CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Ordu Valisi Seddar Yavuz'un bulunduğu konuma vce devlet adamlığına yakışmayan davranışlar sergilediğini iddia ederek, "23 Nisan'da Ordu'da Karşıyaka İlköğretim Okulu'na giden Vali, öğretmenlere konuşma yaparak, 'Atatürk'ü çok abartmaya gerek yok, o kadar abartmayın, bu ülkede 10 senede bir Atatürk kadar biri çıkar. Cumhuriyet döneminin yanında, Osmanlı'yı unutturmayın Osmanlı'yı öne çıkartın' dediği toplantıda bulunan birkaç kişiden teyit edilmiştir." ifadelerini kullandı. 

Adıgüzel bununla da yetinmedi, Vali Yavuz'un Ordu'dan önce görev yaptığı Muş'taki hizmetlerini de hedef aldı ve yakın geçmişte terör örgütü PKK ve HDP'li bazı isimlerin hedefi haline gelmesine rağmen, "Muş'ta görev yapmasından hareketle kendisini bölücü terör örgütüne karşı olağanüstü mücadele etmiş kahraman edasıyla göstererek partizanlığına milli bir kılıf uydurmaya kalkıyor" iddilarında bulundu. 

VALİ YAVUZ'DAN BELGELİ YANIT

CHP'li Adıgüzel'in bu iddiaları karşısında Ordu Valisi Seddar Yavuz yazılı bir açıklama yaparak, belgesiyle iddialara yanıt verdi. 

İşte o açıklama:

"Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ordu Milletvekili Sayın Mustafa Adıgüzel, kendisine ait facebook sayfasında, 'Ordu Valisi Seddar Yavuz'un Skandaları Bitmiyor' başlığı altında, tamamen asılsız, mesnetsiz ve iftira niteliğinde bir yazı paylaşımında bulunmuş ve bu yazı kaynak gösterilerek, basın-yayın organlarınca haber yapılmıştır.

Altınordu ilçemizin Karşıyaka Mahallesi'nde bulunan Şehit Zeki İnan İlkokulu'nda gerçekleştirilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Töreni sonrasında, herkes tarafından beğenilen bir kutlama programı icra eden okul yönetimi ve öğretmenlerini tek tek tebrik ettikten sonra eşimle birlikte tören alanından ayrılacağım esnada, okul yöneticileri ve öğretmenlerin ısrarlı bir şekilde ikramda bulunma isteklerini kırmayarak, beraberimde eşim Sayın Selda Yavuz, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Dr.Mehmet Hilmi Güler, İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Kutlu Tekin Baş, Altınordu İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Hasan Acu ile birlikte davete icabet ettik. Okulun öğretmenler odasında verilen ikram sırasında, öğretmenlerle sohbet etme fırsatımız oldu. Bu sohbette, okullarımızda düzenlenen 'Kariyer Günleri' etkinliklerine katılarak, öğrencilerimize medeniyet değerlerimiz, doğru meslek seçimi, ahlaklı ve iyi insan olarak yetişmeleri konularında tavsiyelerde bulunduğumu ifade ettim.

Yapılan sohbette, Türk Milleti'nin çok büyük bir millet olduğunu, büyük milletlerin en önemli özelliğinin de tarih boyunca çok sayıda büyük devlet adamları yetiştirdiğini vurguladım. Selçuklu'nun Osmanlı'ya, Osmanlı'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne rakip olmadığını ve şanlı Türk tarihinin birer parçası ve devamı olduğunu ifade ettim. Bu başarılarımızın altında yatan nedenin de, medeniyet değerlerini özümsemenin, benimsemenin ve bunu yaşatmanın olduğu vurgusunu yaptım. 

Hal böyle iken, 1989 yılında başlamış olduğum mülki idare mesleğinde, 28 Şubat süreci dahil olmak üzere hiç bir dönemde Cumhuriyet'e, Cumhuriyet'in kurucu değerlerine ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik isnat, eleştiri ve şikayete maruz kalmayan şahsımı; 'çamur at izi kalsın' mantığı içinde, bir kavgada dahi söylenmeyecek küfür ve hakaretleri yapanların suçlarını örtbas etmek, şahsımı toplumda itibarsızlaştırmak ve linç etmek üzere bir iftira kampanyası başlattıklarını üzüntüyle görüyorum.   

Yapmış olduğum sohbete ilişkin okul yönetimi tarafından düzenlenen ve ekte sunulan rapor, 15 Mayıs 2019 tarihinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne okulun resmi e-posta adresi üzerinden gönderilmiştir. Söz konusu rapor, ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına da iletilmiştir.  

Vatanına, milletine ömrünü adamış bir devlet adamı olarak, ne dün, ne bugün, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine asla dil uzatmadım. Onların, milletimizin gönlündeki yerini bilen ve bunu da özümseyen bir Devlet yöneticisi olarak, toplumda asla bir tartışma konusu yaratacak söylem, eylem ve davranışım olmamıştır. Bu durumu, görev yaptığım yerlerdeki tüm kamu görevlileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlarımız çok iyi bilmektedir.

"ALTINDA YATAN NEDEN VIP İŞGALİ OLAYI"

Şahsıma yönelik bu asılsız, mesnetsiz itham ve iftiraları asla kabul etmiyorum. Bu itham ve iftiranın altında yatan nedeninin de, Ordu-Giresun Havalimanında yaşanan VIP işgali olayı olduğunu, kamuoyu da, ben de çok iyi biliyorum. Yapmış oldukları küfür, hakaret ve çıkarmış oldukları rezaleti örtbas etmek isteyen çevrelerin, şahsımı toplumda itibarsızlaştırmak için başlatmış oldukları yaftalama ve karalama kampanyasını esefle kınıyorum. Mesnetsiz, yakışıksız bu iftiralarla ilgili de yasal yollara başvuracağımı ve buna tevessül edenlerle hukuk önünde hesaplaşacağımı, tüm kamuoyunun bilgisine ve takdirine sunuyorum."

Editör: TE Bilisim