devlet erkanını oyuncağa çevirmesidir." diye konuşan Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de eleştirdi. Bahçeli şu ifadeleri kullandı: 

"Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu bir salon ve ortamda, protokol kurallarının uygulanış şekli bellidir. Herhangi bir toplantı veya törenin evsahibi kim ya da hangi kurum olursa olsun, eğer Cumhurbaşkanı orada hazırsa herkes buna uygun hareket ve riayet etmekle mükelleftir. Cumhurbaşkanı, bulunduğu salonu terk etmeden devlet ve siyaset adamlarının kalkıp gitmeleri terbiyesiz eksikliğidir. Başbakan'ın düzmece kavga sahnesinde, ayağa kalkarak başta Sayın Gül'e el hareketleriyle dışarıya davet etmesi büyük bir nezaketsizliktir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu duruma düşmesi de ayrıca talihsizliktir. Başbakan Erdoğan herkesi 'patron benim, benim dediğim olur' ima ve dayatmasıyla hizaya sokmuştur. Bu Türk devlet geleneğinin inkârıdır. Sayın Gül'ün ve Sayın Genelkurmay Başkanı'nın, Başbakan'ın ardı sıra çıkıp gitmeleri kendileri adına hüsran ve utanç vericidir. Başbakan'ın, devleti Hababam Sınıfına çevirmeye ne hakkı vardır? Başbakan madem Barolar Birliği Başkanı'yla lafta sürtüşmüş, madem konu Cumhurbaşkanlığı'na gelince nevri dönmüştür, o halde Sayın Gül niçin böylesi bir maskaralığa ortak olmuştur? Böylesi bir traji komik bir tiyatroda Sayın Cumhurbaşkanı'nın ne işi vardır?" 

"YAZILI MEDYA'YA AĞIR ELEŞTİRİ"

Yaşanan tartışmalı toplantının ardından yazılı medyaya da attığı manşetler dolayısıyla eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan'la Baro Başkanı arasındaki mizansenin bir gün sonrasında, AKP borazanlığı görevini hevesle sürdüren bazı gazetelerin şu başlıklarına çok dikkat ediniz: Sabah Gazetesi Van Minute, Posta Gazetesi Van Minute, Vatan Gazetesi Van Minute, Haber Türk Gazetesi Danıştay'da Van Minute, Akşam Gazetesi Cüppeli Siyasete Van Minute, Türkiye Gazetesi Her Darbede Yargı Başrolde, Star Gazetesi Paralelle İş Tutan Milletle Buluşamaz, Takvim Gazetesi Cübbeli Vaiz, Yeni Şafak Gazetesi Edepsizlik, Güneş Gazetesi Edepsizlik, Yeni Akit Gazetesi Hem Edepsiz, Hem Yalancı. Danıştay'daki rezilliğe van minute diyebilmek için insanın zihinsel özrü olması yeterlidir. Görüyorsunuz, 30 Ocak 2009'da Davos'taki sahtekârlığın bir benzeri 10 Mayıs 2014 tarihinde tekrarlanmak istenmiştir. Çünkü Başbakan’ın buna ihtiyacı vardır. Yıllardan beri Davos’taki mizahı kullanmış, bundan geçinmiştir. Fakat ortada bir sorun vardır o da şudur: Barolar Birliği Başkanı Şimon Peres, Barolar Birliği de İsrail değildir." 

"ORTAK ÇATI ADAYI, TOPLUMUN HER KESİMİNE HİTAP EDENDİR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda da eleştiren MHP Lideri Devlet Bahçeli, 'Ortak Çatı Adayı' teklifine her kesimin sıcak baktığını dile getirdi. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Başbakan ister Anayasa Mahkemesi'nde bardak gibi dolsun, ister Danıştay'da eften püften şekilde boşalsın, isterse de Dolmabahçe'de avucuna aldıklarıyla orta oyununda figüran olsun, Cumhurbaşkanlığı kendisine on gömlek bol gelecektir. Cumhurbaşkanlığı görevi sana düşmez. Cumhurbaşkanlığı kimsenin tapulu malı değildir. Cumhurbaşkanlığı hiçbir ideolojinin, hiçbir zümrenin, hiçbir çıkar grubunun emanet ve emrinde de olamaz, olmamalıdır. Çankaya; ümitlerimizi boğan felaketlerden sonra Aziz Atatürk'ün millet iradesiyle açtığı zafer sayfalarının sonuç kısmıdır. Cumhurbaşkanı Türk milletinin vicdanı, Türk devletinin ana karargâhıdır. Cumhurbaşkanı herkesin, yani Cumhurun başıdır. Doğal olarak bu kutlu mevkii, bütün Türk vatandaşlarının aynası ve çatısıdır. Çankaya’da ayrımcılık, önyargı, sübjektif bakış, siyasi tarafgirlik, etnik ve mezhep yandaşlığı olamayacaktır. Gazi Mustafa Kemal'in, 1 Kasım 1927'de ikinci kez Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı konuşmasında; 'Cumhurbaşkanlığı; Türk milletinin fazilet, doğruluk ve isabet niteliklerini gösterir'  sözleri de buna atıftır. Biz bu duygu ve düşüncelerle Cumhurbaşkanı milli iradenin ortak çatısı, ortak yüzü, ortak refleksi olsun dedik. Milletimize bu öneriyi getirdik. Herkesin benimseyeceği, 'işte aradığım bu' diyebileceği bir Cumhurbaşkanı modelinin tercümanı olduk ve bunu da ortak çatı ifadesiyle kavramsallaştırdık. Hamd olsun bu teklifimiz büyük ölçüde makul bulunmuş ve ilgi görmüştür. Milletimiz ortak çatıdan düşüncesinden fazlasıyla umutlanmıştır. Ortak çatı adayı, toplumun her kesimine hitap edendir, milletimizi tümüyle kavrayandır, herkesi bağrına basan ve ruhunda eritendir. Bizim ortak çatı önermemiz; 'herkes eşittir Türkiye' inanç ve kararlılığına dayanmaktadır. Türkiye'nin yeniden ayağa kalkması için ortak çatı cankurtarandır."

"ORTAK ÇATI ADAYI, ÇANKAYA'NIN 12'NCİ DEĞERLİ İSMİ OLACAKTIR"

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda sözlerini sürdüren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Allah'ın izni ve rızasıyla, Türk milleti asgari müştereklerinden ödün vermediği müddetçe belirlenecek ortak çatı adayı Çankaya'nın 12. değerli ismi olacaktır. İşte bizim hedefimiz bunu tesis etmeye yöneliktir. Bu, partiler üstü bir amaçtır. Bu, siyasi angajmanlar dışı bir çabanın mahsulü olacaktır. Blok siyaseti yapanlar, cepheleşme üzerine geleceklerini feda edenler kuşkusuz bizim önerimizi çarpıtmakla meşguldür. Ortak çatı formülü toplumsal ve siyasal tüm aktörlerden mülhemdir. Teklifimiz AKP'ye oy veren, CHP'ye oy vermiş kardeşlerimizedir. Teklifimiz Demokrat Partisi’nden Saadet Partisi’ne, Büyük Birlik Partisi’nden diğer siyasi partilere oy ve gönül vermiş kardeşlerimizi kapsamaktadır. Biz, tavanda değil, tabanda mutabakat sağlamayı öneriyoruz. Biz, partilerin değil, Türk milletinin güç birliği sağlamasını umuyoruz. Ortak çatı adayı fikrimiz kamuoyunda konuşulmaya başlandığı andan itibaren Başbakan Erdoğan ve ısmarlama kalem sahibi uyduları panik içinde karalama kampanyası başlattılar.

"GEOMETRİK HESAP DEDİLER"

"Dört bir koldan çamur attılar, alaya aldılar, akıllarınca sulandırmaya çalıştılar. Özetle tam bir haftadır, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı ortak paydası dışında hiçbir karşılığı yok dediler. Siyasi anlam taşımıyor, sığ ve siyasetsizliğin eseri”, dediler. Çatı aday girişimini yadırgadım dediler. Çatı adaya dokuz maddelik itiraz getirdiler. Üçgen pazarı diyerek manşet attılar. Siyasi mühendislik ve yeni blok inşası paradokstur diye yorumladılar. MHP ile CHP'yi yakınlaştırma sürecinde yeni bir merhale dediler. Teoride doğru, pratikte zor dediler. Fantastik ve siyasi fantezi ürünü diyerek yaftaladılar. Geometrik hesap dediler. Çankaya'nın çatısını çökertecek aday dediler. Siyasetin geometriyle ilişkisini kurmak fantastik bir fikir, üçgen devlet iktidarını temsil ediyor dediler. Ağzı olan konuşmuş, karanlıktan aydınlığı taşa tutmuştur. Teklifimiz ABD menşeli olmadığı için aradıklarını bulamayanlar kendilerini hemen ele vermişler, yabancı hayranlığından kurumuş koruluğa dönenler deşifre olmuştur. Bunların yüreklerine adeta ateş düşmüş, sakinleşmeleri için de saldırmaları gerekmiştir. Yandaş kalemler harıl harıl fitne taşları döşerken, Başbakan ve tetikçi sözcüleri hemen durumdan vazife çıkarmışlardır. Çizdiğimiz üçgenleri anlamayan taş kafalar bizi Pisagor'a benzetmiş, cebirden geometriye geçtiğimizi iddia etmişlerdir. Allah korusun, fiziken Ankara'da, aklen ve kalben Kandil'deki inlerde yaşayan siyasi mevtaların bizim önerilerimize katılmaları yanlışa düştüğümüzün en bariz kanıtı olacaktır. Biraz düşünürse geometrik şekillerde kimin usta ve önde olduğunu fazla ipucuna gerek kalmadan çıkaracaktır. Başbakan Erdoğan cetvelden, gönyeden, pergelden yardım almadan şaheser çizimlere imza atmıştır. Mesela yamuk çizmiş, kendisini ve yanındaki hırsızların alayını yamultarak içine tıkıştırmıştır. Dikdörtgen görünümlü ayakkabı kutularına para yığmıştır. Paralel çizgiden paralel örgüt çıkarmıştır. Kare şeklindeki odalara soygundan elde ettiği paraları koymuştur. Daire çizmiş, karakterindeki köşeleri yuvarlaklaştırmıştır. Sayın Başbakan merakını yakında gidereceğiz ve gün gelecek saklandığın, sıkıştığın 17-25 şifreli küplerden seni çıkartarak inşallah adalete teslim edeceğiz."
Editör: TE Bilisim