ANKARA - Karadeniz Bölgesi'nde bölge milletvekillerinin unuttuğu fındığı CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran gündeme getirdi. CHP'li Oran, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan döneminde milli ürün niteliğindeki tarım ürünlerinde önemli kayıplar yaşandığının altını çizerek, "Ne zaman adam oluruz? Ülkenin Tarım Bakanının yabancı ülkelerden üstün hizmet madalyası almadığı zaman" ifadesini kullandı. 

Oran, fındık üreticisinin mağdur ve sahipsiz olduğunu vurgulayarak, "Fındığın çilesini Temel, Dursun çekiyor, keyfini Roberto, Rossi sürüyor. 2002-2014 döneminde milli ürün niteliğindeki başlıca tarım ürünlerinde önemli kan kayıpları yaşandı. Buğday ve şekerpancarı üretiminin yerinde saydığı bu dönemde, tütün, pamuk, fındık ve zeytin üretiminde ise önemli düşüşler yaşandı. Buna karşılık tarım ürünleri ithalatı katlanarak arttı ve Türkiye tarımda giderek dışa bağımlı hale geldi." diye konuştu. 

"KAMU REGÜLASYON KUMRUMU'NUN KURULMASI ŞARTTIR"

Türkiye'nin, dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini üretmesine rağmen Fiskobirlik'in devre dışı bırakılması nedeniyle fiyatı yabancıların belirlediğini söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, "Türkiye'nin fındık ihracatının 3'te 1'ini gerçekleştiren Oltan Gıda'nın, İtalyan Ferrero Grubu'na satış durumunda inisiyatif tümden yabancıya geçecek. Tarımda milli ürünlerin, 'milli' kalabilmesi, fiyat istikrarı ve üreticilerin mağdur edilmemesi için Kamu Regülasyon Kurumu'nun bir an önce kurulması şarttır. AKP, tarımda net ihracatçı Türkiye'yi ithalatçı yaptı. Tarımda 2002'de yüzde 103 olan toplam ihracatın ithalata oranı, bugün yüzde 70 dolayına geriledi. Son 12 yılda tarımda 15 milyar dolara yakın dış ticaret açığı verdi. Küresel iklim değişikliği nedeniyle tarım sektörü tüm uluslar için giderek bir 'milli güvenlik sorunu' haline gelirken, Türkiye'de 2002-2014 döneminde 'milli ürün' niteliğindeki başlıca tarım ürünlerinin üretiminde önemli kan kayıpları yaşandı. Artan nüfus ve talebe rağmen buğday ve şekerpancarı üretiminin yerinde saydığı bu dönemde, tütün, pamuk ve fındık üretiminde ise önemli düşüşler yaşandı. Buna karşılık buğday, pamuk, mısır, şeker başta ham ve işlenmiş tarım ürünleri ithalatı katlanarak arttı; tarımda giderek dışa bağımlı hale geldik. 

"BİZİM OLAN FINDIĞIN KADERİ YABANCININ ELİNDE"

Tarımda milli ürünlerin başında fındık geliyor. Türkiye dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini, ihracatının da yüzde 75'ini gerçekleştiriyor. Çiftçi Kayıt Sistemi'ne göre Türkiye'de 38 ilde 690 bin hektarlık bir alanda fındık üretimi yapılıyor. Yıllık 400-500 bin tonluk üretimin 100-110 bin tonu içeride tüketilirken kalanı ihraç ediliyor. Özellikle Ordu, Giresun, Samsun, Trabzon, Düzce, Sakarya, Zonguldak, Artvin, Bartın, Kocaeli, Sinop, Gümüşhane, Kastamonu ve Rize illerinin ekonomisinde fındık çok önemli bir yer tutuyor. 400 bin dolayında aile yani yaklaşık 2 milyon kişi geçimini fındıktan sağlıyor. Ancak ne yazık ki AKP'nin Fiskobirlik'i devre dışı bırakması sonucu, bu milli üründe inisiyatif neredeyse tamamen yabancıların eline geçti. Geçici süre için görevlendirilen TMO'nun da fındık alımlarını sonlandırması ile fındık üretici tamamen yabancıların belirleyici hale geldiği piyasa koşullarında mağdur olmaya başladı. Mevcut durumda 8-10 yabancı firma Türk fındığının en büyük alıcısı konumunda. İçeride alivre alım yapanlar da onların ortak olduğu şirketler ya da onların kontrolündeki tacirlerden oluşuyor. Az sayıdaki bu alıcılar, Türkiye'deki üretim miktarını gözleyerek yurt dışında alım fiyatını belirliyor, istediği fiyatı dikte ediyor. Bu fiyat formaliteden Hamburg Borsası’na tescil ettiriliyor. Böylece fiyat sözde Borsa’da oluşmuş gösteriliyor. Fındık üreticisi mağdurdur. Fındık üreticisi sahipsizdir. Fındığın çilesini Temel, Dursun çekiyor, keyfini Roberto, Rossi sürüyor. Karadenizlinin emeğini yabancı fırsatçılar sömürüyor.

"İHRACATIN 3’TE 1’İNİ YAPAN FİRMA YABANCIYA SATILIYOR"

Türkiye'nin fındık devi Oltan Gıda'nın, İtalyan çikolata devi Ferrero Grubu'na satış süreci ile durum daha da vahim bir boyut kazandı. 2002 yılından bu yana fındıkta ihracat şampiyonu olan ve Türkiye fındık ihracatının 3'te 1'ini tek başına yapan Oltan Gıda'nın satışı, dünya fındık piyasası ve çikolata sektörünü doğrudan etkileyecek. 500 büyük sanayi kuruluşu araştırmasında 55'inci sırada yer alan Oltan Gıda, bir ay önce en fazla fındık ihraç eden firma ödülünü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın elinden almıştı. Trabzon merkezli Oltan Gıda'nın 5 fındık kırma fabrikası, 2 iç fındık seçme tesisi ve Trabzon'da fındık entegre tesisi bulunuyor. Şirket, fındık satışının yüzde 70'ini Ferrero'ya yapıyordu. Dünya çikolata devi olarak bilinen Ferrero'nun yıllık cirosu 10 milyar Euro'ya yaklaşıyor. Ferrero, fabrikalarında kullandığı fındığın yüzde 80'nini Türkiye'den temin ediyor. Oltan Gıda'yı satın alırsa, fındık ihracatının üçte biri doğrudan Ferrero'nun kontrolüne girecek. İzleyen süreçte başka yabancı firmaların da fındık sektörüne girmesi bekleniyor. Böylece fındık ihracatında piyasa, tamamen yabancı sermayenin inisiyatifine geçmiş olacak.
Fiskobirlik ve Toprak Mahsulleri Ofisi'ni (TMO) güçsüzleştirerek, devre dışı bırakan AKP, fındık piyasasını tamamen yabancı kartellerin insafına terk etmiştir. Bu milli ürünün 'milli' kalabilmesi, fiyat istikrarı ve üreticilerin mağdur edilmemesi için Kamu Regülasyon Kurumu’nun bir an önce kurulması gerekmektedir.

"MİLLİ ÜRÜNLERDE KAN KAYBI"

2002-2014 döneminde nüfus ve tüketim artışına rağmen tarımda milli ürün niteliğindeki başlıca ürünlerde üretim ya geriledi, ya da yerinde saydı. Buna karşılık ithalat katlanarak arttı. 2014 için yapılan rekolte tahminleri bu yıl üretim miktarının buğdayda 19.7 milyon ton, pamukta 2.4 milyon, tütünde 70 bin ton, şeker pancarında 16.9 milyon ton, çayda 1.2 milyon tan, fındıkta ise 420 bin ton olacağına işaret ediyor. Bu veriler, son 12 yılda çay üretimi artarken, buğday ve şekerpancarı üretiminin yerinde saydığını, tütün, pamuk ve fındık üretiminde ise önemli düşüşler yaşandığını ortaya koyuyor.

"İŞTE CHP'Lİ UMUT ORAN'IN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ"

1- Tarım politikamız yapısal sorunları çözücü, yatırım eksikliğini giderici, maliyetleri düşürüp verimliliği artırarak sektörün rekabet gücünü geliştirici, doğayla dost, insan odaklı bir üretim temelinde gelişecektir.

2- Bu amaçla 5'er yıllık dönemler halinde hazırlanacak tarım programları ülke ve dünya ölçeğindeki gelişmeleri kavrayıp en uygun çözümleri yaratıcı bir nitelikte oluşturulacaktır.

3- Destekleme sistemi gıda egemenliği ve istikrarlı tarımsal gelir artışı için yeniden yapılandırılacak, desteklerin nitelik ve nicelikleri amaç ve stratejilere uygun biçimde düzenlenecektir.

4- Arazi Edindirme Ofisi çalışmalarıyla topraksız ya da yeter toprağı bulunmayan köylüye toprak dağıtan yeni bir toprak reformu anlayışı hayata geçirilecektir.

5- Tarım sektöründe üretken kamusal yatırımlar arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri ile başlatılacak, tarım arazilerinde ülkemiz koşulları ile uyumlu ve gerçekçi bir ölçek ekonomisi yaratılacaktır.

6- Küçük işletmeler arasında işbirliği ve dayanışma sağlayan yeni bir örgütlenme anlayışı, bu yapının verimlilik istihdam, üretim yaratmasını sağlayacaktır.

7- Ülkemizin teknik ve ekonomik ölçütlerle sulanabilir arazilerinin tümüne su götürecek bir sulama yatırımı seferberliği devreye sokulacaktır.

8- Toprak ve su kaynaklarımızın korunarak geliştirilmesine özel bir önem verilecek, biyolojik çeşitliliğin, doğanın ve çevresel değerlerin gözetilmesi tüm tarım uygulamalarının ortak bileşeni olacaktır.

9- Bilgi ve teknolojinin tarımda kullanımı özel bir önemle desteklenecek, tohum ve damızlık hayvan materyali geliştirme ve çoğaltma hizmetleri için yeterli ve sürekli kaynak tahsisi sağlanacak ve iş organizasyonu kurulacaktır. Bunun için kamu ve özel sektör ile üniversitelerin işbirliği olanakları artırılacaktır.

10- Tarım ve gıda işletmelerinin modernizasyonu sağlanacaktır. Bu işletmelere yönelik kamusal denetim güçlendirilecek ve gıda güvenliği alanında yaşanan iç ve dış pazar sorunları ortadan kaldırılacaktır.

11- Tarımsal girdi ve çıktı piyasalarındaki aksak yapılar üretici ve tüketici yararına yeniden düzenlenecek, tekelleşme önlenecektir.

12- Tarımsal kamu örgütlenmesi çağdaş standartlara göre yeniden yapılandırılacaktır.

13- Sağlıklı ve bol gıdanın tüketici sofrasına uygun fiyatla ve zamanında erişmesini sağlayıcı, örgütlü üretici ve tüketici kooperatifleri aracılığıyla işleyen, aracı mekanizmaları dışlayıcı yeni ve çağdaş bir pazarlama yapısı organize edilecektir.

14- Kırsal kalkınma politikası uygulamalarıyla sadece tarım değil tüm sektörlerde gelişme hızlandırılacak, kırsal kesimin gelir düzeyi artırılacak ve böylece yoksulluk ve işsizlik azaltılarak göçe bağlı sorunlar hafifletilecektir. Kırsal kesimde orman vasfını yitirmiş 2B alanları tarım yapan orman köylüsüne verilecektir.

15- GAP yatırımları özel bir önemle desteklenecek ve hızla tamamlanacaktır. Mayınlı araziler mayınlardan temizlenerek yöre çiftçilerinin tasarruf ve tarım amaçlı kullanımına açılacaktır.

16- Tarım nüfusunun eğitilmesine özel önem verilecektir. Nitelikli insan gücü yetiştirilmesi ve işletmelerde çalışanların mesleki ve teknik özelliklerinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar desteklenecektir. Ne zaman adam oluruz? Ülkenin Tarım Bakanının yabancı ülkelerden üstün hizmet madalyası almadığı zaman.

Editör: TE Bilisim