ORDU - Giresun ve Ordu bölgesinin fındıktaki üretim ve pazarlama sorunları, fındığın uluslararası piyasalardaki durumu ve hükümetin fındık politikalarının ele alındığı 'Fındık Toplantısı'nda, CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun ve Çetin Osman Budak, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ile Genel Başkan Başdanışmanı Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu da hazır bulundu.

"FINDIĞIN SORUNLARI 554 YILDIR SÜRÜYOR"

Fındık sektörünün önde gelen isimleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, toplantının ardından yaptığı açıklamalarda, "Fındığın bütün taraflarıyla birlikte güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Arkadaşlar düşüncelerini aktardılar. Fındıkla ilgili ilk ihracatın 1462 yılında gerçekleştiğini bir arkadaşımız ifade etti. 1462 yılından bu yana fındıklı ilgili sorunumuz devam ediyor. Bu aslında bizim siyaset kurumunun sorunlara çözüm üretmede ne kadar yetersiz olduğunu gösteren bir başka temel örnek. Fındık bu bölge için stratejik bir ürün, çok sayıda aile, çok sayıda kişi ana gelir kaynağı olarak fındıkla geçiniyor. Dolayısıyla fındıkla ilgili özel politikaların geliştirilmesi zorunlu" diye konuştu.

Fındık ve fındık üreticilerinin mağduriyetlerinin oluşmaması için Fiskobirlik'in kurulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "1935 yılında ilk ulusal fındık kongresi toplanıyor ve 1938 yılında da Fiskobirlik kuruluyor. Bu çerçevede değerlendirdiğimizde cumhuriyeti kuranların fındığın ne kadar önemli bir ürün olduğunu, bölge için ne kadar önemli olduğunu, Birinci Ulusal Fındık Kongresi'nin toplandığını ve hemen arkasından üreticilerin korunması için 1938 yılında Fiskobirlik'in oluştuğunu hep beraber biliyoruz, okuduk, konuştuk ve değerlendirdik." dedi.

"FINDIKTA MUTABAKAT BAŞLIKLARI" 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin yapılan fikir ve görüş alışverişleri sonucunda mutabık kaldıkları sorunları ise şöyle sıraladı: "Fındık bahçeleri yaşlanıyor, bunların mutlaka yenilenmesi lazım, ama yenileme sürecinde üreticinin bir kaybı olmaması için de özel bir desteğe ihtiyaç var. Fındıkta katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi gerekiyor. Bu bağlamda bir Fındık Ar-Ge'sinin oluşturulmasını, özellikle üniversitelerde bunun oluşturulmasını, fındığı fındık olarak değil, işlenmiş ürün olarak ihraç edebilirsek çok daha fazla dövizin Türkiye'ye gelebileceği konusunda görüş birliği sağlandı. Ayrıca bir Fındık Kanunu var ama bu Fındık Kanunu yetersiz. Lisanslı depoculuğu, manavcılık dahil olmak üzere Fındık İhtisas Borsasını bir arada düşünüp, mükemmel, bütün tarafların katılımıyla olgunlaştırılmış yeni bir Fındık Kanunu'nun çıkması gerektiği konusunda da yine tarafların görüş birliği var. Bir endişe dile getirildi, yabancıların fındık konusunda Türkiye’de tekelleşmesi, bu endişe dile getirildi. Dolayısıyla üreticinin zarar göreceği, bizim yerli sanayicimizin zarar görebileceği ifade edildi. Tekelleşme konusunda hem siyaset kurumunun, hem odaların daha dikkatli bir politika izlemeleri gerektiğinin de altı çizildi. Kısaca üzerinde mutabık kaldığımız görüş ifade eden arkadaşlarımızın düşünceleri bu bağlamda gerçekleşti." dedi.
Editör: TE Bilisim